Bir daha yap tradutor Inglês
3,357 parallel translation
Bir daha ne kitaplarımı oku ne de tariflerimi yap!
Don't read my books and don't make my recipes!
Susie, daha geniş bir arama yap.
Susie, run a wider panel.
Arama kurtarma operasyonu yapıyorlar, ama kimseyi kurtaramayacaklar ; ... çünkü kıçına motor takılmış Michael Phelps dahi o ateşi yüzerek geçemez ve sen de daha yeni tanıştığın bir herifi ve kadının biri- - Bu dünyanın sonu geliyor yaklaşımı- -... nereden çıktı hiç anlamadım ya.
Um, it's a search and rescue operation in which no one is going to be rescued because Michael Phelps with an outboard motor on his ass couldn't outswim that fire, and you're letting a guy who you just met
O zamanlar çok sayıda ateş işi yapıyordum, ve özel giysilerim vardı hepsi büyük bir yangın için fakat küçük parçalı olan daha güvenli daha kolaydı yapmak için.
I was doing a Lot of Fire work in Those days, and I HAD the Special Suits All this stuff and for full Envelop Fire, but a partial is basically, you know, a safe Pretty, Pretty Easy one to do.
Tatlı, eminim ki eğer birşey daha yaparsan bunu doğru yap. Bir daha böyle hissetmek zorunda kalma.
And, honey, I guarantee that you will do anything to make sure that you never feel that again.
Yapım ekibi için gerçeğine benzer laboratuvar ekipmanı kiralamak daha hesaplı oluyor bu yüzden elimizde tamamen fonksiyonel bir laboratuvar mevcut.
It was more cost-effective for production to rent real equipment than to build look-alikes, so this is actually a fully-functioning laboratory.
Pekâlâ, bende bir kaç hesaplama daha yapıp aracın tekerleğiyle uyuşacak genişlikte bir şey bulabilecek miyim bakayım.
Okay, and I'll do some more calculations and see if I can come up with a precise width of the vehicle's wheel track.
Daha çok bir sorumluluk duygusuyla yapıyorsun bunları.
It's probably more out of a, um... A sense of responsibility.
Bir arkadaşınızı veya sevdiğiniz birini nefis ufak çöreklerden, çikolata kaplı keklerden karamel tereyağlı krakerlerden, leziz kurabiyelerden oluşan üzerinde selafondan yapılmış fiyonk olan ve ağzına kadar dolup taşan bir teselli sepetinden daha iyi hatırlatacak bir şey var mıdır?
"What better way to remember a friend or loved one " than this thoughtful bereavement basket overflowing with scrumptious mini muffins, " decadent chocolate brownies, butter toffee pretzels and snickerdoodle cookies,
Bir kez daha "hayata devam etme" konuşması yapıyoruz.
We're going to have the "moving on" conversation again. Well...
Ama bir şarkı 18 intihar olayı ile bağlantılı olduğunda bir sanat eseri ruhumuza dokunmaktan daha fazla bir şey mi yapıyor diye sormak zorundasınız.
But when one song becomes linked to 18 suicides, you have to ask, can a work of art do more than just touch us?
Onu bi daha yap ve kanlı bir iz bırakacağım!
Do that again, you'll leave with a bloody stump!
Bir fincan daha yap.
Make another cup.
Tahminimce daha özel bir performans yapıyor en büyük hayranına.
My guess is he's giving a more private performance to one of his biggest fans right about now.
Kendini insanlara kapatır ve bazı şeylerin sana zevk verebileceğini inkar eder misin? Bunu, seni daha bir araştırmacı yaptığı için değil de aynı zamanda da bir çeşit kefaret olduğu için mi yapıyorsun?
Do you you close yourself off to people and deny yourself things that might bring you pleasure... not because it makes you a better investigator, but because it's some sort of penance?
ve daha bir sürü ders var ama konu başlığı dersimiz, ne yaparsanız yapın asla bir düşüş kırıcı kullanmayın.
and there are many lessons... but the headline lesson is whatever you do, never use a slump-buster.
eğer yalan söylemek istiyorsan, biraz daha iyi bir şekilde yap.
If you want to lie, do it better a bit.
