English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / turco → español / [ Ç ] / Çok yakınız

Çok yakınız traducir español

1,752 traducción paralela
- Bu biraz zaman alacak ama çok yakınız.
- Esto va a tomar algo de tiempo, pero estaremos en contacto
Tabii, onunla çok yakınız.
Sí, una hija... Le ocurre a todo el mundo, ¿ verdad?
Ama şehrin sakinlerini temin ederim ki cevaba çok yakınız.
Pero quiero asegurar a las gentes de esta ciudad, que las respuestas están próximas...
Meksika'ya çok yakınız, sevgilim. Hadi.
México simplemente es a la vuelta de la esquina, novio.
Çok yakınız.
Esto es estar muy cerca.
Çok yakınız.
Pero, ¿ por qué no, estamos cerca.
- Yola çok yakınız!
- ¡ Está a lado del camino! ¿ Estás loca?
Sonuca çok yakınız. O kadar yakınız ki şu an. Şu anda bizi arıyorlar.
Estamos cerca. ¡ Nos están llamando!
Oh, evet, biz çok yakınız.
Sí, somos muy amigos.
Olabilir, buna çok yakınız. " dedim.
Digo, estamos muy cerca de ello.
Ama harabelere çok yakınız.
Pero estamos tan cerca de las ruinas.
Müzikal zafer ve balo mükemmeliyetine çok yakınız.
Estamos tan cerca de la victoria musical
Çok yakınız, hadi gidelim!
¡ Estamos tan cerca! ¡ Vamos!
Çok yakınız.
Estamos muy cerca, y
Ekvator'a çok yakınız, demek oluyor ki... Burası biyografiler bölümü!
Estamos cerca del Ecuador, así que esto debe ser...
Bu geni tersine çevirmeye çok yakınız. Su dağıtım sistemi bizi mahvediyor.
Estamos cerca de revertir el gen de la involución.
İnsanlar üzerinde deneme yapmaya çok yakınız.
Estamos a décadas para probar en humanos.
Peder McCourt'i çok yakından tanıyor olmalısınız.
De acuerdo, escuche, deben de haber conocido al Padre McCourt muy bien.
Biliyorum çok yakındınız.
Sé que vosotros dos erais cercanos.
Kızımızı çok seviyor. Ona çok yakın, bildiğiniz gibi.
Ya sabe no quiero que nuestra hija se convierta en su sucesora.
Belki gerçekten de çok yakınsın haksız olmaya.
Quizá estés realmente demasiado cerca.
- Pekâlâ, bakın, onu o şantiyeden zorlukla söküp çıkardık ama farkettik ki yeterince yakınından kırmamışız betonu, ama etrafında çok fazla beton var ve onu tedavi etmeyi düşünüyorsanız başlamamız gerekiyor.
- No Io sé. - Muy bien, mire, detonamos la zona para poder sacarlo, mas evitamos hacerlo cerca de él. Es mucho concreto, así que si planea tratarlo, tenemos que empezar.
Bak, çok yakın olmadığımızı biliyorum.
Hiciste una piñata con mi forma para tu cumpleaños.
Dün gece çok yakınmışsınız gibi göründünüz de.
Anoche se veían muy íntimos.
Saymayı bitirmeden aynı noktadan geçiyorsanız öndeki araca çok yakınsınız demektir.
Si has pasado de decirlo antes de terminar de contar, estás muy cerca
Çok yakışıklıydı kızım ya! Sana bakmadı diye kıskandın mı?
Estás enojada porque no te estaba mirando.
Çok yakışıklısınız.
Sí que son apuestos.
Beyler, benim çok yakın bir arkadaşımla tanışmanızı istiyorum.
Chicos, quiero que conozcan a un buen amigo mío. Él es Troy.
Dün, tulumba sırası bendeyken bir adam geldi göğsünde iki demir, bir altın gamalı haç madalyası vardı tulumbanın kolunu son derece nazikçe ellerimden aldı "Bu şerefi neye borçluyum?" dedim "Şu anda pes edemeyiz." dedi "Çünkü, Ruslar son dört yıldır onlara yaptıklarımızı" "bunca mesafeye rağmen bize yapıyorlarsa" "çok yakın bir gelecekte tek bir canlı Alman kalmaz."
