English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tanımak mı

Tanımak mı Çeviri Fransızca

494 parallel translation
- Tanımak mı? O adamın fabrikasında senelerce köle gibi çalıştım.
Ça fait des années que je suis son esclave!
Tanımak mı?
Si je le connais?
- Tanımak mı?
- Si je l'ai connue?
- Tanımak mı? Eski kocam.
- Plutôt, c'était mon mari!
Tanımak mı?
Si je le connaissais?
Sizi tanımak mı?
Reconnu?
Tanımak mı? Onu ben yarattım.
Le connaître?
- Tanıyor musun? - Tanımak mı?
- On est comme ça.
Onu tanımak mı?
- "Connaissiez"?
ları tanıdığını mı söylüyorsun? Tanımak mı?
Ford, tu veux dire que tu connais ce type?
Benimle dolaşırsan, New York'taki akıllı, yarımakıllı, akılsızlarla tanıştırırım.
Vous venez dans les bars avec moi... et je vous montrerais le vrai New York.
Ferrari'yi tanımak çok işimize yarayabilir.
Connaître M. Ferrari pourrait être très utile.
Herkesin onu tanıdığını sanırdım. Sanki herkes onu tanımak zorundaymış gibi bakıyor.
Jack Amberson Tout le monde le connaît
Sanırım kabul edersiniz ki onu tanımak hepimizin için iyi oldu.
Vous serez d'accord avec moi pour dire qu'on a eu de la chance de le connaître.
Buraya birkaç özgür Fransız'la görüşüp onları tanımak ve haber ajansım için haklarında yazı yazmaya geldim.
À des Français libres. Pour écrire un article pour les journaux.
Hakkım olduğunu düşünmeden kendime ayrıcalık tanımak istemedim.
Je ne voulais pas prendre des libertés avant d'y avoir droit.
Sizi tanımak için epey zamanım var.
Il faut que je réapprenne à vous connaître.
Yoketmeye çalıştığım adamları tanımak istemem...
Je ne veux pas connaît re ceux que je dois détruire.
Bay Vogler'i tanımak büyük mutluluk.
Ravi de faire la connaissance de M. Vogler.
Aşkı tanımak için aşkı yaşamak lazım.
Il faut aimer pour connaître l'amour.
Yardım edebilecek birilerini tanımak lazım.
Faudrait connaître quelqu'un pour être pistonné...
Tanımak umurumda bile değil.
Peu m'importe de te connaître.
Bunun yanı sıra, kızları tanımak için bir şans vermiş olacağım.
Pas moi. Fais de ton mieux, suis papa de près.
Seni gerçekten tanımak istiyorum. Böylece bana yardım edebilirsin.
C'est vrai que je voulais te connaître pour que tu m'aides.
iyi niyetli bir babanın ruhuyla eğitim almak istiyorum, genç bir baba gibi okumak istiyorum, dinsel bir baba gibi tanımak istiyorum.
Je veux m'instruire avec l'esprit d'un père de bonne volonté, lire comme un jeune père, connaître avec le coeur d'un père religieux.
Onları tanımıyorum. Tanımak da istemiyorum.
Je ne veux rien savoir!
Söylediklerini düşündüm ve sanırım sen haklıydın. - İki insan birbirini daha iyi tanımak için, birlikte yaşamalı. - Ne?
J'ai réfléchi à ce que tu as dit et tu as raison.
Yakından tanımak istediğim çok güzel bir kadınla daha önce karşılaşmadığım içindir.
C'est parce que quand je rencontre une belle femme, je veux toujours la connaître plus en profondeur.
Karım sizi daha yakından tanımak için can atıyor.
Ma femme a une folle envie de vous mieux connaître.
Hayır. Anlamak için Lyautey ve Abdül Kerim'i tanımak, Güney Fas'ı bilmek lazım.
Non, pour comprendre, il faut avoir connu liotèc Abdel-Krim, et le Sud marocain.
