Gözlerine bak Çeviri Fransızca
498 parallel translation
Gözlerine bak.
Regardez ses yeux.
Gözlerine bakıp, seslerini dinledim... hep seni bulabilmek umuduyla.
J'ai regardé dans leurs yeux et écouté leurs voix, toujours dans l'attente de vous trouver.
Evet, gir ve kızımın güzel mavi gözlerine bak.
Regardez ses beaux yeux bleus!
Sadece gözlerine bak.
Fixons-les.
- Gözlerine bak.
- Regardez ces yeux.
Gözlerine bakın, nereye giderseniz takip eder onlar.
Regardez ses yeux, ils vous suivent partout où alliez.
- Hayır. Korkuyorum ama yine de, şarkı söylerken elinden tutup gözlerine bakıp sadece ona söylemek istedim.
Et pourtant, quand j'ai chanté, après le dîner, j'avais envie de lui prendre la main et de chanter pour lui seul.
Gözlerine bak.
Regarde ses yeux.
Gözlerine bak, yanıyorlar.
Regarde tes yeux. ils se consument.
Gözlerine bakın!
Regardez ses yeux!
Yakından gözlerine bak. Tıpkı sen.
Il suffit de vous regarder dans les yeux, vous êtes pareils.
Gözlerine bakınca, sanki bir şey seni yakalıyor.
Leurs yeux prennent possession de vous.
Le Chiffre'nin karşısına oturacağım, gözlerine bakıp diyeceğim ki... kart istemem.
Je m'assoirai en face du Chiffre, je le regarderai dans les yeux et je dirai... Pas de carte.
Gözlerine bak. Neredeyse hiç kırpmıyorlar.
Ils clignent à peine des yeux.
Gözlerine bak.
Regardez dans ses yeux.
Aşağı bak, gözlerine bakma.
Baisse les yeux, ne croise pas leur regard.
Şu gözlerine bakın, piliç bulmuş gibi parlıyor.
Regarde ses yeux, ils brillent comme s'il avait décroché le jackpot.
Önce gözlerine bakıyorum sonra bagajlarına.
Je les regarde bien dans les yeux, et puis c'est au tour des bagages.
Yüzbaşı, gözlerine bak.
T'as vu ses yeux?
Ve kızımın gözlerine bak...
Et regardez les yeux de ma fille,
Ama kızımın gözlerine bak...
Mais regardez, là-bas, les yeux qu'elle fait...
Gözlerine bak!
Regarde-moi ces yeux.
- şunun gözlerine bak, gözleri dönmüş.
- Il roule les yeux.
Gözlerine bakıp durdum, çünkü gerçekten.... gerçekten....
Je n'arrête pas de les regarder parce que je veux vraiment... Je veux vraiment r...
Bir otel odasında birbirimizin gözlerine bakıyoruz.
Nous sommes ici à l'hôtel à nous regarder dans le blanc des yeux.
Tamam, soyun, gözlerine bakın, kulaklarına bakın, burnuna bakın... ve parmak uçlarına değinceye dek eğip orayada bakın.
Déshabillez-le, cherchez dans ses yeux, ses oreilles, son nez, faites-le toucher ses pieds et cherchez derrière.
Sen de gözlerine bak.
Regardez aussi ses yeux.
Aynada kendine bak. Gözlerine bak.
Regarde tes yeux dans la glace.
Gözlerine bakın!
Ses yeux...
Birbirlerinin gözlerine bakıp el ele tutuşuyorlar.
Je le sens. Ils se regardent dans les yeux.
Hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Bir süre Delamarche'ı süzdü tabii o da Brunelda'nın gözlerine bakıyordu.
Elle fit comme si rien ne s'était passé, sans cesse elle a contemplé Delamarche, qui en retour l'a regardée droit dans les yeux.
Gözlerine bakıp unutmak istiyorum.
Je veux te regarder dans les yeux et oublier.
Gözlerine bakınca anlayacaksın.
Tu le regarderas dans les yeux. Tu verras.
Blackadder'ın sizden başka bir kadının gözlerine bakmasını şaşkınlıkla karşılıyorum. Güzel bir bakış açısı.
Je suis abasourdi, Madame, que Vipère-Noire puisse avoir d'yeux pour une autre que vous.
Gözlerine bak!
"Et ces yeux."
Sadece gözlerine bak.
Regarde-le dans les yeux.
Bir karınca görünce, onun o parlak, siyah gözlerine bakınca... ne görüyorum, biliyor musun?
Quand je vois une fourmi, que je regarde son œil noir et brillant, sais-tu ce que je vois?
Gözlerine bakıp kimin patron olduğunu hatırlatırsanız zararsızlardır.
Ils sont inoffensifs quand ils ont compris qui commande.
Şu kurnaz, küçük gözlerine bakın.
Ses yeux! - Monsieur... - Malhonnête!
Gözlerine bakıp onu gördüğümde geri adım atmam gerektiğini hissettim.
Quand j'ai vu ce regard dans ses yeux,
# Onun gözlerine dikilmiş bakıyorken, ne söyleyebilirdim ki, ona.
J'ai plongé mes yeux dans les siens Et voilà ce que je lui ai dit
Gözlerine bakmak, bakıpta beğenmemek elde değil, insanı kuzu gibi yapar.
Cet éclair dans ses yeux...
Ve birbirlerinin gözlerine nasıl bakıyorlar...
Et la façon qu'ils ont de se regarder dans les yeux...
Şuraya bak, gözlerine.
Regardez ses yeux.
Gözlerine bir bak.
Regarde tes yeux.
Şu gözlerine ve tenine bak!
Regarde-moi ces yeux. Cette peau!
Her biriniz, sevimli gözlerine ve oradaki parıltıya bakın ;.. ... kalbinizde umut ışığı yeşerdiğini hissedeceksiniz.
Que chacun d'entre vous fixe son regard plein de miséricorde et sente l'espoir envahir son cœur.
Gittikçe uzaklaşmaya başladı ve... her zaman sanki bir şeyler demeye çalışıyormuş gibi bir bakış yerleşti gözlerine.
Il était de plus en plus distant. Il avait toujours une expression sur le visage, comme si... il essayait de dire quelque chose.
Dizlerimin üzerine çöktüm ellerimi uzatıp dingin bakışlarımı gözlerine çevirdim.
"Je m'agenouillai " et lui tendis les mains, " mon regard fixé sur le sien.
Gözlerine bir bak.
Je peux le refaire.
Şunun gözlerine bakın.
Regardez sa tête!
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın ona 18
bakın kim gelmiş 88
bak ne buldum 97
bakalım ne olacak 31
bakayım 533
bak baba 73
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakın ona 18