Çok yaşlıyım traducir español
641 traducción paralela
"Çok yaşlıyım!"
¡ Soy demasiado viejo!
Savaşmak için çok yaşlıyım.
Ya estoy viejo para pelear.
Eskiden kayardım ama artık çok yaşlıyım.
Solía hacerlo, pero ahora soy demasiado viejo.
Artık bu saçmalıklar için çok yaşlıyım.
Soy demasiado vieja para esas bobadas.
Çok yaşlıyım.
Soy muy mayor.
Oyunumuz için artık çok yaşlıyım.
a mi edad ya no se juega.
70 yaşındayım. İsyan etmek için çok yaşlıyım. Otoriteye başkaldırmak için çok yaşlıyım.
Ya tengo 70 años, demasiados para sublevarme, para desafiar a la autoridad...
- Ama ben çok yaşlıyım.
Pero yo ya soy demasiado viejo.
Çok yaşlıyım!
¡ Soy demasiado viejo!
Ama korkuyor olsam bile, söylemeliyim ki çok yaşlıyım!
Pero a pesar de mi miedo, tengo que decirlo, ¡ soy demasiado viejo!
Değişiklik için çok yaşlıyım efendim.
soy muy viejo para cambiar mi rutina, señor.
Bak İngiliz. Ben senden çok yaşlıyım.
Inglés, soy mucho más viejo que usted.
Bunun için çok yaşlıyım.
Soy demasiado vieja.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
Soy demasiado viejo para esto.
Çok yaşlıyım.
- Ya no tengo edad para eso.
Sirk için çok yaşlıyım. Devam edemem. İstemiyorum.
Quiero dejar el circo, empiezo a estar mayor, ya no puedo, ni quiero.
Ben umutsuz vakayım. Artık tercihlerimi değiştirmek için de çok yaşlıyım.
Soy un caso perdido, demasiado viejo para cambiar.
Kavga için çok yaşlıyım. Ama mecbur kalırsam ederim.
Estoy muy viejo para retar a un hombre, pero lo hare si tengo que hacerlo.
Evet, sanırım kıskanırdım. Çünkü sen çok gençsin ve ben çok yaşlıyım.
Me pondría celoso, porque sois tan jóvenes y yo tan viejo...
Ama çok zor. Çok yaşlıyım.
Soy demasiado mayor.
Ben onun için çok yaşlıyım.
Soy demasiado viejo para ella.
... Ve yeni birine alışmak için çok yaşlıyım.
Y estoy muy vieja para entrenar a otra.
- Hediye almak için çok yaşlıyım.
- Estoy vieja para regalos.
Çok yaşlıyım ve iltifat edilmekten sıkılıyorum.
Soy demasiado viejo para que alguien se ocupe de mí.
Bu tür şeyler için çok yaşlıyım.
Yo ya estoy muy viejo para estas cosas.
Hayır, ben çok yaşlıyım.
No.
Çok tatlısın ama korsemle ortalıkta dolaşmak için çok yaşlıyım.
Soy muy mayor para ir por ahí en faja.
- Ben oyun oynamak için çok yaşlıyım.
- Estoy muy viejo para juegos.
Bunun için çok yaşlıyım.
Escojo la cubierta de mi ataúd.
Susanna'ya göre çok yaşlıyım, bu mu?
Demasiado viejo para Susanna, ¿ es eso?
Bu şeylerden heyecanlanmak için çok yaşlıyım.
¿ Saben? Estoy muy viejo para entusiasmarme con todo esto.
Senin için çok yaşlıyım galiba.
Soy demasiado viejo para ti.
Evladım, ben bunun için çok yaşlıyım.
Oh no, estoy muy viejo para ésto, mi niña.
Aktif rol almak için çok yaşlıyım.
Para mí, el tiempo de la acción se acabó. He envejecido.
Senden çok daha yaşlıyım canım. Kurt'tan büyük olduğun yönündeki gözlemlerim için kusuruma bakma.
Soy más vieja que usted, y me disculpará si hago la observación de que es usted algo mayor que Kurt.
Sorun şu ki, ondan çok daha yaşlıyım ve şu anda hiç param yok.
Soy bastante mayor que ella y ahora no tengo dinero.
Çok yaşlıyım.
Yo me ocuparé de ti.
George, senin en çok sevdiğim yanın da bu. George, ben yaşlı bir adamım ve insanlar benden nefret ediyor.
George, soy un hombre viejo y casi todo el mundo me odia, pero a mí tampoco me gustan ellos, de modo que estamos en paz.
Ayrıca Jesse çok yaşlı ben yardıma hazırım
Y como Jesse es viejo, nosotros nos la echaremos a suerte.
Artık takatsiz ve çok yaşlıyız yavaş yavaş da olsa, inançlarımızı öğretmek için çok yaşlıyız.
Somos demasiado viejos y débiles para inculcar nuestras creencias entre los demás.
Çok yaşlı bir aşçımız ve temizlikçi olarak da çok genç bir hizmetçimiz olur.
Tendríamos una cocinera. Muy vieja. Y una muy joven sirvienta para hacer la limpieza.
Evin idaresini yarım akıllı büyükanneye bıraktı ki aslında çok tatlı yaşlı bir hanımdır ama loto oynayacak parası olduğu sürece bakkal faturalarını pek kafaya takmaz.
Y dejó el cuidado de la casa a mi abuela, que es muy dulce, pero no paga en la tienda para tener dinero para jugar al bingo.
O iş için çok yaşlıyım.
Soy mayor para tener celos.
Bu kadar merdiveni çıkmak için çok yaşlıyım.
¡ A mis años es difícil subir a esta altura!
Sana bunu yaptırmaktan nefret ediyorum, ama yaşlı bacaklarım artık çok yorgun.
Odio que tengas que recoger y llevar mis cosas. Pero ya sabes, mis viejas piernas están cansadas.
Ama aşkım sen çok yaşlı ve olgunsun.
Seguro, eres muy mayor y muy maduro.
Çok fazla yaşlıyım.
Demasiado viejo.
- Çok yaşlıyım.
- Soy demasiado vieja.
Taki "çok yaşlıyım" dedi.
Taki contestó : "Soy demasiado viejo."
Genç... çok genç biri değilim. Yakında yaşlı biri olacağım. Rekabetten hoşlanmayan, çok sıkıcı, hayal gücünden yoksun, sıradan bir adamım.
No soy joven ya, y pronto seré mayor, poco competitivo, bastante apagado, poco inspirado, un tipo normal
İnanmak için çok yaşlı ve çok yaralıyım.
Soy demasiado viejo... y estoy muy herido para creerlo.
yaşlıyım 21
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70
çok yakın 78
çok yorgun 38
çok yavaş 62
çok yorgunsun 23
çok yardımcı oldunuz 75
çok yeteneklisin 36
çok yorucu 19
çok yardımcı oldun 67
çok yüksek 70