Bir ingiliz tradutor Russo
1,354 parallel translation
Tanrı'dan korkan bir İngiliz'im ve bundan gurur duyuyorum!
Я - богобоязненный англичанин, и я этим горжусь, черт побери!
Sevgili İngiliz halkı bu gece temsil ettiğimiz ve ilkelerine sıkı sıkıya bağlı olduğumuz ülkemiz korkunç ve ciddi bir tehditle karşı karşıya.
Мои собратья англичане сегодня нашей стране за которую мы стоим и всему, что нам дорого грозит смертельная и ужасная опасность.
- Latin huyları olan bir Latin'di. Bir İngiliz'in anlamayacağı biriydi.
Южанин со своими повадками.
Ama kremasyon, bir İngiliz centilmeni için olağandışı bir seçim değil mi?
Но кремация необычный выбор для англичанина.
Güzel İngiliz evinizde bulunmak büyük bir haz.
Рад посетить ваш прекрасный английский дом.
Babanız, bu işe bir İngiliz sendikası tarafından zorlandığını söylüyor..
Что ж, твой отец уверяет, что он был вовлечен в это британским синдикатом.
Michael aslında daha önce görmüştü onu Bayan Tüylüpopo adında İngiliz bir dadı olarak.
Майкл уже видел его сегодня утром... когда Тобиас изображал няню-англичанку по имени миссис Мягкопоппинс.
Michael, İngiliz kız arkadaşıyla bir İngiliz filmi izlemek için işten kaytarmıştır...
Майкл улизнул c работы, чтобы посмотреть британский фильм со своей британской девушкой, Ритой...
Ben de bir İngiliz keki alırım.
Я возьму английских оладий.
Babanız İngiliz bir sendika tarafından tuzağa düşürüldüğünü söylemişti.
Ваш отец говорил, что он был подставлен британским синдикатом.
Michael, Rita adında bir İngiliz'e abayı yakmıştı.
У Майкла голова шла кругом от прекрасной англичанки по имени Рита. [bum-over-noggin - упал задницей в кружку / голова шла кругом]
Bu bir İngiliz söylemiydi. "Asansör" e "hareketli kutu" demeleri gibi.
Это британский сленг. Как например они говорят "идущая на верх коробка" вместо "лифт".
Taşındıkların beri, Tobias ailesine daha yakın olabilmek için İngiliz bir hizmetçi gibi davranıyordu.
После своего ухода Тобиас притворялся домработницей-англичанкой... чтобы быть поближе к семье.
Bir de İngiliz'miş!
И она тоже англичанка!
Alman hava saldırısının ortasında, gökyüzünde asılı duruyorum ve göğsümde bir İngiliz bayrağı var. Tek sorun cep telefonum.
Я болтаюсь в воздухе в разгаре немецкой воздушной атаки с британским флагом во всю грудь, но смотри-ка, мой мобильник отключён!
Bir İngiliz müfrezesi, büyük bir savaş için kumandanlarının dönmesini bekliyormuş. Askerlerimiz haberi almış ve ana yolu tutmuş.
Как оказалось, английский дивизион ожидал возвращения своего генерала с планами сражения, а наши солдаты узнали об этом и перекрыли основную дорогу.
Bağımsızlık savaşı ilginç bir dönüm noktasına gelmek üzereydi. Cesur kasaba milislerimiz bir İngiliz generalinin askerlerine katılmak ve sonucu belirleyecek savaşta yer almak için bu bölgeden geçeceğini öğrendiler.
... судьбоносный момент, когда наша бравая армия узнала, что влиятельный британский генерал проезжает через эту местность, чтобы вступить в решающую битву.
İngiliz generali Lafayette'in birlikleri onun adamlarına pusu kuracak kadar meşgul edildi. Kolonistler için savaşın kaderini belirleyen bir zaferdi.
Британский генерал задержался так надолго, что войска Лафайета напали на его людей из засады – победа в этой схватке стала решающей для исхода войны.
400 yıl önce... bir başka ünlü bir İngiliz, yalnız olmakla ilgili bir düşüncesi vardı.
400 лет назад еще один знаменитый английский парень написал об одиночестве
İngiliz Edebiyatına giren "profesör" bir daha dersine doktordan rapor getirmeden girmezsem beni bırakacağını söyledi.
Это похмелье, мой профессор по английской литературе сказал мне, что он завалит меня, если я не появлюсь с справкой от врача.
Bücür İngiliz denizci bir türlü vazgeçmiyor.
"дневник, этот проклятый коротышка англичанин всё никак не отстанет."
Tabi eğer bir İngiliz versiyonu yoksa.
Если только это не британская версия.
Bir çok İngiliz, bilgisiz önyargılı açıklamalar yapmak için gitti Alman halkı ve Almanya hakkında.
Многие Англичане ездили что бы говорить грубые предвзятые вещи... о Немцах и Германии.
Çünkü benim için çok değerli bir çok İngiliz arkadaşım var...
У меня много Английских друзей, которых я очень люблю...
Bir İngiliz'le konuşurken ve siz başka bir yerdensiniz, sizinle paylaşırlar.
когда говоришь с Англичанином... а сам ты еще откуда-то, то они делятся с тобой.
Eğer, bir İngiliz'le konuşuyorsanız yakın bir zamanda öldüğünü ya da daha yeni evlendiğini anlayamazsınız.
