English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ Y ] / Yanlışınız var

Yanlışınız var tradutor Inglês

205 parallel translation
Yanlışınız var. Ben sadece kömür ticareti yapıyorum.
You are wrong. I deal only in coal.
Yanlışınız var.
Oh, no, you are mistaken.
Ah, korkarım yanlışınız var.
Oh, I'm afraid you've made a mistake.
Yanlışınız var.
You must be mistaken.
Hayır, yanlışınız var.
No, you re wrong.
Bir yanlışınız var sizi tanımıyorum.
I don't know you. There must be some confusion.
Yanlışınız var.
You're wrong.
Yanlışınız var Mösyö. 14 Temmuz 1919, zafer töreni yürüyüşü gecesi.
Wrong. July 14, 1919. The night after the victory march.
Affedersiniz ama yanlışınız var.
With all respects, captain, you're wrong.
Yanlışınız var efendim.
You are mistaken, sir.
Hayır, sanırım yanlışınız var.
No, I guess you've got me mistaken.
Kesinlikle yanlışınız var eminim.
Oh, I'm sure you're quite wrong.
Yanlışınız var hocam. Atatürk'ü verdiniz.
- If I didn't have your love..
Bayan, sanırım bir yanlışınız var?
Lady, is there something wrong with you?
Yanlışınız var bayım.
You got it wrong, Mister.
Yanlışınız var.
You are mistaken.
Beyefendi, yanlışınız var...
Sir, you are making a big mistake...
Yanlışınız var ;
You must be mistaken ;
"Hayır, olmaz öyle şey" dedim. " Yanlışınız var.
"No no no" I say. " You must be mistaken.
Hayır, hayır, yanlışınız var.
No, you're mistaken.
Yanlışınız var.
This is not right, people.
Yanlışınız var.
You are in error.
Bir yanlışınız var, yapmayın.
You've made a mistake, not again.
Yanlışınız var!
You're wrong!
Yanlışınız var, ben bir psikiyatristim.
I'm a psychiatrist.
Yanlışınız var, peder.
You're wrong, father.
Üzgünüm ama yanlışınız var.
I'm sorry, but you guys are wrong.
yanlışınız var!
You wronged me...
Yanlışınız var doktor.
Wrong, Doctor.
Gezegenlerin nasıl yanlış yola saptığının 2 örneği var elimizde Ve bi gezegenin yaşam için uygunsuz hale gelmesinin daha kaç yolu olduğunu araştırmalıyız
We have two examples of how planets have gone astray and we have to wonder how many other ways are there that a planet can fail to be habitable.
Ama sen ve Iris benim arkadaşlarımsınız... sessiz kalmayı da reddediyorum. Burada trajik bir yanlış anlama var.
But you and Iris are my friends... and I refuse also to remain silent... when a thoroughly tragic misunderstanding is possible here.
- Yanlışınız var.
LOUIS?
Bu şekilde de olsa öğretilenleri tekrar etmiş oluyorsunuz. Ne var ki, Puşkin'den alıntıları yanlış yapmışsınız. Nöbetçi tahtayı silsin.
I'm please that you repeat the material even in such manner.
Haklıymışsınız, mekanizmada bir yanlışlık var.
There's something wrong with the mechanism.
Ve diyorum ki yanlış olan şeyler için bağırmaktan çok daha fazla sorumluluklarınız var.
And I'm saying you have a responsibility to do more than shout about what is wrong.
Evet.. yanlış bir şeyler var... Böyle satıcılar altın için gezmez.. ... ve özellikle Kızılderili bölgesinde.
... pots traders don't go out looking for gold and especially not in Indian country...
nefret etmedim, yanlışınız var onun için çok çalıştım ve hiç şikayet etmedim elimden gelen herşeyi yapmaya çalıştım peki neden ona zarar verdin?
I didn't hate. You're wrong about that. I worked hard, very hard.
- Yanlız mısın yoksa suç ortakların var mı?
- You alone or you got confederates?
Beni sakın yanlış anlamayın,... siz misafirimizsiniz, başımızın üstünde yeriniz var.
Include understand me well, you do not disturb us are our guests.
Umarım yaptığınızın yanlış olduğunun farkına varırsınız.
Hopefully, you will realize that what you did was wrong.
İkisini de yanlış yanıtladınız... Bir problemimiz var.
Get them both wrong... we've got a problem.
Bakın, sanırım ufak bir yanlış anlaşılma var. Anlarsınız ya, bir telgraf bekliyorum.
Now, look, I think there's a bit of a misunderstanding, you see, I was expecting a telegram.
- Şimdi izninizle ilgilenmem gereken hastalar var.Yanlız, korkarım geldiğiniz yönden çıkmalısınız bu kapılar kilitlidir.
Please forgive me, but I have a patient to see. Oh, you'll have to leave the way we came in. These doors are locked.
Eğer mahkeme yaptığımızın yanlış olduğu kararına varırsa o zaman ne ceza verirlerse kabul ederim.
If a court decides that what we did was wrong... then I'll accept whatever punishment they give.
Yanlışınız var.
- No, sir, you are wrong.
Yanlışınız var.
You've got it wrong.
Onları aramalısınız çünkü bir hata var. Yanlış giden bir şey var.
I think you should call them, because that's a mistake.
Yanlış tedavi davalarından haberim var. Ruh halini düzenlemek için aldığınız ilaçların, yan etkilerinden de haberdarım.
I know about the malpractice suits, and the side effects of the antipsychotic you were taking.
Eğer gözlemlerimi doğrulayamıyorsanız, koordinatları yanlış almış olmalısınız, çünkü orada kesinlikle bir şey var.
If you can't confirm my observations, you must have the coordinates wrong, because there is definitely something up there.
Tek bir şansımız var, ve yanlış birşey olmasının milyonlarca farklı yolu var bu yüzden herkes çok dikkatli beni dinlesin.
We only got one shot, and there's a million ways this fucking thing can go wrong so everybody listen carefully.
Yaptığı şeyin yanlış olduğunu biliyorum. Belli ki çözmeniz gereken sorunlarınız var. Ama şu anda size ihtiyacı var.
Look, I know what he did was wrong and obviously you have some things to work out but he really needs you right now.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]