Bir kere daha kontrollerini yap ve senden şunu istiyorum dörtten sonra telefon bağlama, tamam mı?
So once round, thorough check, and I want you phoning in no later than four, all right.
Çünkü, fazlasını yapıyorsun, ve ben de canını sıkmak istemedim. Bir daha sıkıntın olduğu zaman, ilk bana gel, tamam mı?
Uh,'cause you do enough around here and I didn't want to bother you.
Bir daha seyahat yok, bir daha ölmeden önce yapılacaklar listesi yok.
I want to go home. No more travel, no more bucket list.
Laurel her zaman benim en iyi halimi görmüşsündür. Şu anda bile onu yapıyorsun bana bakıyor ve o adanın beni bir şekilde değiştirip değişmediğini merak ediyorsun beni daha iyi bir insan yapıp yapmadığını merak ediyorsun.
Laurel you always saw the best in me.
Bu da seni daha iyi bir CSI yapıyor, değil mi?
It makes you a better CSI, right?
Bir iğne daha yap da yapalım şu işi.
Give him another shot and let's just do it.
Bana kalırsa basın Balon Adam'dan daha yaratıcı bir takma ad icat edebilirdi ama yanlışlıkla E. E. Cummings'e yapılan gönderme hoşuma gitti.
I'd like to think that Fleet Street would have devised a more inventive sobriquet than "The Balloon Man," but I do enjoy the inadvertent E. E. Cummings reference.
Bir dahaki sefere, daha beceriksiz şeyler yap, tamam mı?
Next time, do more fail-ier stuff, okay?
Bunun O'nun hayatında bir dönüm noktası olduğunu varsayabiliriz. çünkü daha önce hiç yapmadığı bir şeyi yapıp, bu olayla ilgili kişisel notlar almış.
We can assume that this was a very significant event in his life, because it made a strong enough impression on him to write it down as one of the few autobiographical notes he ever made.
Zihinlerimiz havayı, müziği, sesleri, renkleri daha donuk ve karanlık bir yapıda algılamaya başlıyor.
Our minds are starting to interpret weather and music, sounds, colors in a duller, darker context.
Ve küstahlıkla, hepsi haç takıyordu. Ve bilirsiniz, düşünün böyle bir şekilde görüntüleyecekseniz, Hristiyanlıktan daha fazlasını bekliyorsunuz ve sonra Hristiyanlık adı altında çok kötü şeyler yapıyorlar.
And the audacity was that they were wearing Christian crosses and, you know, you think... you expect more from Christianity if you're displaying it in such a way than some of the terrible things that they did in the name of Christianity.
Oh, kardeşim, başka bir bebeğe daha bakıcılık yapıyor gibiyim.
Oh, brother, it's like having to babysit another cub.
Çok daha önce yapmış olmam gereken bir şeyi şimdi yapıyorum.
I'M DOING SOMETHING NOW I SHOULD'VE DONE A LONG TIME AGO.
Sanırım artık bir aşama kaydetmemiz gerekiyordu. Diane öleli bir kaç yıl olmuştu ve ailece yenilen akşam yemeklerinde yapılan şakalar eğlenceli olmaktan çıkmıştı. Daha da ileri giderek Diane'in muhtemel partnerinin adı bile konmuştu.
Now, I think we should leap forward to a point several years after Diane's death, when the jokes with her family round the dinner table were not so funny, and since it went further and named the member of the cast of Toronto
Anneme Southfork'da bir daha kazı yapılmayacağına dair söz verdim.
I promised to mama there would be no drilling on Southfork.
Yapılacak bir iş daha.
I have one more job to do.
Bu daha çok insanların antik tarihte azizlerden kalan eşyaları biriktirmesine benzeyen bir fetişizm. Antik tarihte yapılan şey hala yapılıyor. Antik geleneğin başka bir türü sadece.
It's a sort of fetish, fetishism, which has more in common with people collecting the relics of saints, as they did in the ancient past, there's really no break with the ancient tradition, it's just a question of form.
Daha az tehlikeli bir görünüşe geçiş yapıyorduk.
We were transitioning into a more of, kind of, not so dangerous.
