Iyi bakın Çeviri İngilizce
4,043 parallel translation
Kendinize iyi bakın.
And tack care.
- Kendinize iyi bakın amirim.
Take care, chief. Yeah.
Kendinize iyi bakın!
Take care!
Haftaya görüşürüz. Kendinize iyi bakın.
I'll see you all next week.
Kendinize iyi bakın, Chance ailesi.
Okay, take care, Chances.
Kendinize iyi bakın.
Everyone, take care.
Lütfen, benim Duk-moo'ma iyi bakın.
Please take good care of my Duk-moo.
Ona iyi bakın.
Take good care of it.
Kendinize iyi bakın.
Take care of yourselves.
Lütfen ona iyi bakın, genelde dikkatsizdir.
Please take good care of her, who is careless very often.
Tamam, sevgili avukatımız Choi, kendinize iyi bakınız.
Okay, our Lawyer Choi! Be careful of your body.
Kendinize iyi bakın.
Take care.
Buna iyi bakın Ekselansları.
Guardi da questa parte, Sua Eccellenza.
Önünüze iyi bakın denizciler.
Take a good look, marines.
Beyler, şunu yaparken Lois'in yüzüne iyi bakın.
Hey, you guys, check out the look on Lois's face when I do this.
Bak, kadın iyi Dana.
See, she's fine, Dana. Okay?
- Bakın Bay Pittman, yıldız oyuncunun en iyi fiziksel ve duygusal durumda olmasını istersiniz tabii.
Look, Mr. Pittman, um, obviously, you want your star wide receiver to be in top physical and emotional condition.
Bak, Pittman, TK'in doktorları ile konuşmak isterse iyi. Ama onu sahaya çıkarmayın. O daha buna hazır değil.
Look, if Pittman wants to talk to T.K.'s doctors, fine, but don't put him out on the field when he's not ready, okay?
Bak, eğer kendini iyi hissedeceksen, sanırım o nasıl büyük bir hata yaptığını biliyor.
Look, if it makes you feel any better, I think she knows how badly she messed this up.
Pekala, bakın hiç birimiz aslında iyi biçimde değiliz,
All right, look, none of us are in really good shape,
Kendinize iyi bakın.
- Take care.
Bakın, bence bu iyi olabilir.
Look, I think this could be good.
Bak Addison, yaptığın işte iyi olabilirsin ama ben de yaptığım işte harikayımdır. Ülkenin en iyi doktorlarından biriyim.
Look, Addison, you may be very good at what you do, but I am excellent at what I do- - one of the best in the country.
- İnsanın en iyi arkadaşına bakın.
So much for man's best friend.
Nüfuzlu biri olarak, Eyalet Savcısının karısından daha iyi bir bebek bakıcısı olamaz.
Yes. There's no better babysitter for a kingpin than... The state's attorney's wife.
Söz veriyorum iyi bakılacaksın.
I promise, you'll be very well taken care of.
- Şuna bak, nasıl somurtulacağını iyi biliyorsun.
Blimey, you really know how to sulk.
Bak, belki geleceğin daha iyi olmasını sağlayabiliriz.
Look, maybe- - maybe we can make the future better.
Tansiyonu iyi görünmüyor, IV ye bakın.
Her BP doesn't look good, load the IV.
Bak, yaptığın çok güzeldi ama birkaç günlük prova ve çalışma senin kadar iyi olmamı sağlamaz.
Look, it was really cool what you did, but a few days of rehearsal and practice doesn't make me as good as you.
Bak, ben senin en iyi arkadaşınım ve asla taraf seçmem ama istediğinin bu olduğuna emin misin?
I'm your best friend, and I would never pick sides, but are you sure that this is what you want?
Bakın, gerçekten iyi birine benziyorsunuz Doktor Wolf ama oralara gidemem. Olmaz.
I won't.
Kapının camındaki yansımaya iyi bak.
Watch the reflection in the door glass.
Bakın, Hope'a bakmakta çok iyi iş çıkarıyoruz.
Look, guys, you do a really good job with Hope.
Ona iyi bakıp, güçlü olmak zorundasınız.
You're gonna have to take good care of her and be strong
Bak, diş etlerine ilişkin cerrahi operasyon geçirmedi ya da... ya da üçüncü azı dişi çekilmesi. yani kısacası kız iyi. Sadece sarılma çünkü bunu denedim ve çok fena ağrıdığını söyledi.
