Bu da öyle Çeviri İspanyolca
1,821 parallel translation
Bu da öyle bir şey.
Y es lo que tenemos aquí.
O halde bu da öyle.
En ese caso, también ésta lo es para mí.
Eskiden benim yurt odamda müzik dinlerdik bu da öyle sanki.
Hace mucho tiempo, cuando oíamos música en mi dormitorio... era algo así también.
Bu da öyle.
Esto también.
- Bu da öyle.
- Esto también.
Bu da öyle olacak, doktor.
Y este también lo será, doctor.
Öyle ya da böyle, bu işte bana yardım edeceksin.
Y de una manera u otra, me ayudarás a hacerlo.
Evet, öyle. Bu kadarı da fazla.
Si.Esto es demasiado.
Bu öyle değil.onlar onu çok fazla seviyor, o da onları seviyor Onlar beni seviyor, Ben onları seviyorum, Hepimiz gerçekten, çok fazla birbirimizi seviyoruz
Ellos la quieren mucho, ella los quiere mucho ellos me quieren mucho, yo los quiero mucho... básicamente todos nos queremos mucho.
Öyle ya da böyle, sanırım bu maç uzatmalara gidecek.
De cualquier modo, parece que este partido acaba de conseguir una prórroga.
... öyle mi? Bu maddeye genelde uyuşturucu kullanan ya da ışın tedavisi gören kişilerde rastlanır.
Normalmente es una consecuencia de la exposición a drogas o terapias de radiación
Bu evlilikte sana buluşma serbest ise bana da öyle.
Si estás libre para salir en este matrimonio, yo también.
Bu lapa biraz nişastalı ama öyle ya da böyle bir şeyler yemelisin.
Esta sopa está un poco vieja. Pero tienes que comer algo.
Bu Talbertler okul için çok önemliydi ve bazı insanlarla olan arkadaşlıkları da öyle. Ve... Bu konuda endişe etmiyorlardı, yani...
que las Talbert eran demasiado importantes para esta escuela y eran amigos de cierta gente y... eso no les preocupaba, así que...
Annemin eskiden tanıdığı bir kız- - Kız partinin birinde aşırı dozda uyuşturucu almış. Arkadaşları da onun kendinden geçtiğini sanmışlar çünkü çok fazla içmiş ve bu yüzden onu okula, otoparka götürmüşler ve yağmurun altına yatırmışlar sözümona bunun eğlenceli olacağını düşünüyorlarmış ama gerçekte öyle değildi, çünkü kız orada ölmüş.
Una vez mi mamá conoció a una chica que... estaba en una fiesta y tuvo una sobredosis de drogas y sus amigos creyeron que sólo se había desmayado porque había tomado demasiado, así que la llevaron al estacionamiento de la escuela
Bu da tam olarak öyle.
Eso es exactamente lo que es esto.
Ben bir kamu görevlisiyim. Bu yüzden LOS Angeles Emniyeti'nden ancak vurulur ya da kalp krizi geçirirsem ayrılırım. Benden ancak öyle kurtulursunuz.
Tengo un trabajo de servicio público, y la única manera en que dejaré... la Policía de Los Ángeles... es si me disparan, tengo un ataque cardíaco, y entonces me atropella.
Poirot da, tam bu davanın içinden çıkılmaz olduğunu düşünmeye başlayacakken, puf. Öyle değil, dostum.
No tanto, mon ami.
Şayet kabloyu kesmeseydin, bu oda da gömülmüş olacaktı. Öyle.
Ese cuarto hubiera sido sepultado si no hubieras cortado el cable.
Bu ziyaretin amacı da bu, öyle değil mi?
Para eso es esta visita.
Bu adam, beni devredışı sanıyor. Öyle sanmaya da devam etmeli.
Este tío tiene piensa que estoy fuera de juego y quiero que siga creyéndolo.
Tek sorunsa, bu kişiler aile değerleri olmayan insanlarla iş yapmak istemiyorlar. Bu yüzden Bart, bizi öyle yapmaya ya da göstermeye çalışıyor.
El único problema es, que ellos no hacen negocios con nadie que no comparta sus valores familiares por eso Bart se está asegurando de que lo hagamos.
Uzay derinliklerinde bu kadar süre geçirmek tehlikeli. Ve bu iş hattında çalışan insanlar da öyle.
Tanto tiempo en el espacio es peligroso de por sí, igual que la gente que se dedica a este tipo de trabajo.
Bu grup öyle harika ki... Her zaman Viper Room'da çalarlar.
este grupo es genial oh, Dios mío, ellos siempre tocan en el Viper Room
Bu da öyle işte.
Eso es todo.
Tam da biz ayrıldıktan sonra bu herifle çıkmaya başlamış, ama benim ona kızmaya hakkım öyle mi?
No tengo derecho a enloquecer. ¿ Qué ella saliera con este chico cuando rompimos?
