Ama bazen Çeviri Fransızca
4,004 parallel translation
Ama bazen babamla takılmak daha kolay oluyor.
C'est juste que parfois, c'est plus facile de sortir avec papa.
Bir, sizin numaranızdır ama bazen bir, bir değildir.
1 est votre nombre, mais des fois 1 n'est pas 1.
Ama bazen, Pinokyo'nun burnu gibi yalan uzadıkça uzar. Ta ki neyin gerçek olup, neyin yalan olduğunu ayırt etmek zorlaşana kadar.
Mais à un certain point, comme le nez de Pinocchio, les mensonges ne font que grossir jusqu'à ce qu'on ne sache plus ce qui est réel et ce qui ne l'est pas.
Ben çoğu zaman yazılarla kendimi meşgul ederim ama bazen tüm o yazılar çok boş geliyor, muazzam derecede boş.
Je m'occupe surtout avec des textes. Mais parfois un texte semble si... si vide, si infiniment vide.
Yani evet onu deliye döndürüyordu ama bazen en sevdiğimiz şeyler bizi aslında en çok deliye döndüren şeyler oluyor.
Je veux dire, oui, ça l'as rendue folle, mais quelquefois les choses que nous aimons le plus font de nous des fous parce que nous les aimons.
Buradan 100km uzakta yaşıyorum ama bazen 1 milyonmuş gibi geliyor.
Je sais que c'est seulement 96 km, mais parfois, cela semble 1 million de km.
O güçlü biri, ama bazen diğer tüm çocuklar gibi, o da korkuyor.
Elle est coriace, mais comme tous les gosses, elle a peur parfois.
Ama bazen, kahramanlar bile kendilerini çaresiz hissederler.
Mais parfois, même les héros se sentent impuissants
Ama bazen hayatta mantıklı gelenden daha önemli şeyler vardır.
Mais parfois il y a plus dans la vie que la chance donnée sur le papier.
Ama bazen biri sesi açmış gibi ses yükselmeye başlıyor.
Mais parfois ça devient fort. Comme si quelqu'un avait monté le son.
Evet ama bazen ne olacağını bilemiyorsunuz sanırım.
Les apparences sont parfois trompeuses.
Ama bazen önümde nasıl ezilir onu görüyorum
Mais parfois, dans ce schéma je peux me voir.
Ama bazen seviyormuş gibi davranmıyorsun.
T'as parfois une drôle de façon de le montrer.
Ama bazen görevdeyken vatanında hak ettiğin saygıyı görmediğini düşünebiliyorsun.
Pourtant, quand vous êtes là-bas, vous ne sentez parfois pas que vous obtenez plus de respect en rentrant.
Biliyorum kendine bir çeşit isyan fantezisi benimsemişsin. Ama bazen hayatın kurallarına uyman gerekir.
Je sais que tu te prends pour une sorte de rebelle, Axl, mais parfois dans la vie tu dois suivre les règles.
Ama bazen şapşallık edebiliyorum.
Mais, vous savez, je peux être stupide parfois.
Ama bazen keşke daha çok konuşsa diyorum.
Mais par moment, j'aimerais qu'il parle plus.
Böyle olmasını asla istemedim. Ama bazen birine karşı hisler beslersin.
Je ne voulais pas que ça arrive, mais des fois tu développes des sentiments pour une personne, et...
Bazen her şey, tek bir noktayı gösterir ama bazen de arabaya atlayıp yol nereye giderse oraya gitmek ve kaybetmenin nasıl bir şey olduğunu unutmak gerekir.
Des fois, tous les signes pointent dans une direction, mais des fois, on doit juste monter en voiture et conduire... Et oublier qu'on sait à quoi ressemble l'échec.
Ama bazen istemeden bir şeyler yapıyorum...
Mais parfois je fais des choses...
Biliyorsun Kiera, bazen yardımların için minnettarım ama bazen de...
