Yarı Çeviri İspanyolca
185,932 parallel translation
Şükran Günü, Noel ve Ocak ayının yarısı gelip geçti ama hükümetin üç organı da hâlâ kriz durumunda.
Ya pasaron Acción de Gracias, Navidad y la mitad de enero y los tres poderes están en crisis.
Gerçekten işe yarıyor.
Ayuda mucho.
Bekle. Yarınki programlarının son hâlini öğrenmem lazım.
Espera. ¿ Cuál es su agenda para mañana?
Yarınki programı konuşmalıyız.
Deberíamos hablar del programa de mañana.
Louise, partinin temel direği olarak yarın desteğini alabilirsem minnettar kalırım.
Louise, eres un pilar del partido. Te agradecería que me ayudes mañana.
Kral'ın kalması bir onur diyorlar ama adamları ve rahipleri kışlık erzakın neredeyse yarısını yedi.
Dicen que es un honor tener la estadía del rey, pero sus hombres y sus sacerdotes se han comido casi el valor de la comida para el invierno.
- Metcezir ile yarım gün.
Medio día, con la marea.
Yarın güneş doğana dek Lunden ve zenginlikleri sizin olacak!
¡ Mañana al amanecer, Lunden y todas sus riquezas serán suyas!
Yarın yola çıkıyoruz.
Mañana nos iremos.
Kümese kadar yarışalım mı?
Te echo una carrera hasta las pocilgas.
- Tamam. Bu bize yarım saat kazandırmalı.
Eso nos da treinta minutos.
Yarın için her şey hazır mı?
¿ Estamos listos para mañana?
Yarın ne oluyor ki?
¿ Qué pasa mañana?
Hala birşey yok, işe yarıyor.
Sigue sin haber nada. Está funcionando.
Borsa Komisyonu, yarın piyasaları kapalı tutmalı.
La SEC debe mantener cerrados los Mercados mañana.
Yarın o piyasalar açılırsa kıyamet kopacağını biliyorsun.
Sabes que abrir esos Mercados mañana causará un desastre.
Birçok Wall Street müdavimi yarın piyasaların 2010'daki sürpriz krizden bu yana en büyük düşüşü göstereceğini düşünüyor.
Muchos especulan que mañana los Mercados experimentarán la más abrupta caída desde el colapso de 2010.
İki kitap ve yarım filmden sonra uyutmayı başardım.
Sólo necesité dos libros y media película, pero la hice dormir.
İşe yarıyor mu bari?
¿ Y funciona?
Yarın devamını alırsın.
Mañana obtendrás más.
- Onunla yarın mı görüşecektim?
Le veré mañana, ¿ verdad? Sí.
İşini asla yarım bırakmaz.
Ella... Ella hará el trabajo.
Bunun yarısını, hatta üçte birini bile başarabilirsek küllerinden doğan Anka kuşu olabiliriz.
Si podemos conseguir la mitad de eso... joder, o un tercio... nuestro gobierno será el fénix que renace de sus cenizas.
Yarın resmîleşir.
Se hará público mañana.
İşe de yarıyor.
- Y le está funcionando.
O yüzden Senato'daki meslektaşlarımı, yarın taslağı geçirip Meclis'e göndermeye davet ediyorum, ki o noktadan sonra ise hep birlikte...
Así que exhorto a mis colegas del Senado a aprobar este proyecto de ley mañana y llevarlo a la Cámara, donde Republicanos, Demócratas e independientes...
Umarım yarın bunu kutluyor oluruz.
Espero que todos estemos celebrando mañana.
Diyet yarın başlıyor.
- La dieta comienza mañana.
Benimle yarın görüşmek istiyorlar.
Quieren verme mañana.
Hookstraten, yarın Komite önüne çıkacak.
La Presidenta Hookstraten comparecerá mañana ante el Comité de Ética.
Mutabakata varırsak aday listesini yarın basına duyuracağız.
Suponiendo que lleguemos a un consenso, el plan es anunciar a la prensa la lista mañana por la noche.
Cevap vermek için bir günün var çünkü haber yarın yayımlanacak.
Mientras, tienes el día de hoy para traerme una respuesta, porque, mañana, esto saldrá a la luz.
Yarın bu saatlerde herkes Toronto'daki zirveye gidiyor olacak.
Mañana a estas horas, todos estarán yendo a Toronto a la cumbre.
Yarınki seyahatinizi konuşmalıyız.
Y mientras, señor, tenemos que hablar de su viaje de mañana.
Genel resepsiyonda yarım saat dikilip kameralara gülümseyeceğiz, sonra Nükleer Planlama Grubu'nun özel üyeleri için ayırttığım odaya geçeceğiz.
Así que asistimos a la recepción general durante 30 minutos, sonrisas para las cámaras, y luego nos retiramos a una suite de hospitalidad. Preparada para miembros selectos del Grupo de Planificación Nuclear.
Bildiğiniz üzere yarınki olağan programa ek olarak ABD, NATO'nun nükleer silah sayısının azaltımına dair bir inisiyatif sunacak.
Como saben, además del horario regular de mañana, los Estados Unidos presentarán una iniciativa que reduciría el arsenal nuclear de la OTAN.
Yarınki zirvede beni desteklemenizi umuyorum.
Obviamente, espero su apoyo en la Cumbre de mañana.
Yarın salacaksak bugün tutuklamanın manası yok.
No sirve de nada encerrarle hoy si le tenemos que soltar mañana.
Yarın programımızı kaçırmayın.
Manténganse sintonizados mañana, amigos.
Ben yarın için geldim.
Yo hablo de la edición de mañana.
Batı Kanadı'ndaki bilgisayarların yarısı yok olmuştu.
Sí. Ese ataque destruyó la mitad de ordenadores del ala oeste.
Bombaları patlatmadan önce yarım saatimiz var.
Tenemos media hora antes de que empiecen a detonar esas bombas.
Yarın sabah burada buluşalım.
Mañana por la mañana, te encontraré aquí.
Yarın görüşürüz?
¿ Te veo mañana?
Riley Motors bu yarım küredeki en büyük lityum alıcılarından biri.
Riley Motors es uno de los mayores compradores de litio del hemisferio.
Yarın sabah, tüm bir Amerikan şehri yandığında kimse federallerin ve farelerinin ne dediklerine aldırmayacak.
Mañana por la mañana, cuando una ciudad entera de EE. UU. de vuelva roja, a nadie le van a importar lo que digan un par de federales y su rata mascota.
Ne işe yarıyor?
¿ Para que sirve?
Görüşürüz yarın.
Hasta mañana.
Kurul yarım saattir sizi bekliyor.
- Gracias.
İşe yarıyor.
Funciona. Vamos.
Yarın görüşürüz.
Así que... te veo mañana.
yarın 1367
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarışalım 16
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın konuşuruz 62
yarısı 37
yarım 17
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarışalım 16
yarın ararım 21
yarın gel 39
yarın akşam 77
yarın konuşuruz 62