Look, it's not like she had periodontal surgery or a third molar extraction, so she's basically fine, but just don't try and hug her because I tried that and she said it was incredibly painful.
Bön bakışlı kedili o doğrucu bile, Maw Maw eve gitse herkesin daha iyi olacağını kabul etmek zorunda kaldı.
Even that stupid do-gooder with the dumb-looking cat had to admit, everyone would be better off if maw maw went home.
Pekâlâ. Ben çok iyi bir bakıcıyımdır. Siz keyfinize bakın ve bir şeyi dert etmeyin.
Okay, now, I'm an excellent night nurse, so you two get some much-deserved sleep and don't worry about a thing.
- Bak, Lemon, baban benim için çok para demek, bu yüzden bu kalp kırıklığını bir kenara bırakıp oyuna geri dönse iyi olur.
- Look, Lemon, your father means a great deal of cash to me, so he might as well just push aside this heartbreak and jump back into the game.
Bir bakışta anlarsınız, iyi bir çocuk olduğumu.
Just look, I'm a nice kid.
Çocuğunun iyi bakıldığını görmek ona da yardımcı olabilir belki de.
( Mouth full ) Well, maybe seeing that her child's well cared for will actually help her move on.
Çünkü fakir insanların tıbbi bakımı iyi yapılmıyor. Pis veya kötü kokan insanların da öyle.
Because poor people don't get good medical care, or dirty people, or smelly people.
Bakın, bu satışla en iyi elemanımızın ilgilenmesi lazım ve Dwight bu sensin.
Look, we need our top salesman running point on this, and, Dwight, that is you.
Bak, Şu anda yapabilecek en iyi şey zihnini temizlemek, şehir dışına çıkıp sorunları ve hayatın rutinlerini ardında bırakmak.
Look, the best thing you can do right now is clear your head, get out of the city and leave your old, familiar routine behind.
Bakıyorum da Wade Crewes iyi bir performans sergilemiş, hakkını vermek lazım.
Oh, Wade Crewes, he put on a good show. Oh, I'll give him that.
Bakın doktor, Jane'i herkesten daha iyi tanıyorum. Burada kalmak istemeyecektir.
Look, Doc, I-I know Jane better than anyone, and she won't want to be here.
İyi bakın.
Guardi, guardi.
Bak, dileyebileceğimiz en iyi şey kızın cesedini bulabilmek ve aileye gömebilecekleri bir şey vermek.
Look, the best we can hope now is to find her body so that the parents have something to bury.
Benim babamla geçirdiğim en iyi zamanlarsa çocukluğum boyunca, pencereden dışarı bakıp babamın gelmesini beklerken geçirdiğim zamanlardı.
Yeah, well, my quality father-son time was spending my adolescence looking out the window waiting for my dad to come back someday.
Mr. Braverman, size söz veriyorum, karınız en iyi bakımı alıyor.
Mr. Braverman, I promise you, your wife is getting excellent care.
Şu ikisine bakın olabilecek en iyi senaryo :
Look at you two. Best case scenario :
bakın 5588
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakin 38
bakın kim gelmiş 88
bakın şimdi 40
bakın bayan 50
bakın ona 18
bakın ne diyeceğim 82
bakın ne buldum 41
bakın kim geldi 23
bakın hele 21
bakın bayım 46
bakın burada ne var 16
bakın çocuklar 69
bakın kim burada 16
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne var 16
bakın çocuklar 69
bakın kim burada 16
bakın burada kim var 25
bakın bana 20
bakın beyler 30
bakın şuna 23
bakın işte 18
bakın kimler gelmiş 31
bakın burada ne varmış 17
bakın hanımefendi 18
bakın millet 24
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
bakın hanımefendi 18
bakın millet 24
bakın burada kim varmış 20
bakın doktor 20
bakın efendim 47
iyi bayramlar 19
iyi bakalım 18
iyi birisin 30
iyi bak 101
iyi biri 103
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi bilirim 16
iyi biliyorum 18
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23
iyi bari 21
iyi bir adam 101
iyi birine benziyorsun 16
iyi bir kız 32
iyi bilirim 16
iyi biliyorum 18
iyi biri mi 21
iyi biriydi 25
iyi bir fikrim var 23