English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çok yaşlı

Çok yaşlı traducir español

3,078 traducción paralela
Aslında senin onlara çok yaşlı olduklarını ya da yeterince çekici olmadıklarını söylediğini anlarlar.
Saben que en realidad estás diciendo... que son muy viejas, o no son suficientemente bonitas.
Yıldız olabilmek için çok yaşlısın!
¡ Ya estás viejo! ¡ Muy viejo!
Sanırım çok yaşlısınız.
Están muy grandes.
Kevin, adam çok yaşlı. 30'larına gelmiş olmalı.
Kevin, es demasiado viejo para ti. Debe tener, no sé, treinta y tantos.
Çok yaşlıyım.
Yo muy viejo.
Sen çok yaşlısın... Büyükbabam kadar yaşlısın.
Te ves demasiado viejo lo suficiente para ser mi abuelo.
Belki de bu işler için çok yaşlıyım.
Quizá estoy demasiado viejo para este juego.
Kendisi çok çok yaşlı, o yüzden sabırlı ol.
Es muy, muy viejo, así que, se paciente.
Çok genç, çok yaşlı...
Muy joven, muy viejo.
Çok yaşlıyım. O çok uzakta.
Estoy vieja, y es lejos.
Hala çok insan, ya da çok yaşlı.
Él aún es muy humano, o muy anciano.
Kendi dinimde kalacağım çünkü İbranice dua etmeyi biliyorum. Yenilerini öğrenmek içinse çok yaşlıyım.
Mantendré mi religión porque conozco los rezos en hebreo y estoy demasiado anciano para aprender nuevos idiomas.
Hayır, o... Ayrıca Spar çok yaşlı ve açıkçası ne kadar zamanı kaldığını bilmiyoruz ve...
Está muy viejo y la verdad es que no sabemos cuánto tiempo más va a...
Küçük çocuklara veririz ve de çok yaşlılara.
Se lo damos a los bebés y a la gente muy anciana.
Değişmek için çok yaşlı olduğumuzu hissettiğimiz için suçlanabilir miyiz?
¿ Es culpa nuestra sentir que somos demasiado viejos para cambiar?
Ama çok yaşlıydı.
Pero era realmente vieja.
Tahmin ettiğimden çok yaşlı geliyor.
Y estoy mucho más vieja de lo que creí que sería.
Çok yaşlı olmanın avantajlarından biri de bu. Metabolizman yavaşladığı için kanser de yavaş ilerliyor.
La ventaja de tenerlo a esta edad, es que el cáncer progresa lentamente.
Sen de çok yaşlı.
Eres demasiado viejo.
Böyle oyunlar için çok yaşlıyım.
- Soy muy mayor para esos juegos.
Bırakıp gitmek ve eskiden olduğum kişi olmak için çok yaşlıyım sadece sıradan ihtiyar bir haydudum.
Ya no tengo edad para ser lo que era, un bandido de los de antes.
Benim için çok yaşlı olduğunu düşünmüyorsunuz değil mi?
¿ No pensarán que es demasiado viejo para mi, verdad? - No.
bu kız için çok yaşlı.
No, él es demasiado mayor para ella.
Zaten çok yaşlıyım.
Soy muy mayor de todas maneras.
- Bunun için çok yaşlıyım.
Estoy muy vieja para esto.
- Anne, çok yaşlı değilsin.
Mamá, no estás muy vieja.
Araba sürmek için çok yaşlısın büyükbaba!
¡ Eres demasiado viejo para manejar, abuelo!
Evet, çok yaşlıdır.
Es muy vieja.
Kasiyer olmak için çok yaşlıyım.
Soy demasiado vieja para trabajar de cajera.
Yaşlı sürtük de çok aptal.
La vieja bruja es idiota.
Yaşlılarla ilgilenmeyi çok seviyorum.
Me encanta cuidar de los ancianos.
Hikayelerini ve anılarını dinlemek çok hoşuma gidiyor. Yaşlılarla yeteri kadar vakit geçirdiğinizde eninde sonunda kokularına alışıyorsunuz.
Me encanta escuchar sus historias, me encanta escuchar del pasado, y si pasas mucho tiempo con los mayores, con el tiempo te acostumbras al olor.
Yaşlı bir adamı tavsiye için... araman çok hoştu Tom.
Es un detalle por tu parte... pedir consejo a un anciano, Tom.
Yani, çok kibar yaşlı bir beyefendi.
Digo, es un anciano muy agradable.
Onlar çok çalışmalılar yoksa benim gibi olurlar ve yaşlı bir adamın o keçiden bir farkı yoktur.
Deben estudiar mucho... o se volverán como yo. Un viejo... que no vale más que una cabra.
Pek çok aile çıldırmış durumda böylesine yaşlı bir adamın bu derece önemli bir okulda yer kaplamasını istemiyorlar.
Muchos padres están enojados, sienten que un recurso valioso... no debe ser desperdiciado en un anciano.
Tamam mı? Çocukların yaşlılardan öğrenecek çok şeyleri var.
Los niños tienen mucho que aprender de los mayores.
Fakat senin yüzün, çok farklı... ve tuhaf... vücudun hala yaşlı ve yıpranmış.
Pero tu rostro, es tan diferente y raro y tu cuerpo aún es viejo y decrépito.
Çok cılız ve yaşlı görünüyor.
Son tan flaquitas y viejas.
Gidip o yaşlı delinin küçük kızını çok geç olmadan bulalım.
Vamos a buscar a la hija de ese viejo desgraciado antes de que sea tarde.
Sence tekrar yollara düşmek için çok mu yaşlıyım?
¿ Crees que soy muy viejo para volver al camino?
Mitch senden öyle bir bahsetti ki çok daha yaşlı hayal etmiştim seni.
Por lo que dijo Mitch, te creía mucho mayor.
Bu yaşlı hanımın kulaklarının arkasını kaşımaya başlayınca çok geçmeden kucağıma kıvrılıp kedi gibi mırıldanmaya başlar.
Le haré cariños detrás de las orejas y pronto estará en mi regazo ronroneando como una gatita.
- Hayır yani ben çok daha yaşlı birini bekliyordum, bu kadar genç değil.
No es eso lo que quiero decir, me esperaba a alguien más viejo, no tan joven.
Pina gibi yaşlı bir dansçının olması çok iyiydi.
Era bueno ser una bailarina vieja con Pina.
Ama yaşlı bir kadını vurmanın buna nasıl yardım ettiğini öğrenmeyi çok isterim.
Pero me encantaría saber cómo el dispararle a una anciana lo ayuda a hacerlo.
amaç yaşlılık zamanında harcamak için çok para
Y es mucho dinero.
Bence teknolojiyi iyi öğrenememiş yaşlı insanlar herkesin içinde itilip kakılmamalı ama bu şekilde birkaç kötü örnek gösterirsek insanları daha çok çalışmaya özendirebiliriz.
No voy a decir que todas las personas mayores que no pueden dominar la tecnología deban ser azotados públicamente, pero si ejemplificamos con uno o dos, podría dar a los demás un incentivo para esforzarse más.
Dede sen de çok içtin artık, seni yaşlı ayyaş.
Abuelo, has tomado tanto.
Patronum çok yaşlı olduğumu düşünüyor.
Creo que...
Çok yaşlı.
Ella es mucho mayor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]