Çok yüksek traducir español
3,507 traducción paralela
Tamam, evet. Teratom olma ihtimali çok yüksek diyebilirim.
Sí, es probable que sea un teratoma.
24 haftalık bebek prematüredir ama yaşama şansı çok yüksek.
24 semanas es prematuro, pero hay una muy buena posibilidad.
- Dahi Mickey Bricks için çok yüksek olmamalı.
- No debería ser mucho para ti. El gran Mickey Bricks.
Sırf vergi indiriminiz dahi mali bakımdan çok yüksek olacak.
El impuesto de siniestro total solo tiene sentido financiero.
Sen çok yüksek ve ulusun.. dünya sensiz gidemez değil mi?
¿ Eres tan grande y poderoso, que el mundo no puede continuar sin ti?
Evet, belki de beklentilerimizi çok yüksek tuttuk.
Sí. Puede que nuestras expectativas fueran demasiado altas.
O zamanlar benim için çok yüksek bir meblağdı bu.
En aquel momento eso me parecía mucho dinero.
- Düşmekten. Çok yüksek, sen de öleceksin.
Sí, porque si te caes es muy alto, así que te mueres.
Tudor, Majesteleri'ni tutsak etmiş olsaydı şüphe yok ki çok yüksek bir fidye talep ederdi.
Si los Tudor capturaran a Su Majestad, seguramente demandarían un rescate desorbitado.
Bizim veritabanımıza erişmek çok yüksek bir seviye ister.
El acceso a nuestra base de datos requiere una habilitación de seguridad que nunca habrá escuchado.
Pekala, bu aşması çok yüksek bir rekor, Blazer.
Bien, dejó la vara muy alta, Blazer.
Tamam, talihsiz bir durum ama hedefimiz çok yüksek.
Bien, es desafortunado, pero hay demasiado en juego.
- Çok yüksek profilli. Ayrıca sanırım HR, onun operasyonundan pay almak istiyor.
Además creo que Recursos Humanos se lleva una parte de su operación.
Bütün kemikleri kırıldığına göre, çok yüksek bir hıza ulaşmış olmalı.
Sí. Bueno, con todos esos huesos rotos, definitivamente alcanzó la velocidad terminal.
Çok yüksek teknoloji.
Es de muy alta tecnología.
Newark ve Jersey ana hattlarının sıcaklıkları çok yüksek.
Una gran cantidad de calor en Newark y las principales líneas centrales de Jersey.
Burada çok yüksek bir rakımdasınız.
Aquí estas, en la cima.
Gerçekten çok yüksek mi?
¿ Es eso realmente alto?
Onların talepleri çok yüksek, Savitri. Anlaşmamız mümkün değil.
Piden demasiado, Savitri.
Sesi gerçekten çok yüksek.
Lily. Su voz es muy alta.
- Tamam, pekâlâ bir arkadaşımla restoranda akşam yemeği yiyordum ve yan tarafta ki şerefsiz çok yüksek sesle konuştuğumu söyledi ve beni müdürü çağırmakla tehdit etti.
- De acuerdo, entonces... Estaba en este restaurante cenando con un amigo, y este imbécil cerca mío dice que soy muy ruidoso y amenaza con llamar al gerente.
Bir Rus gangsteriyle aynı hücreyi paylaşmıştım ve bana çok yüksek sesle konuştuğumu ve eğer kesmezsem taşaklarımı boynuma dolayacağını söylemişti.
Compartí celda con un gánster ruso y él decía que yo hablaba muy fuerte y que si no paraba, ataría mis bolas alrededor de mi cuello.
Brophy : Ve aynı yükler birbirini iter ve iyonları çok yüksek bir hızda dışarı iter.
Y de ese modo las cargas se repelen mutuamente e impulsan los iones a una altísima velocidad.
Brophy : Yıldızlara gitmek için yük hafif olmalı. Temel nedeni o kütleyi çok yüksek hızlara çıkarmak zorunda olmanızdır, ve araç ne kadar hafif olursa, bunu yapmak o kadar kolay olur.
Las cargas tienen que ser pequeñas para viajar a las estrellas principalmente porque debes acelerar esa masa a velocidades muy altas, y con un vehículo ligero es más fácil hacerlo.
Ben henüz bütün sorularımızı cevapladığımız bir mesafeyi katettiğimizi sanmıyorum. Ancak bir Astrobiyolog olarak önümüzdeki 25-30 yıl içinde Dünya dışında hayat olduğuna dair bulguların çok yüksek bir ihtimal olduğuna inanıyorum.
No puedo imaginarme si las respuestas llegarán a destino para todas nuestras preguntas, pero como un astrobiológo, creo que en los próximos 25 o 30 años, vamos a tener una excelente oportunidad de encontrar evidencia de vida más allá de la Tierra.
Bu bahsettiğin şey, bu dönemin çok yüksek teknolojili gözetim olayı.
Eso es vigilancia de muy alta tecnología para esta época.
