English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ G ] / Gel o zaman

Gel o zaman traduction Anglais

969 traduction parallèle
Pekala, gel o zaman.
Ali right, come on.
"Ey Kamar, Bağdat Halifesi olduğunda bana gel o zaman seni dinlerim" diyerek aşkını reddetmiş.
"Return to me, O Kamar, when you are Caliph of Bagdad and I will listen to you."
Gel o zaman.
Come along, then.
Kendi isteğinle gel o zaman. Canım istediğinde gelirim.
I'll stand up when I wanna.
Gel o zaman.
Well, now.
Gel o zaman.
Come, then.
- Gel o zaman.
Come along, then.
Hadi gel o zaman.
Come on, fine.
Benimle gel o zaman.
THEN COME WITH ME.
- Benimle gel o zaman.
Come with me to see her.
Capri'ye sen de gel o zaman.
Then come to Capri.
Tamam, gel o zaman.
All right. Come on, then.
Gel o zaman.
Come back then.
- Tamam, gel o zaman, çabuk.
- Well, come on then, quickly.
Gel o zaman..
Come on, then.
Benimle gel o zaman.
- I'll take you. Get in.
O zaman benimle gel.
Then come along with me.
Şey, pekâla, o zaman benimle birlikte gel.
Well, all right, then, come on with me.
O zaman git al gel marketten.
Well, beat it down to the store and get some.
Pekala o zaman, gel.
All right, then, come on.
O zaman buraya gel.
Then come here.
- Peki o zaman, gel.
Come on.
O zaman aşağı gel.
Come on down, then.
- Evet, efendim. - O zaman benimle gel.
Then come with me.
O zaman sessizce gel, bebeğim.
Then come quietly, baby.
O zaman dük olduğunda gel ve bana tacını ya da neyin oluyorsa artık onu göster. Ve ben de aptallığıma yanayım, tamam mı?
Well, when you are a duke, you just come and show me your crown, or whatever it's called and then I'll feel awfully silly, won't I?
- Hapishaneye gel o zaman.
Then come to the prison house.
Yer çok uzaksa o zaman buraya gel.
If my place is too far...
- O zaman evime gel.
- Then come to my house.
Tamam o zaman, içeri gel.
All right, come in.
O zaman bir gel de görüşelim.
Then come to see me for a moment...
İçeri gel, o zaman.
Come in, then.
O zaman kaleye gel ve adaletimizi gör.
Come to the fort and you'll see it.
O zaman yukarı gel ve biraz uyumayı dene.
- Well, let's go upstairs and get some sleep then.
O zaman hemen yemeğe gel.
Then come to lunch now.
Sen de "O zaman gel ve al beni" diyeceksin.
And you say, "Come and get me."
Madem ki ciddi gel o zaman rahatımıza bakalım. Lütfen.
You mean this is an official visit?
O zaman gel bize yardım et.
Then come help us
Gel o zaman.
THEN COME.
- O zaman beni görmeye gel.
- Then you come to see me.
O zaman Ralph'ı görmeye gel.
You come by and see old Ralph.
Eğer bu parayı istiyorsan o zaman buraya gel ve al evlat.
So if you want this dollar you just come right on over here and get it, sonny boy.
Sadece gel ve kendini tanıt o zaman.
Just come introduce yourself, then.
- O zaman gel de gör.
- Then come and see.
Gel benimle o zaman.
Come on along.
O zaman pazar saat beş gibi gel.
Then come on Sunday, around 5 : 00.
O zaman benimle gel hadi.
Then come away with me.
O zaman gel benimle.
So, come with me.
O zaman gel ve evi ara Brack, sen bir şerifsin.
Then come and search the house, Brack, now that you are wearing a star.
İyi o zaman, gel de bizimle otur.
Well, come and sit in with us.
buraya gel, kanatların çırpıldığını görünce, ne olduğunu merak ediyor, ve geliyor..... orada şişman ve yaşlı bir kuş görür, ve onun kokusunu duyar..... o aslında çürümüş balık kokusudur..., o zaman yemek ister...
here, when he sees the wing flapping, he's wondering what's happend, so he come across.. .. he sees fat old bird and smell here the old perfume.. .. made from rotten dead fish, then, wanting dinner..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]