English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ P ] / Peki ya o

Peki ya o Çeviri Fransızca

1,133 parallel translation
Peki ya o şirin?
La mignonne?
Seni çok özledim. Peki ya o Canavar? Sen...
Qu'on ne croit jamais
Peki ya o kadar da iyi olmazsa?
Et si c'est pas si super?
Peki ya o?
Et elle?
Peki ya o çantada uyuşturucu falan olsaydı?
Et s'il y avait de la drogue dans ce tube?
Peki ya o üzerindekileri çıkarırsa? Kendini küçük düşmüş hisseder.
Mais si elle se déshabille, elle sera humiliée.
Peki ya o başkaları olmadığı zaman?
Mais quand les autres sont absents?
Peki ya o elbiseleri gördün mü?
Et tu as vu sa tenue?
- Peki ya o?
- Et elle?
Peki ya o?
Et pourquoi ça?
Peki ya o?
Et lui?
Peki ya o yük gemisindeki kişiler?
Et tous ces gens sur le cargo?
Yakın! Peki ya o?
Brûlez-le je vous dis.
Peki ya o sürekli etrafında dolaşan amigo kızlar?
Et les majorettes qui sont toujours après toi?
Peki ya o?
- Et elle?
Peki ya o? Ona neden güveniyorsun?
Qu'est-ce qui te fait penser que tu peux avoir confiance en lui?
- Peki ya o?
- Qu'est-ce qu'il a?
- "Peki ya o" ne?
- Ça veut dire quoi, "elle"?
Peki ya o gezegene ulaşmadan önce? Kazon-Nistrim gemisine sinyal göndermek için bir nedeniniz var mı?
Avant notre arrivée sur la planète, avez-vous communiqué avec le Kazon?
Peki ya o ölürse?
Et s'il meurt?
Peki ya, o an ikimiz için de geldiğinde... -... neler diyeceksiniz? - Her... her şeyi Aklıma gelen her şeyi.
Si ce moment est venu pour nous deux quels mots me direz-vous?
Peki ya bana bahsettiğin o adam?
Et ce type dont vous m'avez parlé?
- Peki ya oğlu, o nerede?
Son petit garcon, où est-il?
Peki ya Solomon? O bizim dadımız olabilir.
Il pourrait être notre nounou.
Peki ya Bertolucci, Çölde Çay'daki Winger'la olan o harika çekim. Görmedim onu.
- Pas vu.
Peki ya Yoru Usta? O ki büyük-büyük-büyük torun. O yasaklanmış dövüş sanatını biliyor Ve o talimat sayfasının tam olarak nerede olduğunu tek bilen adam.
Et Yoru Sensei... est l'arrière-arrière-arrière-petit-fils de l'homme qui créa l'art interdit et le seul homme à connaître le lieu du manuscrit.
- İşte o zaman güme getirir. - Peki ya ben?
Et moi alors?
Peki ya farkına vardığında, o zaman ne yaptın?
Quand l'avez-vous réalisé?
Peki ya muhteşem erkek arkadaşın ne olacak? Muhteşem ve sıkıcı Roy. - O da geliyor mu?
Et ton fameux copain, le fameux Roy-La-Barbe, il vient?
- Peki ya, o polisler?
- Et les flics?
- Peki ya siyah saçlı olan? - Hayır, o Türk.
Et la brune?
- Peki ya siz ne iş yapıyorsunuz? - O hiçbir şey yapmıyor dayı.
Et vous, que faites-vous dans la vie?
Peki ya dostlarınıza güvenemezseniz, o zaman ne olacak?
Si on ne peut pas compter sur ses amis, qu'est-ce qui reste?
Peki, ya o ne yapacak?
Alors? Et elle?
- O çok komik. - Peki ya ben?
Comment te sens-tu, Adam?
Peki ya Komutan Hudson? O insanlarla yaşadı.
Le commandant Hudson a vécu parmi ces gens.
Peki ya O'Neil?
Et O'Neil?
Peki ya Fairfax? Parayı o verir mi?
Fairfax ne fait que signer les chèques.
Peki ya Matthew Poncelet? Hikâyede o nerede?
Où est Matthew Poncelet dans tout ça?
Peki ya McClane? O da gelmek üzeredir.
- Et McClane?
- Peki ya Smith? - O koca bir adam.
Et Smith?
Peki ya o?
Mais elle?
Peki ya... o istasyon ne durumda?
- Et sur cette station?
Peki ya sana o elmasları yürütmek için yakalanma ihtimalin olmayan basit bir planım olduğunu söylersem?
Si je vous proposais un plan infaillible pour récupérer ces pierres sans courir aucun risque?
Peki ya Paul O'Neill'ın yarın sırf senin için home-run yapmasını sağlarsam?
Si je lui demande de faire un tour complet pour toi?
Peki ya istediğimiz tüm o pahalı şeyler ne olacak? Hala bizim olabilir mi?
On peut toujours avoir ce qu'on a demandé?
O halde seni dışarı çıkarmalıyız. Bomba bir zamanlayıcıya bağlı. - Peki, nerede?
Alors il faut qu'on te sorte de là, la bombe a un minuteur.
Peki ya işleri üçe katlarsam? O zaman zam yapar mısın?
Si je faisais tripler le chiffre d'affaires, je pourrais l'obtenir?
Peki ya senin kameraman kız? O boşaldı mı?
Et ta cameramen, elle a joui?
Peki ya babam? O da lezbiyen mi?
Et Papa, il est lesbienne aussi?
Peki ya annem? O ne yapacak? Burada oturup, onu mu bekleyecek?
Et maman reste assise ici à l'attendre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]