Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ O ] / Ona bakın

Ona bakın перевод на португальский

1,104 параллельный перевод
Ona bakın.
Olhe para ele.
Ona bakın.
Deus, Olha para ele.
Kendime karşı dürüst olmalıyım. Berbat bir ağabeyim. Ona bakın.
Bom, tenho de admitir, sou um fracasso como irmão mais velho.
Bak, ne yaptın ona!
Veja o que lhe fez.
Ona iyi bakın.
Cuida dela.
Schwartz, ona erkekliğe bok sürdürmeyip karizmayı çizdirmeden hemen işe koyulmasını imâ eden bir bakış atmıştı.
Schwartz foi pouco ético ao saltar o "Desafio-te a triplicar" e ir directamente à garganta.
Bakın ona.
Olha para ela.
Bakın ona.
Olhe para ele.
Bu sümüklü böcek Cadillac satıcısının önünde duruyor ve ona bakıp soruyor, "Bu Cadillac ne kadar?"
O caracol estava à frente do vendedor do Cadillac. Pergunta : "Quanto custa o Cadillac?"
Ona bak, buraya gel, soytarılık yaptığını göster.
Olhem-no, anda cá, mostra-te, fantoche!
Ona iyi bakın.
Toma bem conta dela.
- Ona iyi bakın, çocuklar.
- Cuidem dela.
- Tamam. Ona iyi bakın.
Cuidem dele.
Bak, beni biraz daha iyi tanımadan sakın ona bağlılık sözü verme.
Não se comprometa com ele até me conhecer melhor.
Ona iyi bakın, anladınız mı?
- Cuidem bem dele.
Bakın ne diyeceğim. Ona 100 $ veririm.
Dou-lhe 100 dólares.
Şimdi, bakın. Biliyorum bana düşmez ama, bu hızda....Mirasınızı bir ayda bitireceksiniz ve ona gösterecek hiçbirşeyiniz kalmayacak.
Sei que não tenho nada a ver com isso mas, a este ritmo, vai gastar a sua herança dentro de um mês e vai ficar sem nada para si.
Ona bir bakın.
Olhem para ele.
Bugünse, ona bir bakın.
Olhem para ele agora.
Birisi ona yardım etsin! Hey bakın!
Ei, olhem!
Ona bakışın, onun sana bakışı... Evet öyle.
O modo como olha para ela, e ela olha para si...
Doğrudur, tatlı sözler genelde aldatıcıdırlar ama Efendimiz, ona bir bakın!
É verdade que as palavras doces por vezes nos enganam, mais olhai bem para ele.
- "İğrenç" dememesini söyledim ona. - Bakın!
- Eu ensinei-a a não dizer.
( Çavuş Dedektif Gina Calabrese ) Ona iyi bak Belki onu tanıyan birilerini çıkarırsın.
Olhe bem. Pode ser que conheça alguém que a tenha visto por aí.
Ona aldığın tüm şu çiçeklere bak!
Olha para todas estas flores que lhe compraste!
Ona bakın.
Vejam-no.
Büyükelçi bakın, onun kız kardeşi benim kız arkadaşım. Kara listede. Ona bir cédula edinmeliyim.
Embaixador, olhe, a irmã dele... é minha namorada, está na lista negra.
Ona iyi bakın arkadaşlar.
Tratem dela, rapazes.
Fındıkkıranınız var mı? Şu an ona bakıyorsun.
O nosso rádio, os brincos da Marcy, as nossas máquinas fotográficas,
Bakın, ona ne olduğunu bilmiyorum.
Eu não sei o que aconteceu com ela.
- Ona iyi bakın, tamam mı?
- Cuida dela.
Korkularını yenmeyi öğrenmen gerek. Ona bak, sadece bir kez.
Tens de enfrentar os teus medos.
Bak, Tanrı şahidimdir, ona birşey yaparsan, kılına zarar gelirse hayatımın geri kalanını senin acı çekmene adarım.
Juro por tudo que se lhe faz mal, se lhe toca num cabelo que seja, hei-de passar o resto da vida a fazê-lo sofrer.
- "... polis ona ait olduğu sanılan... " - Lindy, gel şuna bak. Hırka, bir turist tarafından düştüğü görülen dağcının arandığı bölgede bulundu.
Cinco anos e meio após o desaparecimento de Azaria Chamberlain a polícia encontrou o que se julga ser o casaquinho do bebé em Ayers Rock.
Kimseyi etkilemek istemem, ama ona sessizce bakın ve büyülenin.
É um modelo cintilante, íntimo, melancólico e... como era mesmo? Sincero... mas é um modelo, sobretudo adaptado para deixar pular este Giudita.
Ona bir bakın!
Olhe para ela!
Ona dedim ki, "Bak bana bir iyilik yap da kafanı bir kovanın içine sok?"
Eu disse : "Por que não enfias a cabeça num balde?"
Ona bir bakın.
Com licença, jovens, gostariam que vos matasse?
Bilirsin, küçük bir gülümseme, küçük bir göz kırpma, küçük bir, "Hey, Bruno, şuna bak." Bilirsin, kancanın ucunda ve ona çok yakınım.
Quando o Steve e a Marcy voltarem, provavelmente vão querer saber onde está a sua casa.
Ona bir bakın Kaptan.
Olhe para ele, Capitão.
Bir şeyi bildiğinizi sandığınız zaman ona başka bir açıdan bakın.
Quando pensam que sabem uma coisa, têm de olhar para ela de forma diferente.
Ona iyi bakın.
Trata dela.
Sen ona bakıyordun, o sana bakıyordu ve sonra hepiniz bana bakmıştınız. Hatırladın mı?
Ele está a olhar para ti, tu para ele, e depois olharam para mim, lembras-te?
Olamaz! Evet. Ona : "Bakın ben bir kızım," demeliydin.
Devias ter-lhe dito que és uma rapariga!
Bakın, şimdi en azından söyleyeceklerini dinleyecek kadar ona borçlusunuz.
Acho que lhe deve dar um minuto para ele dizer o que tem a dizer.
Hayır, bir phrenolojist kafanın şekline bakıp ona göre seni inceler.
Um frenologista apalpa e interpreta as bossas da cabeça, formas do crânio.
Bak canını sıkan biri olursa ona şu adı söyle.
Ouça, simplesmente... Repita este nome a quem possa incomodá-lo.
Siz çocuklar ona iyi bakın, duydunuz mu?
Vocês ter muito cuidado com ela, sim? Apresse-se.
Bak, Pike'ın aynı tuzağı ona kurduğunu düşünmüyorsun, değil mi?
-
Ona bakın.
Olha para ele.
Hemşireye bakılırsa, çocuk annesine kaçan bir Mercedes'in ona çarptığını söylemiş.
Por uma Mercedes que não parou.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]