Bu tıpkı cadının fırınındaki "Hansel ve Gretel" ya da öyle bir şey gibi.
Es como el horno de las brujas en Hansel y Gretel, o algo así.
Öyle mi bu çok ilginç çünkü Hz.İsa'da burada.
- Sí. Jesús, increíble. Ya vuelvo.
Bu, tıpkı, çocuk hastahanesi ya da öyle bir şey gibi, ama... Bu... Bu benim başyapıtım.
Esto era, uh, para algo como, como para algun hospital de niños ó algo como eso, pero... esta... esta es mi obra maestra.
Bu çocuğun kaçmasına öyle ya da böyle yardım ettiğini öğrenirsem karşılığını pahalı ödersin.
Si descubro que has tenido algo que ver en la liberación de este niño las consecuencias serán extremadamente severas.
"Dünya üzerinde yeterince kaynak ve teknolojik kavrayış var mı ki, refah içinde yaşayacak bir toplum yaratabilelim? Bu öyle bir toplum olsun ki, hali hazırda kullandığımız şeylerin bir fiyat etiketi olmasın ve bunları elde etmek için iş bulmak zorunda da kalmayalım."
¿ Tenemos en la Tierra los recursos suficientes y el entendimiento tecnológico para crear una sociedad de tal abundancia, que todo lo que tenemos ahora pudiese estar disponible sin un precio y sin la necesidad de sumisión a través del empleo?
Bu da Yunanlılara oldukça zıtlık teşkil ediyor. Onlarınkisi çok sabit bir geometriydi. - Evet, öyle.
Lo que está en contraste con los griegos, los griegos tienen una geometría muy estática.
Ben küçükken babam beni terk etti, yani ne zor olduğunu bilirim ama bu bizi öldürmez, daha da güçlendirir, öyle değil mi?
Mi papá me abandonó cuando era niño, así que sé lo que se siente, pero lo que no nos mata nos fortalece, ¿ no?
Burada Rusça ismi olan tek adam bu, ya da en azından öyle söylüyorlar.
Es el único con un nombre ruso, o eso dicen.
Her ne kadar bu her zaman yeterli olmasa da, öyle görünüyor...
Aunque eso no siempre es suficiente, por lo que parece...
Bu arkadaşım da olsa. Neden sevgilim olsun ki? Sen öyle değilsin.
Wow, si recorta así sucesivamente, Como un espectáculo en la noche?
Evet, öyle mi? Umut verici bakmak için bu da bir yol.
Buen modo de verle el lado bueno.
O da öyle. Ama bu onu durdurmadı.
Ella también, lo cual no la detuvo.
Ya öyle ya da bu heykeller canlandı.
O eso, o alguna estatua ha cobrado vida.
Bu da her şeyin başladığı an sayılır. Kanada'dan gelen bir tip bir kardeş şirketten geliyor, daha öyle bir yerimiz olduğunu bile bilmiyorum.
Y ahí es donde todo comenzó, con un payaso que vino de Canadá de una compañía filial que no sabía que teníamos.
Bu iğrenç alışkanlık da herhalde öyle başladı.
Quizá es por eso que empecé con este hábito asqueroso.
Evet.. anne ben de Donnie ile konuştum da, Seni bir kaç gündür izliyormuş ve belki de senin bu hünerlerini başka bir bölümde kullanabileceğimizi söyledi. Öyle mi?
Uh... sí, bien, mamá, estuve hablando con Donnie y dijo que estuvo viendo tu trabajo en los últimos días y considera que tus habilidades serían de mejor uso en otra área.
Öyle ya da böyle bu son bulacak.
De una u otra forma todo esto terminará.
Çok berbatlar ama bu da senin için işin bir parçası, öyle değil mi?
No te gustaron, pero... pero fue tu culpa
Bu öyle bir mum olsun ki dışarıda yolunu... bulabilmesi için ona umut ve ve güzel düşünceler aşılasın.
Una vela para inspirar buenos pensamientos y la esperanza de que se manejará en el exterior.
- Öyle mi? Sorun da bu değil mi?
- Ese es el problema, ¿ no?
Sen de benim kadar battın bu adamlar da öyle, ne dediğimi anlıyor musun?
Estás tan metido como yo, tan metido como estos tipos. ¿ Entiendes lo que digo?
Alice Pieszecki, yani Yüzbaşı Williams'ın iki suçlamasında da adı geçen kadın bu işin sahibi bir lezbiyen öyle mi?
Así que Alice Piezeki, la mujer que se nombra en dos de las quejas presentadas contra la Cpt. No. Williams,
Galiba bu da benim hatam, öyle mi?
¿ Supongo que es mi culpa?
- Öyle görünüyor ki bu pis bir iş ve sonuçları da belirsiz.
Mucho trabajo para un resultado poco seguro. No tengo otra respuesta.
Aslında aynen öyle yaptım, bu da- - beni zor duruma sokuyor.
Bueno, lo hice, así que me pondrás en problemas.
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120