English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ K ] / Kötü haber

Kötü haber Çeviri İngilizce

3,266 parallel translation
- Kötü haber?
- And the not-good news?
Kötü haber ise hiçbiri boş değil.
The bad news is that none are available.
İyi haber ve kötü haber.
Good news and bad news.
Kötü haber de işte bu.
That's the bad news. I don't know.
Sana kötü haber vermek istemezdim ama bu bir açık tabut cenaze olmayacak.
I hate to break it to you, but it's not gonna be an open casket.
Kötü haber ise...
The bad news is...
Herhangi bir haber almamak kötü haber almaktan iyidir.
No news means I'm gone.
Amerika'dan kötü haber geldi.
Bad news from America.
Kötü haber şu ki, dostumuz bundan sonra bizimle olamayacak.
The bad news is our man won't be with us too much longer.
Sana kötü haber vermek istemem, ama benim babam öldü.
I hate to break it to you again, lady, but my father is dead.
Bir kaç gün boyunca kötü haber bekledim.
For several days, I expected bad news.
Kötü haber ne peki?
- What's the bad news?
O halde kötü haber yok.
Then there is no bad news.
Kötü haber getiren olmaktan hiç hoşlanmıyorum.
I take no joy in being the bearer of bad news.
Kötü haber. Meteoroloji departmanı muson bulutlarının yolda olduğunu söylüyor.
Bad news... the MET department says that the monsoon clouds may head this way.
Bu iyi haber mi, kötü haber mi?
Is this good or bad news?
Kötü haber sayılıyor mu?
Does bad news count?
Kötü haber.
Buddy, bad news.
Tabii sizin açınızdan bakınca sadece kötü haber var.
Well, from your perspective, I can see where you think it's all bad news.
Sadece kötü haber.
It's all bad news.
Ama kötü haber kapıya dayanmıştı.
But worse news was around the corner.
Ama çok geçmeden George Sr. birkaç kötü haber daha aldı.
- Okay, I'm on it. But then George Sr. got some more bad news.
İşte o anda Tobias bir kötü haber daha aldı. Merhaba anüs turtası.
And that's when Tobias got some more bad news.
Bir de traş olurken kendimi kestim, sen de sürekli zürafalardan bahsediyorsun. Bu da bir günde üç kötü haber eder.
Also, I cut myself shaving, and you won't shut up about giraffes, so that's three pieces of bad news in one day.
Linus'u arayıp daha fazla kötü haber öğreneceksin. Sonra ne olacak?
You phone this Linus, you find out more bad news and then what?
Kötü haber ise anlaşılan Ruslar kaybetmeyi hiç hazmedemiyorlar.
Bad news is, well looks like those Russians are some mighty sore losers.
Bir ulak, köyünüzden kötü haber getirdi.
A messenger brought some bad news from your village.
Kötü haber, fitil.
Bad news, it's a suppository.
Kötü haber, suratıma düştü.
And the bad news is he landed on my face.
.. kötü haber falan olabilir sandım.
I just... thought maybe you got some bad news or something.
Ve kötü haber sonunda espri anlayışımı yitirdim.
Yeah, and the bad news... I have finally lost my sense of humor.
- Kötü haber?
Bad news?
- Kötü haber, Siber Planlayıcı kafamda.
Bad news - the Cyber-Planner's in my head.
Farklı bir kötü haber ise, çocuklar... o konu karışık.
And DIFFERENT bad news - the kids are... Well, it's complicated.
Kötü haber ise, sanırım yanlışlıkla önemli bir şeyi sildim.
The bad news is, I think I may have deleted something important.
Ben kötü haber demezdim.
I wouldn't say it's all bad news.
Kötü olan haber ise, birgün çocuk yapıcaklar ve tabiki o çocuk dünya kıyameti getirecek!
The bad news is that one day, they will procreate, and their hideous offspring will obviously cause the Apocalypse.
Joseph, böyle kötü bir haber getirdiğim için üzgünüm.
Joseph, I'm really sorry to bring such awful news.
İyi haber, kötü parçayı çıkarıp atarsan her şey eskisi gibi tıkır tıkır işler.
Good news is, if you swap out a bad part, everything runs smooth as silk again.
Sadece şunu unutma. Çok kötü bir haber alıyorsun, o yüzden daha mütevazi oyna.
Just remember, you're getting devastating news, so act more humble.
Size kötü bir haber vereceğiz.
We give notice of bad news.
Şimdi sana kötü bir haber.
Something bad for you now.
Kötü haber.
good news for Barry.
Lucille'in mahkeme haftası geldi çattı,... bundan da kötü bir haber bekliyordu.
And the week of Lucille's trial, they got some even worse news.
Böylece Ed kötü bir haber alırken Michael da iyi bir haber alıyordu.
And while Ed was getting some bad news, Michael got some good news. Excuse me.
Senin için kötü bir haber demek istedim. Çünkü, sen ondan gerçekten hoşlanıyorsun, belki o da senden hoşlanıyordur...
It's bad news for you, personally, because, like, you know, you really like him, and maybe he likes you, and i just-I'm just hoping that if i keep talking, it'll take longer for you to
İkimizin de Balkanlarda kovaladığı bir haber sebebiyle başımı birazcık belaya sokmuştum o da rekabeti bir kenara koyup içine düştüğüm o kötü durumdan kurtulmam için üç gününü harcamıştı.
Kind of got into a spot of trouble on a story we were both covering in the Balkans, and he put the rivalry aside and spent three days helping me out of a bad situation.
Kötü haber geldi.
The bad news is here.
Bu kötü bir haber oldu dostum.
That guy's seriously bad news, dude.
- İyi / kötü / iyi haber diyebiliriz.
Bit of a good news / bad news / good news again thing going on. So...
İyi haber mi, kötü mü?
Is it good or bad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]