Bu da değil Çeviri İspanyolca
7,615 parallel translation
Sadece bu da değil...
Y no sólo eso..
Sadece bu da değil... bira da içtim.
Y no solo eso sino que bebí una cerveza.
Bu bir çizgi roman ya da bir oyun değil.
"Esto no es un cómic ni un juego."
Bu Woodstock ya da öyle bir şey değil biliyorum, ama...
Ya sé que no es Woodstock, pero...
Eğer bugün zirve denemesi yaparsak bunun anlamı, uygun tedbir ve yeterli gıda olmaksızın, 6000 metrelik, gerçekten çok soğuk bir ortamda plan dışı bir gece kampı daha geçirmek demektir ki bu hiç mantıklı değil.
Si hoy vamos a intentar llegar a la cima, eso quiere decir que vamos a estar fuera por la noche... en una tienda a 600 metros con un clima helado... sin protección en condiciones ni comida suficiente... no tenía sentido.
Bu, Conrad ya da Jimmy'nin tarzı değil.
Él no es Conrad, o Jimmy.
Önemli olan da bu değil mi?
Ese es el punto, en realidad, ¿ no?
Bu akıllıcaydı, ama çok da değil.
Eso fue inteligente pero no tan inteligente.
Bu da bir şeydir, değil mi?
No son tantos, ¿ o sí?
Bu lunapark da gittikçe sessizleşiyor, değil mi?
Dios... este parque se siente solitario fuera de temporada ¿ eh?
"Bu bugün ya da yarın için değil"
"No son de de hoy, ni de ayer".
Sadece o değil! Ayrıca bu da var!
No es eso solo. ¡ También está esto!
Yani bu kadar da değil.
Quiero decir que con eso no es suficiente.
Keşke senin için güzel haberim olsa ama bu da iyi haber değil mi?
Y me gustaría tener algunas buenas noticias para ti, pero... Pero esta es una buena noticia, ¿ verdad?
Bu belgeyi imzalayarak... Alvin, Simon ve Theodore'a sadece göz kulak olmayı değil, onların sağlık ve eğitim... ihtiyaçlarını da üstlenmeyi kabul ediyorsunuz.
Al firmar esto, no sólo se compromete a cuidar... sino a proporcionar servicios de salud y educación...
Bu olmayacak ama olursa da sorun değil.
Eso no pasara.. " Pero si lo hace, está bien.
Bu arada Judy o kadar da iyi bir oyuncu değil.
Por cierto, Judy no es muy buena actriz.
Yüzümün sol tarafının felçli olması ya da bu gözümü tam kırpamamam... benim için önemli değil.
No me importa que no funcione el lado izquierdo de mi cara... ni que no pueda parpadear bien con este ojo.
Bu kulağımın duymaması da önemli değil.
No importa que no oiga con este oído.
Umarım budur. Bu da mı değil?
Espero que sea ese.
Bu deneyimin kusursuzluğuna tanıklık edebilirim sadece Gelişmiş Sağlık ve Yaşam Merkezi'nin başkanı olarak değil aynı zamanda çok memnun kalmış bir denek olarak da.
Puedo dar fe de esta experiencia... no problemática, no solo como jefe del Centro para la Salud y Vida Avanzada, pero también como un sujeto de pruebas satisfecho.
Pekala, şayet siyahtan başka bir şey görürsen, bu işin sırrını bana da söyle çünkü, onların gözlerinde perde yoktur, ne demek istediğimi anlıyorsun, değil mi?
Bien, si ves todo negro, déjame saber tu secreto, porque sus ojos no tienen cortinas, ¿ sabes lo que quiero decir?
Ve en büyük sorunun da bu değil.
Y ese no es tu mayor problema.
Bu yüzden hikâyeyi John'un yaptığı gibi değil olduğu gibi kâğıda dökmeye karar verdim.
Entonces, decidí escribir la historia en papel, como era realmente. No como lo hizo John.
Bu da birbirimize tavır yapmayacağız demek, değil mi dingil çivisi?
Eso significa que se portará bien, ¿ no, baluarte?
