English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Peki ya kız

Peki ya kız Çeviri Fransızca

463 parallel translation
- Evet, peki ya kız?
- Oui, mais la fille?
- Peki ya kız?
- Et elle?
Peki ya kızı, neydi adı?
Et sa fille... Comment s'appelle-t-elle?
Belki de korkmak iyi birşeydir Peki ya kız ne olacak?
J'ai assez de jugeote pour avoir peur. Et puis, que va-t-elle faire?
- Peki ya kız?
- Non. Et la fille?
Peki ya kızına güzel bir hediyeye ne dersin?
Alors faites quelque chose pour votre fille.
peki ya kızın öldürüldüğü sırada sinemada olduğunu kanıtlarsa?
Et s'il prouvait qu'il était au cinéma quand la fille a été tuée?
- Peki ya Kızılderililer?
- Et les Indiens?
- Peki ya kız?
La fille?
- Peki ya kız?
- Et la fille?
Peki ya kız, Estelle Miller? Onun hakkında ne diyorlar?
Et son amie, Estelle Miller, qu'est-ce qu'on dit d'elle?
Peki ya kız buradaysa?
Et si je trouve la fille ici?
- Peki ya kız olursa?
Ce n'est pas une fille?
Peki ya kız?
Et la fille aussi?
Peki ya kız?
Et elle?
Peki ya kız doğururlarsa?
Et si l'on a des filles?
Peki ya kız?
Et la fille.
Peki ya kızıl çin radyosuna ne oldu?
Et ces Chinois qui bavardaient? C'est fait.
Peki ya kız olursa?
Et si c'était une fille?
Peki ya kızımı öldürmen?
Et tuer ma servante?
Peki ya kız, o seviyor mu? Kız mı?
Tu crois qu'elle l'aime?
- Kız büyük stres altında. - Peki ya ben.
Pas d'histoires!
Peki ya şu evdeki kız.
Et cette fille, celle qui est à la maison?
Peki ya pişmiş elmalarla doldurulmuş fırında tavuk ve kenarında da tereyağlı haşlanmış patates ve kırmızı lahanaya ne dersin?
Que dirais-tu d'une oie rotie farcie de pommes, avec des pommes de terre bouillies, du beurre et du chou rouge?
- Peki ya dans elbisesi giyen kız?
- Qu'est devenue la danseuse?
Peki ya üç gün önce öldürdüğü kız? O da mı ölmeyi hak ediyordu?
Et la fille qu'il a tuée, elle méritait de mourir aussi?
Peki ya kız?
Et la fille?
Peki misafirlerin... ya da hizmetçin olunca... kızını nereye yerleştireceksin?
Et où mettras-tu ta fille quand tu auras des amis?
- Michiko da Hyoutan'un kız gibi olursa ya peki?
Si ta fille devient comme la sienne. Mais non!
Bixio ve La Masa'nın olayını anlatsam ağzınız açık kalır! Peki ya Porta Termini'nin ele geçirilmesi? Oradaydım...
J'ai assisté, par hasard, à la scène entre Bixio et La Massa... et, pour un instant, à la prise de Porta Termini.
Peki ya şu kızıl ve yeşil taşlar?
Que dites-vous de cette pierre rouge, de cette pierre verte?
- Peki ya kaçan diğer kız? Gerçekleri görüyor ve kontrolümüz dışında.
Elle a vu la vérité, elle est hors de contrôle.
Peki ya kaçan kız?
- Elle est sous votre responsabilité.
Ya sen, güzel bir Yunan kızı bulabildin mi peki?
Tu es amoureux d'une jolie paysanne grecque?
Peki ya sonra? Kalanımızı açık artırmayla satacak mısın?
Et puis?
Peki ne yapacağız? Bir bankacıya ödemelerde kazık atamayız.
On ne peut pas faire le coup de la paye à un banquier.
Peki ya küçük kızın adını da hatırlıyor musunuz?
Vous vous souvenez du prénom de l'enfant?
Siz kızın peşine düşeceksiniz, peki ya benim kırık bacağım?
Vous serez en mesure d'obtenir la belle, maintenant, avec ma jambe
Peki ya çoban kız?
Et la bergère?
Peki ya o kıza ne demeli? Herkes kız arabanın içinde değilmiş gibi davranıyor.
Et la fille, dont on veut cacher l'existence.
Jack, peki ya o kız?
Et la fille?
Peki San Mirada'ya geri dönünce ne söylememi bekliyorsun, kızım?
Que devrais-je dire de retour à San Mirada?
Peki ya şu, neydi kızın adı?
Et pour... l'autre là?
Peki ya doğmamış kızım?
Qu'adviendra-t-il de l'enfant que je porte?
- Peki ya kırmızı kurdele?
- Et les fibres rouges?
Ben, silahsız bir geminin acımasızca yok edilmesine alçaklık derim. Peki ya ben size... Kaptan Picard'ın kaydının değiştirildiğine dair kanıtlar sunarsam...
Vous n'êtes pas content d'avoir pu renvoyer vos amis sur votre vaisseau, ni d'avoir rendu mes soldats au néant d'où ils étaient sortis?
- Peki ya Proudfoot'un kızı?
Parle-moi de la petite Proudfoot.
Peki ya çocuk bunu hiç anlamadı mı? Anladı ama, küçük kız kardeşiyle gelinceye kadar anlamadı.
Les Mordanites étaient évolués, mais manipulés par des familles tribales féroces.
Peki, ya bir olayın kanıtlarını inceleyerek büyük olasılıkla ötekine de ışık tutacağımız teorisini kabul etmeye de hazır mısın, George?
Tu es prêt aussi à accepter la théorie que, sans doute, l'une des affaires peut éclairer l'autre?
Peki ya küçük kızım, ne zaman onun karnını doyuracağız?
Et la petite, hein, quand est-ce qu'on le fait manger?
Peki ya bir Fransız köyüne gidersem, üzerimde Robin Hood kıyafeti varsa ve orada da maskeli balo yoksa?
Et si j'arrive dans un village français déguisé en Robin des Bois mais il n'y a pas de bal costumé?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]