English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bira mı

Bira mı Çeviri Fransızca

2,695 parallel translation
Annem hamileyken bira mı içiyor?
Maman boit une bière en étant enceinte?
Büyük baban sana bira mı verdi?
Il t'a laissé boire?
Büyük baban Şükran Günü'nde sana bira mı verdi?
Papy t'a donné une bière à Thanksgiving?
Şükran Günü'nde Drew'ya bira mı verdin?
T'as donné une bière à Drew à Thanksgiving?
Bira mı içtin?
T'en bois? Sans m'inviter?
Ben şu anda Danau Bira'dayım. Ama Boko annene demiş ki :
Actuellement, je suis à Danau Bira, mais Boko a dit à ta mère :
Bizim üç bardak bira ve bir parti de shot'a ihtiyacımız olacak.
On va avoir besoin... de trois pichets de bière, et shots pour tout le monde.
İki bardak bira ve iki de viski shot alacağım.
Je vais prendre deux bières et deux shots de whisky.
Gidip bir bira alacağım. Sen de ister misin?
Tu veux une bière?
Bira alır mısın?
Vous voulez une bière?
Pardon, bira pong mu oynamamızı mı istiyorsunuz?
Tu nous défies au bière-pong?
Bira falan var mı?
T'as une bière?
Ne gibi? " Yeni komşumuz bir vampirdi, bizden altılı bira istedi onu eve...
Dire quoi? " Un vampire a emménagé à côté, il m'a emprunté de la bière,
- Bira isteyen var mı?
- Les gars, une petite bière?
Bir bira alayım, lütfen.
- M'a te prendre une bière. S'il vous plaît.
Bira var mı?
- T'as-tu de la bière?
Tom, sana bir bira ısmarlayayım.
- Tom, je te paye une bière.
Öyle çok bira içmişim ki, karnım gurulduyor.
Des merdes à la bière ce matin.
- Bira var mı? Git dedim sana.
Sors, j'ai dit.
Bira için minnettarım.
Merci pour la bière.
Tatlım, bana bir bira daha.
Ma belle, apporte-moi une autre bière.
Tanrım, bira kokuyorsun.
Mon dieu, tu pues la bière.
Bunu yapmamalıyım ama annenizin pizza için verdiği parayı bana verirseniz, ki zaten vermediniz gidip size bira alırım.
Je ne devrais pas, mais file-moi l'argent que ta mère t'a donné pour la pizza, j'irai vous en chercher.
Al bakalım.Büyük çocuk için bira.
Tiens. Une bière pour un grand garçon.
Gidip, bira alacağım.
Bon boulot, Cupidon.
Ben de J-Dog'la takıldım. Dolaştık öyle boş boş, bira parası falan bulmaya çalıştık.
Je traînais avec le J-Dog, à gober, le faire bisquer, à faire la pute pour de la bière.
Radford, Kevin öldükten sonra bira içmek için dışarı davet etti beni.
Radford m'a emmenée boire une bière après la mort de Kevin.
Ben biraz bira doldurayım.
Je vais verser un peu de bière.
Duff Bira Fabrikası'nın anahtarı mı?
Les clés de la brasserie Duff?
Aman Tanrım, bira kazanı.
Oh, mon Dieu, il ya le brasseur de feu.
Alt tarafı bira, tamam mı?
C'est une bière. Tu n'en auras pas.
Bira ister misin, tatlım?
Tu veux une bière?
"Ben bira gibi sade bir şey alayım."
"Pour moi, un truc banal, une bière."
"Ben de bira alayım o yüzden."
"Alors, une bière aussi."
" Ben bira almayayım.
" Pas moi.
Sen kafanı yorma. Sana bir bira alayım.
Bouge pas, je te prends une bière.
Bir yerli bira alayım. Şişede istiyorum.
Je voudrais une bière locale.
Bir bira ve Pawnee Gündoğumu alayım.
Je prendrai une bière et un Pawnee sunrise.
Yüce Tanrım, bira fabrikası gibi kokuyorsun.
Bon sang, tu empestes le malt!
Jessica'yla konuşmaya gitmen gerektiğini biliyorum ; ama haydi sana bir bira ısmarlayayım.
Je sais que tu dois parler à Jessica, mais je t'offre une bière.
Bira mı, şarap mı?
Bière? Vin?
Altılı paket bir bira aldım.
Pour un pack de bières...
Ben bira alcaktım, ama kimliğimi evde unutmuşum.
J'allais acheter de la bière, mais j'ai oublié ma carte d'identité à la maison.
Sonra bira içmek için dışarı çıktım.
Puis je suis sortie prendre l'air.
Misafirler için sakladığımız kaliteli bira nerede?
Et la bonne bière que nous gardons pour les clients?
Babam Şikago Emniyetinden emekli olup kutularca bira içtiği gece bana çoğu polisin hep aynı kâbusu gördüğünü söylemişti.
Quand mon père a pris sa retraite de police, il m'a dit après pas mal de bières que la plupart des policiers faisaient un cauchemar récurrent.
Bira olayında bana saygısızlık yaptın. Ama önemli değil.
Tu m'as manqué de respect avec la bière.
Sana bira ısmarlayayım.
Je pensais voir Alice.
- Sizin evde bira var mı?
Vous avez des bières chez vous, pas vrai?
Bir bira alayım o zaman.
Alors je vais prendre une bière.
- Bira. - Evet. Rahatsız mı ediyorum?
Sonnerie de portable

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]