Işler yolunda mı Çeviri Fransızca
253 parallel translation
Selam, işler yolunda mı?
Salut, Eïko... De la came?
Bayan Warriner, işler yolunda mı? Bayan Emmy her şeyi güzelce sindiriyor, Bay Sumner.
Mlle Emmarac digère tout á merveille.
Nasıl işler yolunda mı?
Tout s'est bien passé?
Şirkette işler yolunda mı?
Tout va bien? L'usine et tout?
Peki senin işler yolunda mı?
Alors, il tourne toujours rond ton manège?
Ben sadece ikiniz arasında işler yolunda mı diye merak ettim. kibar bir hareket idi.
Je me demandais juste si tout allait bien entre vous, c'était un geste, un acte de gentillesse.
Biz zorla girmiyoruz. Sadece işler yolunda mı diye bakmaya gidiyoruz.
Nous n'allons pas fouiner mais voir si tout va bien.
Anladığım kadarıyla, işler yolunda.
La maison est bonne à ce que je vois!
İşler yolunda giderse arkadaşlarıma da bakacağım!
Je n'oublierai pas les amis!
Eğer işler yolunda giderse sana tekrar katılacağım.
Mais je te le dis tout de même, si ça s'arrange, je serai avec toi.
Tam da işler yolunda giderken bırakır mıyım?
Abandonner un filon gagnant?
Ada teyzemde işler nasıl gitti? Her şey yolunda mı?
Ça a été chez tante Ada?
Biliyorsun Yoshida bu gece işler yolunda giderse lider yardımcısı olacağım.
Tu sais, Yoshida, si tout se passe bien ce soir, je serai le lieutenant du groupe des rônins.
İşler yolunda mı?
Tout va bien?
Onu almaya çalışıyoruz komutanım ama şu ana kadar işler pek yolunda gitmedi.
On essaie de le dégringoler quand c'est calme mais y tient.
- İşler yolunda mı?
- Tout va bien?
Chris, geri çekilirken kayıplarımızı da düşünmelisin işler yolunda gitse bile bir kaç kişiyi kaybedebiliriz.
Chris... Quand on se repliera on va perdre des hommes. Avec tout ce plomb, ils vont en toucher un ou deux.
Eğer bugün işler yolunda giderse, sanırım size birçok bilgi toplayabilirim,
Beaucoup d'informations, aujourd'hui.
İşler yolunda giderse paraya hemen ihtiyacım olacak.
Euh... Parce que quand je fais vite, il me faut le fric de suite.
İşler yolunda giderse biraz daha zekice davranmaya başlayıp üç numarayı bir numara yapıp bir numarayı da üçüncü sıraya alırım ve iki numarayı da...
Et si ça marche et que vous commencez à agir un peu plus intelligemment, je remplacerai peut-être le premier par le troisième, le troisième par le premier, et... le deuxième...
Sanırım senin açından, işler yolunda gidiyordu ama sanırım işler değişti, öyle değil mi?
Les choses allaient si bien pour toi, mais il y a eu du changement?
İşler yolunda mı?
alors Bourkassa, ça boom.
İşler yolunda giderse, sana bilet yollarım.
Si ça se présente bien, je t'enverrai un billet.
Yolunda mı? İşler nasıl?
Comment vont les filles?
- Umarım, Happer'la işler yolunda gider.
Pourvu que ça aille avec Happer.
İşler yolunda mı?
Bien. Tout va bien?
İşler yolunda mı?
Comment va Frederick?
Dostum, eğer işler yolunda gitmezse, kalacak bir yerin var mı?
Et sinon, vous savez où loger?
İşler yolunda giderse, beni araç telefonundan ararsın.
Si ça marche, vous m'appelez.
Burada işler yolunda gitmedi değil mi Bay Cosmo?
Les affaires sont dures, par ici. N'est-ce pas, M. Cosmo?
Yatağa uzandığımızda, şuna emindim bu sefer işler yolunda gidecekti.
Il était encore tôt quand nous sommes allés nous coucher, et je me disais... que cette fois-ci ça marchera.
İşler yolunda mı?
Je vous offre le petit déjeuner, colonel?
- Bir ışınlama çizelgesi oluşturdum. - Ne yapıyorsun? Eğer işler yolunda gitmezse, bu beni bir adım ileri alır.
J'ai créé un programme de téléportation qui nous aidera à leur échapper en cas de problème.
M.A. diyor ki, işler yolunda gitmedi çünkü tekrar yapmamız gerektiği halde planı başından sonuna kadar düşünmedik...
M.A. dit que ça a foiré parce qu'on est pas bien structurés.
- İşler yolunda mı?
- Eh bien? - Je l'ai eu.
İşler yolunda mı?
Tu vas bien?
İşler yolunda olmadığı halde ben hala ısrar ediyordum. Bir şey yapmak zorunda olduğumu biliyordum.
Je m'accrochais à quelque chose qui ne me convenait pas.
Acil ve YB'nın bazı alışım sorunları oldu... ... ama bütünsel olarak, işler yolunda gibi.
Les Urgences et la Réa ont quelques problèmes, mais en général, je peux dire que le résultat est satisfaisant.
Bu haftasonu ona kâğıtlarını götüreceğiz umarım işler yolunda gider.
On leur donnera à la fin de la semaine, pour faire leur paperasse et espérons que ça passe.
Evde işler yolunda mı?
Tout va bien à la maison?
Ona işler yolunda giderse zengin olacağımı söyle.
Dis à Krystal que je suis riche. Si ça marche, elle aura pas de soucis.
İşler yolunda giderse, belki ona "Oh" suratımı da gösteririm.
J'ai un ticket d'enfer. Je vais lui faire réviser ses voyelles :
Umarım işler senin için yolunda gider.
J'aurais voulu que ça baigne pour toi, tu vois?
İşler yolunda mı?
Vous vous sentez mieux?
İşler yolunda mı?
Ça avance? Quoi par exemple?
İşler yolunda giderse, bir sonraki durak milletvekilliği.
Si je m'en sors bien, Députe d'État!
Eğer Renee'nin firmasında işler yolunda gitmezse, sürünerek buraya döneceğini ve işini geri alacağını mı sanıyorsun?
Si ça marche pas chez Renée... et si tu penses pouvoir revenir pleurer ici... tu as raison :
Sonra Ron'la tanıştım. - İşler yolunda gidecek sandım.
Puis j'ai rencontré Ron et j'ai cru que tout allait bien se passer.
İşler yolunda mı?
Tu es bien arrivé à ton bureau?
En az 3 yıl ama işler yolunda giderse doktora diploması için biraz daha kalacağım.
Trois ans sans doute. Davantage si ça va bien et que je peux tenter le doctorat.
Ve onlar da, " Aaah, bu... aah, çok heyecanlıyız be işler yolunda sanırım
Et ils disaient : " Oh, c'est... Euh, c'est très excitant, Je pense que c'est favorable.