Ayer, en la bomba de agua, era mi turno, un tipo se me acerca, dos cruces de hierro y una cruz de oro alemana en el pecho, y gentilmente toma el balde de mis manos. Entonces le digo,
Birbirinize çok yakındınız.
Tú eras tan cercana.
Sizin kainatınızın doğası beni basurumdan çok yakıyor.
La naturaleza de su universo está quemándome aún peor que mi gonorrea.
Çok yakın bir dostumuzu güdülerimizle olan mücadelemizdeki dayanak kaynağımızı kaybetmiş bulunuyoruz. O ki, daima bize yardım ederdi.
Hemos perdido a una querida amiga un pilar en el que apoyarnos en nuestra batalla para controlar esos impulsos que, demasiado a menudo, gobiernan nuestras vidas.
Siz bayanlar çok yakınmışsınız gibi görünüyorsunuz.
Ustedes señoras parecen muy unidas.
Zaten siz de çok yakında yola çıkacaksınız, değil mi?
Pero ustedes se van pronto, ¿ verdad?
Sormamda sakınca yoksa, onunla çok yakın mıydınız?
Si no le importa la pregunta, ¿ eran muy unidos?
Çünkü, leydim, biliyorsunuz çok yakında beni alacaksınız.
Porque, mi señora usted sabe que me tendrá pronto.
Her iki olay da çok yakın görünüyor belki de burnunu karıştırması daha yakındır, canınız nasıl isterse.
Los dos actos parecen ir de la mano. O dedo en la nariz.
Meadowbank personelini daha önce de çok yakışıksız şekilde uyarmış ve skandalları ortaya çıkarmaktan hoşlandığını söylemişti.
Ya había advertido al personal del colegio, sin la más mínima sutileza, de que le encantaba desenterrar escándalos
- Çok yakındık. - Hala yakın mısınız?
Todavía lo son?
Kulağa Sen ve Cy çok yakınsınız gibi geliyor. - Hayır.
Suena como que tú y Cy son...
Sayın Yargıç, eminim ordumuz bu çok bilgili avukata İsrail'in güvenliği konusundaki tavsiyeleriyle ilgili teşekkür edecektir. Daha önce de belirttiğim gibi, bu bahçe hem Bakanımızın evine hem de ülkeye yönelik hakiki ve de yakın bir tehdittir. Bu sebeple...
Su Señoría, estoy seguro de que el ejército agradece al abogado aprendido para asesorar la seguridad de Israel pero como ya he dicho, la plantación presenta un peligro inminente para la casa del Ministro y para el Estado, asi que...
Hayatımızı aramaya harcadığımız bir çok şey aslında sandığımızdan daha yakınımızdadır.
La mayoría de las cosas que pasamos nuestra vida buscando generalmente están frente a nuestros ojos.
Senin de dediğin gibi aradığımız bir çok şey sandığımızdan daha yakınımızdadır.
Como dijiste la mayoría de las cosas que buscamos están más cerca de lo que creemos.
Charlie ve siz öldürülen aile ile çok yakın arkadaştınız?
¿ Usted y Charlie eran amigos cercanos de la familia asesinada?
Gerçeğin çok yakınındasınız.
Usted está cerca de la verdad.
Gerçekten çok memnun oldum. Duydum ki yakında bizimle olacakmışsınız.
Es un placer conocerla Escuche que empezara pronto
Sen ve o çok yakındınız, değil mi?
Tú y él estaban muy unidos, ¿ verdad?
Çok yakındınız, değil mi?
Eran muy unidas, ¿ no?
Normalde biri yakın mesafeden başından vurulunca çok rahatsız olurum.
Normalmente, me mosqueo cuando una persona le pegan un tiro en la cabeza.
Çok yakınsınız.
Es muy cercano.
Çok yakından bakın, ve bu sene neleri atlattığımızı düşünün.
Miradlos de cerca, pensad en todo lo que habéis pasado este año.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]