English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çok yakışıklı

Çok yakışıklı traducir español

2,669 traducción paralela
Diyorum ki, çok yakışıklı bir oğlan Ha Ni'ye çıkma teklifi etmiş.
En conclusión, un chico muy guapo se le declaró a Ha Ni. ¿ En serio?
Çok yakışıklı.
Es tan guapo.
Oppa! Çok yakışıklısın!
¡ Oppa, eres muy bien parecido!
Çok yakışıklı.
Es muy apuesto.
- Çok yakışıklı olmuşsun. Onlar da beğenecektir.
Muy bien, les gustarás.
Erkek arkadaşı çok yakışıklıydı.
Su novio es muy guapo.
Çok yakışıklı bir çocuk.
Quien es bastante guapo.
- Tebrikler. Merhaba Arnaud, çok yakışıklı görünüyorsun.
Felicidades, te ves hermosa.
- Bence çok yakışıklısın.
- Creo que eres muy guapo.
Çok yakışıklı.
Oh, es tan bueno.
Oo, çok yakışıklı olacaksın.
¡ Te vas a ver tan apuesto!
Çok yakışıklı bir çocuk olacaksın.
Vas a ser un niño bonito.
Çok yakışıklı ama.
- Él está realmente bueno. ¿ Quieres verlo?
- Babacık, çok yakışıklı olmuşsun.
- Papi, te ves muy guapo.
Çok yakışıklıyım.
Me veo sexy.
Çok yakışıklısın!
¡ Siempre tan buenmozo!
Sen mi çok yakışıklısın yoksa Washington mı, bunu söylemeye çekiniyorum, haddinden fazla çirkin adamlarla dolu...
¿ Eres guapo? O ¿ es que Washington está tan poblado de...? No quiero decir "anormalidades horrorosas".
Çok yakışıklı bir yüz.
Tiene una cara bonita.
- Kendine bak, çok yakışıklısın!
- ¡ Mírate, qué guapo!
Richard iyi, Bir kaç yamuk dişi olmasına rağmen çok yakışıklı bir adam olmuş.
Richard está bien. Se convirtio en un hombre buen mozo. Pero tiene dientes postizos.
Stuart adında uzun ve çok yakışıklı bir adam seni soruyor.
Hay un hombre muy alto y apuesto llamado Stuart que quiere verte.
Aslında senin iyi biri olduğunu biliyorum, belki birçok kız benim yaptığımı yapmaz çünkü çok yakışıklısın.
Sé que en el fondo es un muchacho honrado. Y sé que muchas mujeres no serían tan tontas como yo porque usted es apuesto.
Çok yakışıklı.
Es tan guapo...
Oh, Papi. Ama çok yakışıklı görünüyor.
Ay, Papi, pero luce muy apuesto.
Kim, çok yakışıklı, çok güçlü Bernhardt ile tanış.
Kim, te presento al muy guapo, muy poderoso Bernhardt.
Tanrım, çok yakışıklısın.
Dios mío, eres increíble.
Çok yakışıklısın. Başın belaya girecek.
Tú eres tan atractivo Tendrás problemas.
Cömert, zeki ve çok yakışıklı.
¡ Es generoso, listo y guapísimo!
Çok yakışıklı biriymiş.
Es un hombre muy guapo.
Çok yakışıklısın!
- ¡ Estás de lo más apuesto!
Efendim, çok yakışıklı görünüyorsunuz.
Señor, eres tan apuesto...
Mavi kravatla çok yakışıklı oluyorsun.
Te ves muy guapo con tu corbata azul.
Vay canına, gerçekten çok yakışıklı!
Wow, ¡ es un espectador de verdad!
Çok yakışıklısın.
Hola, buen mozo.
Çok yakışıklı biri anne.
¡ Es tan guapo, mamá!
Her zamanki gibi çok yakışıklı görünüyorsun, Clive.
Te ves más apuesto que nunca, Clive.
Kocası çok yakışıklıymış.
Y el esposo en verdad es apuesto.
Çok yakışıklı biriydi.
Más guapo incluso en persona.
Demek ki çok yakışıklı biri.
Oí que es bastante guapo.
Eğer yakışıklı, uzun boylu ve çok para kazanıyorsa, oppa'dır!
Si él es bien parecido, alto y rico. ¡ Es un oppa! ¡ Oska oppa!
Annenin eski erkek arkadaşlarından çok daha yakışıklıyım.
Soy más guapo que los novios anteriores de tu mamá.
Benim gözümde sen hala çok yakışıklısın, William.
- Para mí eres hermoso, William.
Şükürler olsun bir minimoy iken daha yakışıklı görünüyor. İnsan olarak çok çirkin.
¿ Cómo puedes ser tan hermosa Minimoy y tan feo como un ser humano?
- Çocuk bakıcısı sarışın, 19 yaşlarında İsveçli ve çok da yakışıklı.
- A mí también. - Una niñera rubio, unos 19 Suizo y él es muy atractivo.
O yakışıklıyı çok seviyorum.
Adoro a ese hombre tan apuesto.
Çünkü benim doktorumun seninkinden çok daha yakışıklı olduğuna bahse girerim.
Porque apuesto que mi doctor es más guapo que el tuyo.
- Çok hoş, yakışıklı çocuklarsınız.
- Son muy amables, y guapos... - Tú también.
Çok teşekkürler, efendim. Sizin gibi böyle yakışıklı genç biri için çok cömertsiniz.
Gracias sr. es increíblemente generoso por parte de un hombre tan joven y tan apuesto.
Bana olan borcun çok arttı yakışıklı.
Me debes mucho más que eso, galán.
- Çok yakışıklı çıkmışsın.
– Nos conseguí un concierto, en el mejor lugar de la ciudad. – ¡ Eso es apuesto! - Te ves como una chica.
Yani, Nestor çok nazik ve yakışıklı, ve adeta bana tapıyor ve eski hayaller, yalnızca-- -
Néstor es amable y guapo, y me adora. Las viejas fantasías son sólo fantasías.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]