Of, çok yüksek sesli bağırdın, ve evet, bir kadın.
Eso fue demasiado ruidoso, y, sí, es ella.
Siz konuşurken, gözlerini kırpıştırıyorsa, sesiniz çok yüksek demektir!
Si parpadea mientras usted habla ¡ el volumen está muy alto!
Çok yüksek, Ray.
Está demasiado alto, Ray.
Çok yüksek gözüküyor.
Parece bastante complicado.
Bunu devlette çok yüksek seviyedeki bir kaynaktan duydun.
Ahora acabas de oír eso de una fuente de muy alto nivel en el Estado.
Diğer doktorlar kabul etmese de onun iyiliği için bence ilaçların dozunu artırmalıyız. Aksi takdirde kaslarda felç riski çok yüksek olur.
Aunque otros médicos puedan no estar de acuerdo... yo creo que, por su seguridad, debemos aumentar su dosis... o el riesgo de la parálisis muscular será demasiado alto.
Ses çok yüksek!
Está tan fuerte.
Siren sesleri çok yüksek.
Las sirenas suenan verdaderamente fuerte.
Çok yüksek ihtimalle hepatit oldum.
Hay una posibilidad muy alta de que tenga hepatitis.
Higgs avı CERN'deki devam eden en yüksek profilli iş olabilir ama 6 milyar poundluk deneyler, bir bozon bulmaktan çok daha fazlasıyla ilgilidir.
La búsqueda del Higgs es probablemente la labor más importante ahora mismo en el CERN pero el experimento de 6.000 millones de libras va más allá de encontrar un solo bosón.
Amy yüksek tansiyonlu bir işte çok uzun saatler çalışıyordu, değil mi?
Amy trabajaba muchas horas bajo una gran presión, ¿ no?
Burada çok fazla deneme sürüşü yaptık ancak en yüksek hıza çok yaklaşamadık çünkü zemin çok engebeli.
Hacemos un montón de pruebas aquí pero no demasiadas de velocidad máxima, porque está muy bacheada.
Bu çok yüksek sesti.
Eso fue muy ruidoso.
Belki birşeylerden korkarım... çünkü dünyadaki ifade gücü en yüksek adam değilim... belki de seni ne kadar çok sevdiğimi sana hiç belli etmedim.
Me da miedo que de alguna forma dado que no soy el tipo más expresivo del mundo no te haya dejado en claro lo mucho que te amo.
Çok uzun ve ince, yüksek bir yerden akmadığını gösteriyor. Yani Bay Hansen kalbinden bıçaklandığı sırada masada oturur pozisyondaymış ki bu da gayet mantıklı.
Muy largo y fino, sugiere que no cayó de gran altura, por lo que el Sr. Hansen fue apuñalado en el corazón... sentado en el escritorio, lo que tiene sentido.
O da ne? Hayır çok yüksek.
¿ Qué pasa?
Bağlı alüminyum şasisi var ve bu alüminyum şasi... -... çok harika şekillendirilmiş, yüksek teknolojili. Ne?
Tiene un conjunto de chasis y carrocería de aluminio, está súper desarrollado y es muy avanzado. ¿ Qué?
Çok modern ve yüksek teknolojili, bunlardan birini gerçekten istiyorum.
Es muy moderno y tiene tecnología punta y quiero uno, en efecto.
Evet, hırsızlık çetelerinin satış taptığı bir ambar var çok talep görüyor ve yüksek fiyatlı.
Sí, siempre tiene mucha demanda y tiene sobreprecio.
- Müziğin sesi çok mu yüksek?
¿ Está la música muy fuerte?
Radyo reytingleri öğlenleri çok daha yüksek oluyor.
Las audiencias han estado subiendo mucho por las tardes.
- İnsanların beni daha çok görmek isteyeceği bir şehre alır mısın programımı? İnsanlara yüksek eforla bir şeyler dinletmeye çalış- -
- Podemos simplemente actuar en, una... una ciudad en que la gente me quiera ver sin tener que oír a ningún parlanchín agresivo...
Atmosferinde yüksek düzeyde oksijen olan bizimkisi gibi oksijen içeren gezegenler evrende çok nadir bulunuyor olabilir.
Y otros que contengan oxígeno como el nuestro con altos niveles de oxígeno en la atmósfera en realidad podría ser bastante raro.
Şu anda çok feci bir hamamböceği sorunumuz var, ama eğer yüksek bir yerde tutarsak bir sorun olacağını sanmam.
Tenemos un serio problema con las cucarachas ahora mismo, pero si la dejo en la mesa de trabajo, estará bien.
Bilmediğimiz çok şey var... ve yüksek sesle söyleyemeyeceğimiz çok şey.
No sabemos nada y no queremos decir nada en alto.
yüksek 42
yükseklik 26
yüksek sesle 95
yüksek sesle söyle 19
yüksek sesle konuş 43
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
yükseklik 26
yüksek sesle 95
yüksek sesle söyle 19
yüksek sesle konuş 43
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75