Sanırım bu da evli olmanın bir parçası öyle değil mi?
Supongo que eso es parte de estar casados, ¿ no?
- Sorun değil, bu da makuldür.
Esto es igual de bueno.
En önemli kısım da bu, değil mi?
Esa es... la parte más importante, ¿ sí?
Hepsi bu kadar da değil.
Eso no es todo.
Şu an bu uygulanabilir bir şey değil ve Amerikalılar da biliyor.
Por el momento simplemente no es viable, y los americanos lo saben, también.
Çünkü bu adamlar Alzheimer değil. Olan şey tam da bu.
Por qué no es Alzheimer, es esto.
Bu da tıp dergisinin arka sayfalarında sıkışıp kalan tuhaf bir akademik buluş değil.
Y esto no es un descubrimiento académico escondido en la oscuridad de una revista médica.
Sonuçta benim işim değil,... ama maalesef bu da işimin bir parçası oluyor.
Lo que no debería... No es parte de mi trabajo, pero se ha convertido en parte de mi trabajo, así que, ya sabes.
Davayı New York'a yollamışlar, kalanı da OPR'A gidiyor ki, bu sadece ofisteki biri işin içine girerse olur, değil mi?
Mandaron el caso a Nueva York y el resto a Asuntos Internos. Eso sólo pasa si alguien en esta oficina está implicado, ¿ verdad?
Amaç da bu değil mi?
¿ No es lo que queremos?
Bu da senin kocan değil mi?
¿ Y él es tu futuro esposo? ¿ Cierto?
Yine de dediğim gibi... Herhangi bir görüntü olmadan kimliğini belirlememize imkan yok. Bu yüzden ailesini bulup ulaşmamız da mümkün değil.
El hecho es, que sin ninguna confirmación visual... no tenemos ninguna manera de identificarlo, y por lo tanto, no hay manera de notificar a su familia.
Bu bize onlarla savaşma şansı veriyor değil mi?
Nos da la oportunidad de luchar, ¿ verdad?
Boşanmanın mantığı da bu değil mi artık aile olmamak?
¿ Excepto que no estés a punto de divorciarte? ¿ Que que ya no eres familia?
- Bu tarafa! - Aşağıda su olduğundan eminsin değil mi?
Aquí arriba.
Beni bu kadar kolay bulduğuna göre o kadar da gizli değil.
No tan secreto, si me has encontrado tan fácilmente.
Bu... kötü anlam da tuhaf değil.
No raro malo.
Bu şey daha da gerçek oluyor, değil mi?
Éste partido és una mierda, ¿ no?
Bu da kutlamaya değerdir öyle değil mi?
Y eso es digno de ser celebrado, ¿ no?
Artık zaman benim kontrolümde değil, ama bu yaşamaya devam edecek.
Ya no controlo el tiempo, pero esto, esto me da vida.
Çok da kötü olmazdı bu, değil mi?
Eso no sería tan malo, ¿ o sí?
- Sanık değil yalnızca tutuklusun. Bu yüzden suçlanmadıkça ya da suçlanana kadar avukat tutma hakkın yok.
No ha sido acusado, solo arrestado, así que no tiene derecho a un abogado a menos que se le acuse.
Bu o kadar da önemli değil.
Este asunto no es la gran cosa.
Bu adamın sizi pembe hayallerle kandırması çok da şaşılacak bir durum değil.
No es una sorpresa que este hombre quiere cambiar vuestra atención hacia el futuro.
Kim olduğun umrumda değil er ya da geç eski bir haber olacaksın ve... ve bu daha az iyisin demek değil ama... hayranların seni terk edecek...
No me importa quién seas, tarde o temprano vas a ser... noticias viejas, y eso no quiere decir que seas menos bueno, que tus admiradores te abandonen...
- Bu hayalet kasabada kalırsak Ava beraber ya da değil, bizim de bir hayalete dönmemiz ne kadar sürer dersin?
Si nos quedamos en este pueblo fantasma, Ava... juntos o de otra manera, ¿ cuánto tiempo crees... que tardaremos en convertirnos en fantasmas nosotros mismos?
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285