English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Asa

Asa Çeviri Fransızca

524 parallel translation
"Ve asa Josaphat'ı vücuda getirdi..." "... Josaphat da... "
"Asa engendra Josaphat et Josaphat engendra Joram."
- Ben beklerim, Bay Asa.
- J'attendrai.
Bu çok saçma Asa.
C'est ridicule, Asa.
Çabuk Asa.
Vite, Asa.
- Asa.
- Asa.
- Merhaba Asa.
- Bonsoir, Asa.
- Ofiste olmanı özledim Asa.
Tu m'as manqué, au bureau.
Craig de kamçıyı senden daha fazla kullanmayacaktır Asa.
Et Craig ne le sortira pas plus que toi, Asa.
Asa yeterince anlayabilir seni.
Asa te comprend peut-être.
Waverly Sokağı'ndaki, eskiden ailenize ait olan işe yaramaz binaya yaptığımı sanırım duymuşsundur Asa.
Supposons que tu saches pour l'éléphant blanc qui appartenait à ta famille sur Waverly Street.
Lavinia nasıl Asa?
Comment va-t-elle, Asa?
Asa.
Asa.
Ne arabası Asa?
Quelle voiture, Asa?
Asa, dilsiz heykel gibi dikilme.
Asa, ne reste pas planté là.
Aman tanrım, kendi başının çaresine bakabilir değil mi Asa?
Elle est capable de se prendre en charge, n'est-ce pas?
Asa, dünya ne hale geldi?
Asa, où va le monde?
Sonra babanın asla hayal edemediği kadar büyüttüm işi.
Et j'ai monté les affaires qu'Asa n'avait jamais imaginées.
- Asa karşı dört.
Quatre pour l'as.
Benim başıma meyvasız bir taç oturttular,... elime kısır bir asa tutuşturdular. Ben kral babası olamayacağıma göre tacı da asayı da alacaklar elimden.
Elles ont mis sur ma tête une couronne inféconde, placé dans mon poing un sceptre stérile, que doit arracher la main d'un intrus, aucun fils ne me suivant!
Kesinlikle Asa veya eşi gibi değil.
Il n'est pas comme Asa et sa femme.
İşe yarar bir şeyler yapın. Yürüyebilmem için bana bir asa verin.
Donnez-moi un bâton, que je puisse marcher.
Jack'in elindeki kartlar neymiş biliyor musun full as, onun için full asa ne diyoruz biliyor musunuz "ölü adam eli".
Les cartes de Bill c'était des as et des huit, alors on appelle as et huit une "main de mort"!
Asa olarak mehtabı kullanırız.
La lune sera notre sceptre.
Bu babam, Asa, Bay. Gant.
Mon père, Asa, M. Gant.
- Baban acele etse iyi olur. Rosto hazır.
- J'espère qu'Asa vient.
- Merhaba, Asa.
- Salut, Asa.
Namını biliyorsun değil mi, Asa.
Vous connaissez la réputation de cet homme, Asa.
Hayır, Asa.
Non, Asa.
Luke ile konuştuktan sonra hiç odasına çıkmamış.
J'ai croisé Asa et il va chercher Luke.
Luke ve Asa olursa, daha iyi olur
Je me sentirais mieux si Luke et Asa étaient avec nous.
- Asa benimle gelecek, siz burada bekleyin.
Asa ira avec moi. Vous autres, attendez ici.
Hayır, dün gece, Stricker ve arkadaşları Gant'i kasabadan göndermeye kararlıydılar.
Non, hier soir, Asa et moi étions plus en colère avec Stricker et Reeger... que nous ne l'étions avec Gant.
Sizin için asayım demiştim. Lüzum yok. Ben kendim asa...
Ne touchez pas à cela.
17 yaşında bir çocuk biraz önce Asa'nın evine girdi.
Un garçon d'environ 17 ans vient d'entrer chez Asa.
Asa, Vajda Hanedanı'nın kızı. Kutsal Moldavya Başpiskoposları Heyeti seni suçlu ilan etti.
Asa, de la lignée des Princes Vaida, le Sacré Collège des Primats de Moldavie t'a déclarée coupable.
İki asır önce bugün, iki insan büyücülük yapmaktan infaz edilmiş. Prenses Asa ve onun suç ortağı olan aşkı Prens Javutch. Şeytanın maskesi yüzlerine çivilenmiş.
II y a deux siècles, en ce jour, on exécuta pour sorcellerie la princesse Asa et son amant, le prince Javutich, cloués à jamais par le masque du Démon.
Bir asır sonra, bir deprem sadece antik tapınağı tahrip etmiş ve cadının lahitinin yarıldığı görülmüş sanki Asa intikamını almak için çıkmaya çalışmışçasına.
Un siècle après, la terre trembla, ne détruisant que l'église et le sarcophage de la sorcière fut brisé, comme si Asa avait tenté d'en sortir pour accomplir sa vengeance.
İşte bu benzerlik, Asa'nın intikamının yankısı beni çok korkutuyor.
La ressemblance, cette vengeance récurrente me terrorisent.
İntikam vaktin yaklaştı, Asa.
Ta vengeance va s'accomplir, Asa.
- Asa.
- Le sceptre.
Yılanlı bir asa.
Un bâton et un... serpent.
Ru... guh...? - Doğru mu?
Asa... nisi... masa?
Ru... guh.. şşş!
Asa Nisi Masa...!
Asa sekiz.
Un huit sur l'as.
Başıma işe yaramaz bir taç kondurmuşlar ve elime kısır bir asa tutuşturmuşlar. Benden oğluma geçsin diye değil, yabancının biri çekip, alsın diye.
E lles m'ont donné couronne stérile... m'ont mis en main un sceptre vain... qui sera par d'autres arraché, faute de fils pour me succéder.
Benim adım Asa Watts.
Mon nom est Asa Watts.
Asa'in oğlu mu demek istiyorsun?
Le fils d'Asa?
Aşaıya inmek ve nehir kıyısına gitmek için çok soğuk olurdu.
Il faisait trop froid pour nous pour aller à la rivière.
Pişmiş aşa su katmak istemem ama...
Excusez-moi de vous interrompre, mais...
Kader yolunu çiziyor, Asa.
Identique à toi. Le destin s'accomplit, Asa.
Ru.. guh..
Asa Nisi Masa...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]