Tu sais Kiera, des fois je suis reconnaissant de ton aide mais à d'autres moments...
Ama bazen de sadece oyun oynuyormuşsun gibi gelir.
Mais parfois, on a juste le sentiment de se déguiser.
Ama bazen bu acı hastayı aşıp gider hastanın ailesine kadar.
Mais la souffrance se prolonge parfois au-delà du patient... A la famille du patient.
Çoğu ilişki kendi kendini bitirir. Ama bazen o ilişkinin suratına bir yastık bastırmak lazım.
La plupart des relations s'étouffent d'elles mêmes, mais parfois, il faut aussi un oreiller sur le visage.
Bazen sıra dışı düşündüğümü biliyorum ama bunu son yaptığımda Eğitim Reformu'nu imzaladık.
- Je sais que j'ai tendance à envisager des solutions assez originales, mais la dernière fois que je l'ai fait, nous avons signé une loi sur l'éducation.
Ona zarar vermek istemiyor ama çocuklar bazen aşırıya kaçtıklarını fark etmiyorlar.
Mais les enfants ne réalisent pas toujours comment ils peuvent être violents.
Üzgüüm, bunu duymak kötü gelecek ama, bazen etrafıma bakıp bu olayın herkesi nasıl etkilediğini görüyorum, ve belki de ayrı olmanızın daha iyi olduğunu düşünüyorumdur...
Je suis désolé, je sais que c'est terrible, mais des fois je regarde autour de moi et je remarque comment cela affecte tout le monde, et je pense peut-être que vous êtes mieux séparés...
Babam bazen çok hassaslaşıyor, ama senin çok aldığını biliyor.
Il est parfois très critique, mais tu lui as beaucoup plu.
Bazen bu is yalan söylemeyi gerektirir ama su bil ki sana asla yalan söylemem.
Parfois, cela implique quelques déceptions, mais sachez ça : je ne vous mentirai jamais.
Bazen bu iş yalan söylemeyi gerektirir ama şu bil ki sana asla yalan söylemem.
Parfois, cela implique quelques déceptions, mais sachez ça :
Bazen Noel hediyesi veririm ama işi kendin yapman lazım.
Parfois je donne un cadeau de Noël. Mais il faut que tu le montes toi-même.
Bazen çirkinleştiğinin farkındayım ama daha genç. Çok temiz bir kalbi var.
Elle peut parfois être odieuse, mais elle est jeune.
Cevap eve ama, hayat bazen her şeyi tersine çevirebiliyor.
Eh bien, la bonne réponse est oui, mais parfois la vie joue des tours.
Ama kontrol aslında sadece bir ilizyondur. Çünkü zemin bazen ayaklarımızın altından kayıp gider, Ve bize vardığımız yeri kabullenmek düşer, zemin güvenilir olsun ya da olmasın.
Mais le contrôle est une illusion, parce que parfois, la terre tourne, et nous devons gérer avec l'endroit où nous finirons, que le sol soit solide ou pas.
Ama benim tecrübelerime göre, senin yaşadıklarını yaşayan ve çok iyi hisseden insanlar bazen beklenmedik bir şeyle karşılaşabiliyor.
D'après mon expérience, les gens qui traversent la même chose que toi et se sentent en pleine forme peuvent quelquefois avoir des surprises.
Ama şans insanların yüzüne bazen güler bazen gülmez.
Mais la roue du Destins s'élève et s'effondre.
Üçümüz birlikte oynardık, ama sen bazen tek başına oynardın.
Nous avons aussi joué toutes les trois ensembles.
Seninleyken ondan bahsetmemeye çalışıyorum. Bazen koyuyor ama seninki çok ciddi.
Depuis que je suis avec Marley, on dirait qu'il n'y a pas d'autre fille.
Bazen fazla kibardı ama...
Il était parfois trop bon, mais...
