English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ H ] / Hiçbir şeye

Hiçbir şeye Çeviri Fransızca

3,356 parallel translation
Sen hiçbir şeye kendini adayamadın.
Tu n'as jamais réussi à t'engager.
Hiçbir şeye ihtiyacım yok zaten.
Je n'ai besoin de rien de toute manière.
Görüp görebileceğin hiçbir şeye benzemiyor.
Il est différent de tout ce que tu as pu voir.
Çocuklar, ilişkinin ilk başlarında hiçbir şeye hayır diyemediğiniz bir dönem vardır.
Les enfants, au début de chaque relation, Il existe une phase pendant laquelle on ne dit jamais non.
Açıkçası babam bana kendimden başka hiçbir şeye inanmamamı öğretti.
La vérité est que mon père m'a pas appris à croire. Sauf en moi.
Bu olay onu o kadar mahvetmiş ki şuan sinir sistemi donmuş durumda. Vücudu hiçbir şeye tepki vermeyecek neredeyse.
Il a été si bouleversé par cette agression que son système nerveux s'est tétanisé, il s'est retrouvé pétrifié.
- Hiçbir şeye izin verdiği yok.
- Non, c'est faux.
O kahpenin söylediği hiçbir şeye inanılmaz!
Vous ne pouvez pas croire un mot de ce que cette pute dit!
Hiçbir şeye odaklanamıyorum.
Je n'arrive pas à le régler.
Hiçbir şeye dokunulmamış gibi duruyor.
Les tombes ont l'air intactes.
Ekonomimize bağlantılı çok önemli bir yapı taşı. Gerçekleştiği takdirde gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyen bir kriz ve yıkım yaratacak bir şey.
Un pivot étroitement lié à notre économie, qui entraînerait une crise comme on n'en a jamais connue.
- Hiçbir şeye.
- Rien du tout.
Çok önemli bir nokta keşfettim. Ekonomimize bağlantılı çok önemli bir yapı taşı. Gerçekleşirse öyle büyük bir kriz ve yıkım olacaktı ki gördüğümüz hiçbir şeye benzemeyecekti.
J'ai trouvé une faille alarmante- - la brique qui tient l'ensemble qui causerait crise et dévastation au-delà de tout ce que nous avons déjà vu.
İçinde rekabet içeren hiçbir şeye izin vermez Jenna.
Il n'a pas le droit de faire quoi que ce soit d'un tant soit peu compétitif.
Seninle konuşana kadar hiçbir şeye dokunamayacağını söyledim.
Je lui ai dit qu'il ne pouvait rien toucher avant que je t'ai parlé.
Beysbol sevgisi hiçbir şeye değişilmez.
Personne n'abandonne le baseball.
Ama hiçbir şeye engel olamadık.
Mais nous n'avons rien arrêté. Ca commence.
Hayatımın tecrübesiydi ve bunu, dünyadaki hiçbir şeye değişmem.
♪ Just stay strong Ça a été l'expérience de toute une vie, et je ne l'échangerai pour rien au monde.
Hiçbir şeye karışmadan idealist olmak kolay olmalı, öyle değil mi?
C'est facile d'être idéaliste quand on est sur la touche, pas vrai?
Fazla karanlık ya da rahatsız edici hiçbir şeye girişmiyorsun,... çünkü bulabileceğin şey seni dehşete düşürüyor.
Tu ne vas nulle part où c'est trop sombre ou inconfortable. parce que tu es terrifié par ce que tu pourrais y trouver.
Özel durumumuzdan dolayı, Billy'den dolayı. O zamandan beri sanki hiçbir şeye bağlanamıyormuşum gibi hissediyorum.
Elles étaient amplifiées quand on s'est rencontrés pour la première fois à cause de notre situation, à cause de Billy, et depuis, je me suis sentie comme si je ne suis pas...
Hayatımda hiçbir şeye 10 dolardan fazla vermemeyi görev edindim.
J'en ai fait ma mission dans la vie, ne pas dépenser plus de dix dollars sur n'importe quoi.
Ben hiçbir şeye karşı saygılı olmam. Bunlar temelde Southern Rock'ın kurucuları.
Ils ont en gros inventé le southern rock
Hiçbir şeye odaklana- -
Je ne peux pas me concentrer.
Bebekle ilgili hiçbir şeye dâhil olmak istemiyor.
Il ne veut pas entendre parler du bébé.
Hiçbir şeye yaramıyor.
Ben, rien ne marche.
Hiçbir şeye.
Rien
Ben bilime inandım, bilimin ıspat edemediği hiçbir şeye inanmadım.
Je ne crois qu'à la Science et à tout ce qui peut être prouvé par la Science.
Hiçbir şeye dokunulmamıştı. Araba hiç kurcalanmamış.
Pas de trace de sabotage.
Ama benim hiçbir şeye vasıflı olmadığımı söyledi.
D'après elle, je ne suis bonne à rien.
Bak, ben hiçbir şeye ön yargılı yaklaşmam.
Ecoute, je n'éprouve aucun ressentiment.
Neye bakıyorsun sen öyle? Hiçbir şeye.
Qu'est-ce que tu regardes?
Sen bizi hiçbir şeye davet etmezsin.
Tu ne nous invite jamais à rien.
Hiçbir şeye kafamı takmıyorum, dostum.
J'ai tout compris, mon pote.
- Yolda hiçbir şeye takılıp düşmedim.
- Et je ne suis même pas tombé en courant jusqu'ici!
Hiçbir şeye değişmem.
Je ne voudrais rien changer.
Hiçbir şeye karar vermiş değilim.
Je n'ai rien décidé.
Hayır, hiçbir şeye liderlik etmek istemiyorum.
Non, je ne veux plus rien diriger.
İki gündür hiçbir şeye dikkatimi bile vermiyorum.
Je n'y ai même pas fait attention ces deux derniers jours
Bu hiçbir şeye çözüm olmaz.
Ça ne resoudra rien.
Hayallerimize engel olacak hiçbir şeye izin vermeyeceğim.
Je laisserai rien entraver nos rêves.
Hiçbir şeye dokunma.
Ne touche à rien.
Artık buradaki hiçbir şeye dokunmuyorsun.
Tu ne toucheras plus ce truc.
Hiçbir şeye.
C'est rien. Quoi?
- Lütfen, hiçbir şeye...
- S'il te plaît, je n'ai pas besoin...
Siz hiçbir şeye sadık kalmadınız.
Vous n'avez rien respecté.
Hiçbir şeye engel olamam.
Je n'ai rien pu empêcher.
Hiç sabah kalktığında sahip olduğun her şeye bakıp, panik olduğun gün oldu mu? Çünkü, her şey kötüye giderse hiçbir güvencen yok.
Ça t'est déjà arrivé de te lever, de regarder tout ce que tu possèdes et de paniquer... car tu n'as aucune assurance si ça tourne mal?
Dünyadaki hiçbir şeye benzemeyen eşsiz bir manyetik alanı var.
Elle possède un champ magnétique unique.
Az önce söylediğin hiçbir şeye katılmıyorum.
Je ne suis pas d'accord avec tout ce que tu viens de dire.
Sen hiçbir şeye lâyık değilsin.
pas l'amour de la petite copine rien t'as le droit à rien pas moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]