Mektuplarımızda birbirimize pek çok şey anlatsak da birini zamanla tanımak gerçekten zordur.
C'est difficile de faire vraiment connaissance... même si on s'est dit beaucoup de choses dans nos lettres.
Evime davet ettiğim insanları tanımak zorundayım.
Je dois connaître les gens que j'invite.
Onu daha iyi tanımak istiyorum. Rahatsız edildiğinde ve damarına basıldığında böyle kızması normal, tamam mı?
J'aimerais qu'on le filme pendant qu'il est débordé.
Birbirimizi tanımak için zamanımız var.
Nous avons le temps de nous connaître.
Sizden hatalarımı affetmenizi rica ediyorum çünkü bu dili öğrenmek, bu ülkeyi tanımak çok zamanımı almakta.
je vous demande de bien vouloir excuser mes erreurs... dans mon apprentissage de cette nouvelle langue, ce nouveau pays... qui occupe mon temps et me demande de grands efforts.
Bayan Fielding, seni tanımak hoştu. Ve ben sana soruşturmayı kapatmama yardımcı olduğun için çok teşekkür ediyorum.
Mlle Fielding, merci de m'avoir permis de clore l'enquête.
Yakında beni tanımak istemeyeceksin.
Tu m'auras bientôt oubliée.
Çünkü şu anda ihtiyacı olan tek şey, hepinizi tanımak,, hepinizin ona ne kadar yardımcı olduğunuzu anlamak ve el birliğiyle daha çok yardım edeceğinizi anlamak.
Car pour l'instant, elle a besoin de tous vous connaître et de comprendre combien vous l'avez aidée ainsi que tout ce que vous pouvez faire lorsque vous vous unissez.
Bundan böyle, seni tanımıyorum, tanımak da istemiyorum.
À partir de maintenant, je te connais pas et je veux pas te connaître.
Düşmanlarımı tanımak istiyorum.
J'aimerais bien les connaître, mes ennemis.
- Seni tanımak güzeldi, ortak. - Anladın mı? - Elbette.
Bon, content de t'avoir rencontré.
O bizi tanımıyor ve tanımak istemiyor. Ama bu onun ölümcül hatası olacak!
Il ne nous connaît pas et ne le désire pas, mais cette erreur lui sera fatale.
Zamanla onu tanımak zorunda kaldıkça, terk edemeyeceğim biri olduğunu anladım.
Quand je l'ai mieux connu, j'ai su que je ne pouvais pas le quitter.
Seni tanımak harikaydı. Şimdi gitmek zorundayım.
J'ai été ravie de vous connaître, mais je dois m'en aller.
Önemli olan Heather'ı tanımak. Bence Heather gibi seksi bir kadınla arkadaş olmak olgunlaşmam için çok büyük bir adım.
Devenir l'ami d'une femme sexy est un grand pas pour mon évolution.
Genel sekreterden ve bazı gazetecilerden bizi daha iyi tanımak için pek çok fırsattan ilkinde bize gemimizde eşlik etmelerini rica ettik.
Que M. le secrétaire général... et quelquesjournalistes montent à Bord. Ce sera la première occasion de mieux nous connaître.
Bu işi için, bir ara Detroit'te olacağım oğullarını tanımak için geberiyorum.
Je vais être à Detroit pour ce deal, je meurs d'envie de connaître tes fils.
Müşterilerimizi tanımak bizim amacımızdır.
Oh, on met un point d'honneur à connaître tous nos clients.
Gerçek Amerika'yı görmek, insanları tanımak için bu son şansım olabilir.
C'est peut-être ma dernière chance de vrai contact avec le pays et les gens.
Seni tanımıyor George ve tanımak da istemiyor. - O benim kızım. - Lanet olsun, seni tanımak istemiyorum.
Elle ne veut pas te connaître, et moi non plus.
Gelin! İnsanlarımız sizi tanımak isteyecek. Rivan, belki de onlar koşamaz.
Voici mon officier en second, Kazago, et mon lieutenant, Rata.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]