Yani, onları kınamıyorum nedenlerinin bazen haklı olduğunu bile kabul ediyorum ama hayatlarımıza girip hayvan gibi davrandıklarında namımız ve her şey uğruna ben...
Je ne les blâme pas, j'admettrai toujours que leur cause est parfois juste, mais quand ils viennent dans nos vies et se comportent comme des animaux, pour l'honneur de notre nom ou autre chose, je ne...
Bazen ara sokakta. Hızlı ama iyi.
Il te baisait, puis ciao-bye.
Bazen sana birşeyi yapamayacaksın dediğimde sözümü dinlemediğini biliyorum, ama bu onlardan biri olmayacak.
Je sais que parfois je te dis de faire des choses et tu m'ignores Bien, ce n'est pas l'une de ces fois.
Ama çok yaklaştık, bazen duygularımız kararlarımızı etkileyebilir.
On est proches d'elle. Nos émotions altèrent parfois notre jugement.
Bazen kötü biri olabildiğini biliyorum ama lütfen ona da göz kulak ol.
Je sais qu'il peut être un peu méchant des fois Mais s'il vous plaît, surveillez le aussi.
Bazen boş boğazlık ettiğim oluyor ama gerçek şu ki, kalmak istiyoruz.
Je parle trop vite parfois, Mais le truc c'est qu'on veut rester.
Şimdi bak, biliyorum bazen tamamen kontrol çıkıyorsun ama, bu işi halletme biçimin bunun da ötesindeydi.
Maintenant, je sais que tu peux être un éléphant dans un magasin de porcelaine, mais la façon dont tu as géré ça. C'était bien loin de tout ça.
Bazen ilişkilerimizde istemediğimiz şeyler olduğunda onlarla karşılaşmak istemeyiz. Ama Şef Alan sana doğruyu söylemiyorsa bilmek istemez misin?
Écoute, je sais que des fois c'est dur de confronter des choses dans notre couple quand on ne veut pas mais si le Chef Alan n'est pas honnête avec toi, tu ne voudrais pas le savoir?
Tek yapmak istediğim şey insanlara gerçeği bulma yolunda yardım etmekti, ve bunu yaptım da ama sonra buna rağmen kötüler bazen kazandılar, sonra ben bunları hiç olmamış gibi kaldırıp atmak istedim ki tekrar eskisi gibi mutlu olmaya devam edebileyim.
Tout ce que j'ai toujours voulu c'était aider les gens a découvrir la vérité, et c'est ce que je fais, mais il y a quand même des méchants qui gagne parfois, et alors je range ça au loin comme s'il ne s'était rien passé pour ensuite me sentir à nouveau heureuse.
Ama size söyleyeyim buraya geleni, bazen sanki mültecilere iltica sağlanıyormuş gibi görünüyor.
Mais je dois vous dire que d'où je suis, de temps en temps, on dirait que les patients contrôlent l'hôpital.
Linda'yı gönderirdim, ama burada yapacak çok işi var ve bazen sinir bozucu olabiliyor.
J'enverrais Linda, mais il y a tellement de travail pour elle à faire ici, et elle peut être corrosive à certains moments.
Ama... Bazen hataların seni şaşırtabilirler.
Mais les erreurs peuvent parfois vous surprendre.
bazen 975
bazen de 24
bazen olur 16
bazen merak ediyorum 19
bazen düşünüyorum da 20
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama benim 40
ama biz 56
ama bu 445
bazen de 24
bazen olur 16
bazen merak ediyorum 19
bazen düşünüyorum da 20
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
ama benim 40
ama biz 56
ama bu 445
ama biliyorum 27
ama bilmiyorum 49
ama bilirsin 35
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bana 28
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama ben biliyorum 26
ama bunlar 19
ama bilmiyorum 49
ama bilirsin 35
ama burada 97
ama bu sefer 44
ama bana 28
ama bunu yapamam 24
ama bu arada 26
ama ben biliyorum 26
ama bunlar 19