Nasıl olduğunu bilirim Çeviri İngilizce
602 parallel translation
Nasıl olduğunu bilirim.
I know how it is.
- Ah, nasıl olduğunu bilirim.
Ah, I know how that is.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know how you feel.
Çocukların nasıl olduğunu bilirim, kırk yıldır bu işi yapıyorum.
I know what children are and have done these 40 years.
Anglo-Saxon geleneklerinin nasıl olduğunu bilirim.
I understand how an Anglo-Saxon feels.
Küçük oğlanların nasıl olduğunu bilirim.
- She is much better, thank you.
Magnanoların nasıl olduğunu bilirim.
I know how the Magnano are.
- Nasıl olduğunu bilirim.
Ι know what it's Ιike.
Boğazının nasıl olduğunu bilirim.
Ι know what your throat is Ιike.
Birşey söylemeye çalışmanın ve asla işitilmemenin nasıl olduğunu bilirim.
I know what it is to speak, to feel and never to be heard.
Ben de çok acı çektim. Nasıl olduğunu bilirim.
I have suffered a lot as well.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know how it feels.
Nasıl olduğunu bilirim.
Oh, I know how that feels.
Bakın, ben yankının nasıl olduğunu bilirim.
Look, I know what an echo sounds like.
Gözetlemede olmanın nasıl olduğunu bilirim.
I know what it's like on a stakeout.
Evet, tabii, nasıl olduğunu bilirim.
Yeah, well, I know just how she feels.
Nasıl olduğunu bilirim, Bayan Celie.
I know what it like, Miss Celie.
Nasıl olduğunu bilirim.
You get offers.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know the feeling.
Nasıl olduğunu bilirim...
I know how it is...
Nasıl olduğunu bilirim, dedektif.
I know what that's like, Detective.
O vahşi radyo tartışmalarının nasıl olduğunu bilirim.
I know what those wild radio conventions are like.
Genel müdürlükte işler karışınca nasıl olduğunu bilirim.
I know what it feels like when things get all balled up at the head office.
Yaşlı Raylove'u güzel arabasını kullanırken görüp, "Keşke benim de " öyle bir arabam olsaydı, " demenin nasıl olduğunu bilirim.
I know how it feels to see old man Raylove driving his fancy car, all the while thinking, "I want me a car like that."
Nasıl olduğunu bilirim.
I know how that feels.
- Bu işlerin nasıl olduğunu bilirim.
- I know how these things are.
Kayışla dövülmenin nasıl olduğunu bilirim.
I know what it's like to be strapped.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know what that's like.
- Büyük çöküntülerin nasıl olduğunu bilirim.
- I know how a hit gets set up.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know how they feel.
Anladım efendim onu tutmanın nasıl olduğunu bilirim buraya tek parça halinde gelebilir
I understand, sir I Know how to handle him He may come here in one piece, but I will cut him into pieces
Nasıl bir his olduğunu bilirim.
Moonyuk-off the streets and be with him. I understand.
Yalnız ve çaresiz olmayı.. .. ve bütün dünyayı karşıma almanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
Indeed I have. I've known what it is to feel lonely and helpless..
Nasıl olduğunu bilirim.
Hard luck, old boy.
- Nasıl bir his olduğunu bilirim.
I know how that feels.
Senin nasıl biri olduğunu senden bile iyi bilirim ben Johnny.
No one knows what kind of guy you are but me. Not even you.
Seni öldürmek için, işini bitirmek için birini bulmaya çalışmanın işlediğin suçlardan aklanıp onları başkasına yüklemenin nasıl bir his olduğunu bilirim.
I know how it feels to try to find someone To kill you, to finish you off, To take the crimes of your life
İstemenin nasıl bir şey olduğunu bilirim, farkına varılmak istemenin. İnsanların sana saygıyla bakmasını istersin, pislik parçasıymışsın gibi değil.
I know what it is to want things, wanting to be noticed, to have people look at you with respect in their eyes, not like you were a piece of dirt.
Bir yerden korkmanın nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I know what it's like to be afraid of a place.
Yapsaydı ve nasıl üzücü olduğunu keşfetseydi bu hissi bilirim.
If he did he'd be sure to find out how sad he really is. And I know that feeling.
Ama bunun nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I know how it is.
Nasıl olduğunu bilirim.
I know what it's like.
Nasıl bir his olduğunu bilirim.
I know it's a gut feeling.
Evet, O acının nasıl bir şey olduğunu bilirim.
Yes, I know that hurts.
Evet, nasıl birşey olduğunu bilirim.
Oh, yeah, I know what that's like.
Lois, dışarda kalmanın nasıl olduğunu biri biliyorsan, ben bilirim.
Lois, if anyone knows what it's like to be on the outside, I do.
Aşık olmanın nasıl birşey olduğunu bilirim.
I mean, I know what it's like to be in love.
Nasıl bir şey olduğunu bilirim.
I know exactly how that feels.
Sadece oraya gitmenin nasıl bir his olduğunu bilirim.
I just know what it takes to get in there.
Sabahın 4'ünde nasıl bir dostu olduğunu bilirim.
I know what kind of friend she had at 4 a.m.
Bunun nasıl birşey olduğunu bilirim.
I know what it's like.
nasıl olduğunu bilmiyorum 56
nasıl olduğunu biliyorum 31
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu biliyorsun 24
nasıl olduğunu bilirsin 66
bilirim 164
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl olduğunu biliyorum 31
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu biliyorsun 24
nasıl olduğunu bilirsin 66
bilirim 164
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38