Bak, daha yarım gündür onun işini yapıyorum ve görüyorum ki onun 2. Bölük'ü nasıl birlik içinde tuttuğunu hiçbirimiz fark edememişiz. Birbirine yapıştırıp tek bir kuvvet oluşturmuş adeta.
Listen, I've had his job for less than a day, and I don't think any of us have realized how much he's held the 2nd Mass together with... spit and glue and sheer willpower.
Bir daha yap.
Do it again.
Benim için son bir şey daha yap.
'And do one more thing for me.
Bana bir iyilik yapıp... seninkini daha hızlı bir şekilde indirir misin?
Can you just do me a favor and make yours a little faster?
Daha çok, gözlükleri yüzüne yapıştırılsa bile onları bulamayacak türde bir doktor.
The kind of doctor who wouldn't find her glasses if they were surgically attached to her face.
Bu arada 20 yıldır eyalet hükümetinde itibarını bozmadan istikrarını sürdürmesi kendisini daha iyi bir koltuğu hakettiğini gösteren bir aday yapıyor.
Selfishly, looking ahead, I think her ability to survive two decades in Illinois government with her reputation intact makes her an ideal candidate for higher office.
Aynen alıntı yapıyorum, "Elimden gelse bir daha öldürürdüm." dedi.
She said, and I quote, "if I could, I would kill you again."
Benden daha iyi bir atış yapıp yapamayacağını deneyerek tüm bu insanların hayatını tehlikeye mi atmak istiyorsun?
Wanna risk the lives of all these people on whether you're a better shot than me?
Daha çok alçıdan yapılmış bir Terminatör gibi.
More like a Terminator made of plaster.
Sağ duyulu bir hükümeti destekleriz son 25 yıldır uygulanan sosyal programlara inanırız ama çoğu harcama buna değerken çok çok daha fazlası boşa yapılır.
We believe in a common-sense government and that there are social programs enacted in the last half-century that work, but there are way too many, costing way too much, that don't.
Eğer cevabın hayırsa bana bir iyilik yap ve sakın beni geri arama ya da bu konuyu bir daha açma.
If the answer is no, then just do me a favor and don't call me back or bring it up or anything.
Eğer bu kayayı oraya atarsanız, ve bir şeyler yapın... Daha sonra neler oldu? bütün hayaletleri kızdırdın.
If you throw that rock in there and you do something and piss off all the ghosts, then what?
Ne yapıyor olduğumu açıklamak için "Allport" un kişilik kuramı kavramını kullandın ve bir anda jetonum düştü yarı çıplak kaldın ve başka bir jetonum daha düştü.
You used Allport's concept of expressive behavior to explain what I was doing, I had an epiphany, you got half-naked, I got another epiphany.
Bir doku nakli daha yapıyor.
He's doing another graft.
İsterseniz bir kan tahlili daha yapın.
Do another blood test if you want.
Bayan Brookmire. Sizin konumunuzdaki bir hanımdan nakit para alma edepsizliği göstermesek de ödemelerinizi daha sonra yapılması için not tutsak, nasıl olur?
Mrs Brookmire, might I propose that we dispense with the vulgarities of cash for a lady of your estimation and simply record your purchases for future settlement?
bir daha yapma 24
bir daha yapmam 21
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapalım 21
bir daha asla 148
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha yapmam 21
bir daha yapmayacağım 40
bir daha yapalım 21
bir daha asla 148
bir daha olmaz 55
bir daha olmasın 24
bir dahaki sefere 163
bir daha bak 16
bir daha 442
bir daha olmayacak 147
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha da gelme 19
bir dahaki sefer 17
bir daha söyle 118
bir daha asla olmayacak 26
bir daha vur 18
bir daha deneyelim 45
bir daha ki sefere 39
bir daha dene 80
bir daha düşün 29
bir daha düşündüm de 20
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
bir daha söylemeyeceğim 30
bir daha söylesene 19
yapıyorsun 36
yaptı 88
yaptın 100
yaptım 350
yapıyor 33
yapamam 3103
yaparım 315
yapacağım 517
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156
yapmayacağım 170
yapacağız 90
yaparsın 77
yapmalıyım 51
yapma 5445
yapmış 19
yapamıyorum 389
yapmalısın 91
yapalım 156