Cinayet mi Çeviri Fransızca
1,269 parallel translation
- Cinayet mi?
Un meurtre?
- Cinayet mi?
- D'assassinat?
Ölüm cezasıyla sonuçlanan bir davada, bu... Nedir? Cinayet mi?
Des communications privées avec le juge pendant le procès... seraient censurable, au moins, probablement un complot.
Bir cinayet mi gördün?
Tu as vu un meurtre?
Cinayet mi?
Pour meurtre?
- Cinayet mi?
- Pour meurtre?
Çifte cinayet mi?
Meurtre? Suicide?
- Cinayet mi, ciddi misin?
- Le meurtre? Vous plaisantez?
Bird birden fazla cinayet mi işledi?
- Bird a commis plusieurs meurtres?
Cinayet mi?
Un meurtre?
- Cinayet mi?
De meurtre?
Cinayet mi?
Homicide?
Hükümete göre bu olanlar bir kaza mı... toplu cinayet mi... yoksa El Kaide'nin bir eylemi mi?
Le gouvernement juge-t-il officiellement que c'est un accident, un homicide multiple ou une opération de terroristes d'Al-Qaida?
Cinayet mi?
- Homicide?
Bunun bir cinayet mi yoksa kaza mı olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
On essaie juste de déterminer s'il s'agit d'un accident ou d'un meurtre.
Hiç cinayet yok, değil mi?
Il n'y a pas eu de meurtre, n'est-ce pas?
Buranın cinayet mahali mi yoksa bırakıldığı yer mi olduğunu bilmiyoruz.
On ignore si c'est le lieu du crime ou si on l'a abandonné là.
Hiç cinayet vakasına bakıp bir ay sonra ifade almaya gitmedin mi?
Tu repasses jamais après avoir mené une enquête?
Geçenlerde olan cinayet için değil mi?
C'est au sujet du meurtre de l'autre jour?
Uyuşturucu ve cinayet artık ilgi alanızda değil mi?
La drogue, les meurtres, ça compte plus?
- Cinayet davasını halleden kişi mi? Evet, ta kendisi.
Oui.
İyi iş Jay, gerçekten bak, eğer Keeley cinayet mahallinin içine etmeseydi bir ay evvel dava bitmiş olurdu, değil mi?
Bien joué, Jay. Mais si Keeley n'avait pas merdé sur les lieux, on aurait fait le lien y a longtemps, non?
Üzerinde çalışmadığın bir cinayet davası için mi geldin mahkemeye?
T'aimes voir les affaires sur lesquelles tu bosses même pas?
Bu kadar genç yaşta nasıl cinayet dedektifi oldun? - Ben mi?
Comment tu t'es retrouvé inspecteur à la Criminelle si jeune?
Katil, çocukken ihmal edilmişse bu gerçek bir cinayet sayıImaz, değil mi?
Une enfance malheureuse et un meurtre n'est plus un meurtre, n'est-ce pas?
Daha önce yapmadığın şey mi? Cinayet diyor.
Non, s'il vous plaît.
Neyimiz var - - cinayet, intihar, doğal sebepler mi yoksa başka bir şey mi?
C'est quoi? Homicide, suicide, mort naturelle ou quoi?
Cinayet silahını tesadüfen mi Rachel'ın komşusunun arabasına sakladı? Tesadüf değildi, sadece şanslıydı.
Ce n'était pas une coïncidence.
Sanal cinayet gerçeği kadar tatmin edici değil, değil mi?
Mais le meurtre virtuel ne vaut pas le vrai.
Cinayet masası, Julia'ya haber verdi mi?
Julie sait?
Daha çok Cinayet senin tarzın değil mi?
Le meurtre est plus votre style.
Nesin sen, cinayet dedektifi mi?
Qu'es-tu, détective?
İntihar mı cinayet mi?
Alors, un suicide ou un meurtre? Le commandant n'exclut pas le suicide.
Cinayet Masası değil mi?
La brigade criminelle, hein?
Cinayet masasında yengeç yakalanmıyor, değil mi?
Pouvez pas pêcher le crabe à la criminelle.
Yani, cinayet gibi değil, değil mi?
Ce n'est pas aussi grave qu'un meurtre.
- Cinayet anlamına gelse bile mi?
Tu veux parler d'un meurtre?
Cinayet kârlı bir iş mi?
Ça rapporte bien le meurtre?
Hem kokain bulundurmak hem de cinayet girişimi öyle mi?
Détention de cocaïne et tentative de meurtre.
Savcı, ancak bir insan diğerini öldürünce cinayet olur, diyor. Yani teknik olarak, cinayet işleyemezsin, değiI mi?
Le procureur limite la notion de meurtre aux humains, donc, théoriquement, tu ne peux en commettre un.
Cinayet zamanını bulabildiniz mi?
On sait à quand remonte la mort?
Gail Keating gibi mi, Friday Harbor'ın cinayet kurbanı olan?
Comme dans Gail Keating, une des victimes de Friday Harbor?
İdam edildiği gece Debby Reston öldürüldü. - Kopya cinayet, değil mi?
La nuit de son exécution, Debby Reston a été assassinée.
Ne biliyor musunuz, sanki size kişilerin hayatlarını araştırıp ona uygun seri cinayet suçu yükleme görevi mi verildi?
Vous savez à quoi ça ressemble de s'entendre dire par vous que l'on mène la vie d'un meurtrier en série et que l'on correspond à son profil? Non.
Cinayet, aşağı yukarı gece 10'da işlenmişti, değil mi?
Le meurtre s'est produit vers 22 h, n'est-ce pas?
Cinayet işlemek gibi mi? Bazı hastalarım, otomobil kullanır yemek yapar bahçelerini düzenler.
Comme commettre un meurtre? J'ai des patients qui conduisent, qui cuisinent, qui jardinent...
- Cinayet günahtır, değil mi?
Le suicide est un péché, non?
Yine cinayet mahalline mi yürüyorsun?
Retourner sur le lieu du crime?
Buna cinayet denir, değil mi?
C'est un meurtrier, non?
Cinayet silahını tespit ettik mi?
Nous avons l'arme du crime?
Bu bir cinayet planı değildi, değil mi?
Ce n'était pas un plan d'assassin, pas vrai?