Когда говоришь с Англичанами... непонятно была ли у них свадьба, или недавно кто то умер.
Bir drakulina bile olsan küçük tatlı İngiliz kafanı kaybetme sakın.
Не теряй сдержанности, даже став дракулиной.
Bunun bir çok ölü İngiliz Protestan'a çok faydası oluyor olmalı.
Просто гибнет много англичан-протестантов.
Her neyse, bir köşede oturan bir İngiliz beyefendi hiçbir şey demiyor.
Короче, в уголке сидит один англичанин и не говорит ни слова.
Hükümet bebeği alır ve onu siyah İngiliz bir leydinin doğurduğunu söyler.
Власти просто отнимут у неё ребёнка, найдут какую-нибудь чернокожую англичанку и объявят её матерью.
İngiliz Gizli İstihbaratı'nın gözetimi altındaki bir adamı.
Да, человека, который был под колпаком у "Сикрет Сервис".
Bir İngiliz, burada, Fransa'da yaşıyor.
Англичанин, живет во Франции.
Anlaşılan o ki Don Luis, birkaç gün önce İngiliz konuklarımıza bir ders vermek üzere bir girişimde bulunulmuş.
Похоже, дон Луис, несколько дней назад был устроен заговор с целью преподать урок двум английским дворянам.
McFly'ı dinlediniz, Yeni bir İngiliz grup - Bu arada, biz de şarkı akordlarına yoğunlaşmalıyız - Bu yaptığı çok yanlış.
Так, всё плохо.
Birkaç gün önce Şangay'da, İngiliz birlikleri eylem yapan bir grup Çinli emekçinin üzerine ateş açmış.
Пару дней назад британские войска в Шанхае открыли огонь по китайским демонстрантам.
İngiliz bir arkadaşım gönderiyor.
Мне друг из Англии посылает.
Sıradan bir İngiliz sunucudan bahsetmediğimizden beri.
Речь идет не об одном из второсортных телеведущих.
İngiliz Telekom'undan bir telefon sapığın mı var?
Тебе предлагает гнусности сотрудник "Бритиш телеком"?
Neyse, etrafta bir İngiliz daha olması harika.
Очень приятно, что ряды англичан в Уганде пополнились
- Ah, evet. Ah, çok yüksek tabakadan bir İngiliz ailesiyle çok dostça ilişkiler içindeyim sadece.
Я дружу с одной британской семьей из самого высшего общества.
Daha önce hiç gerçek bir İngiliz bahçesi görmemiştin demek.
Так вы никогда не видели настоящий английский сад?
Yarın İngiliz ordusunu ülkeden çıkaracak olursak ve yeşil bayrağı Dublin kalesine çekebilirsek sosyalist bir cumhuriyet kurmamışsanız tüm çabalarınız boşa gitmiş olacak.
" Если даже завтра вы прогоните британскую армию... и поднимете зеленый флаг над Дублинским Замком, пока вы не создадите социалистическую республику... Все усилия будут тщетны...
Bu bir cumhuriyet mahkemesidir, İngiliz mahkemesi değil.
Это республиканский суд, а не английский.
İngiliz kabinesine dünyanın her yerinde yankılanacak ve sarsıntı yaratacak bir mesaj göndermiş olduk.
Это отзовется эхом по всему миру.
YENİ ÜLKE İNGİLİZ İMPARATORLUĞU'NUN BİR BÖLGESİ OLARAK KALACAK.
Новое государство останется доминионом Британской империи. Доминионом?
- Bu anlaşma Teddy, bu anlaşma bu anlaşma, seni İngiliz İmparatoru'nun bir uşağı yapar.
Все не так, Дэмиан. Все не так. Этот договор.
Uluslararası bir statüsü var. Bir İngiliz firması işletiyor.
У канала международный статус, большинство акций принадлежит англичанам.
Şimdi, ben bu kelimeyi, eski büyük bir kelimeyi diriltmek istiyorum, "İngiliz" kelimesini.
И я хочу возродить это великое слово, слово "Англичанин".
Bir zamanlar savaş alanındaki bir İngiliz kralı demiş ki,
Король Англии однажды сказал на поле боя,
Korkunçtu, Avrupa'da daha önce benzeri görülmemişti ve Winston Churchill, İngiliz halkını bu konuda uyararak bunun daha önce başlarına gelen herhangi bir şeyden tamamen farklı olduğunu ve hazırlıklı olmak zorunda olduklarını söylemişti.
Ужасный, беспрецедентный шторм в континентальной Европе, и Уинстон Черчилль предупредил людей Англии, что это нечто отличное от всего, что происходило когда-либо раньше и им стоит подготовиться к нему.
Ama evet, tüm operasyonu bir İngiliz inşaat firmasının aracılığıyla yaptık.
Мы руководили всем делом через Британскую Строительную Организацию.
ingilizce 195
ingiliz 257
ingilizce biliyor musun 67
ingilizler 93
ingilizce biliyor musunuz 70
ingilizce konuş 43
ingiliz misiniz 19
ingiliz mi 21
bir isim 33
bir işim çıktı 20
ingiliz 257
ingilizce biliyor musun 67
ingilizler 93
ingilizce biliyor musunuz 70
ingilizce konuş 43
ingiliz misiniz 19
ingiliz mi 21
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ihtimal 36
bir iş buldum 29
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ihtimal 36
bir iş buldum 29
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17