English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ U ] / Uyar mı

Uyar mı Çeviri Fransızca

3,102 parallel translation
Sana uyar mı?
Je pourrais, si c'est ce que tu veux.
Sence onlar birbirine uyar mı?
Puis-je avoir un thé glacé? Tu crois vraiment que ça s'assemble bien?
Uyar mı?
Ça sonne bien?
Uyar mı?
Toujours intéressée?
Hamptons'a çabucak elveda etmek sana uyar mı?
Ça te va de dire un au revoir rapide aux Hamptons?
Gelip alacağız, sonra yolumuza gideceğiz size uyar mı?
On la récupère et on repart, ça vous va?
- Azcık şöyle otursan ya, uyar mı?
- Assieds toi une minute, OK? - Très bien.
Size uyar mı? - Tabi ki!
Ok Yeah!
Sana uyar mı?
Tu peux faire marcher ça?
Ne isterseniz yaparım. Size de uyar mı?
Je ferai tout ce que vous voulez?
Zaten iki kez uyarı aldım.
J'ai déjà 2 avertissements.
Bu sana son uyarım, baba.
Je ne le redirai pas, papa!
Uyarı mı?
Un avertissement?
Hep yaptığımız ; uyarılar, mühletler filan.
Avec quelques mises en garde, retards, les conneries habituelles que nous sortons.
- Bu hikâye uyar bence. - İpucu var mı?
Ouais je pense que ça collera.
Seni uyarıyorum. Yarın hastalarıma kemoterapi yapamazsam, onu arayacağım. Birbirimizi tehdit etmeyelim doktor.
Je vous avertis, si je ne peux pas soigner mes patients demain, je l'appellerai.
Bu ilk uyarımızdır.
Ceci était un premier avertissement.
- Sonra bir daha aynı hatayı yapmaması için paketleme operatörünü uyarırım.
Puis je le lui signale - afin que cela n'arrive plus. - C'est exact.
Uyarımı dikkate almalıydın.
Tu aurais dû écouter mon avertissement.
Yara için verdiğin uyarıları dikkate alacağım.
Je suivrai vos suggestions pour me charger de ceci.
- Bana her şey uyar.
Peu m'importe.
Sadece üstündeki'gözle temas halinde'uyarılarını okuyacaktım.
Je voulais juste lire les instructions en cas de contact avec les yeux.
Muhafızların kredi kartlarının çalındığına dair uyarı aldım.
J'ai mis une alerte sur la carte bleue du garde, ainsi qu'un APB sur une Camaro volée.
Ama Robin, uçuş programında sabah 9 yazıyor. Biletimde de sabah 9 yazıyor. Tüm e-posta uyarıcıları da sabah 9 dedi.
Mais Robin, le programme dit 9h a.m., mon billet dit 9h a.m., tous les rappels par e-mail disent 9h a.m.
Buraya uyar sanırım.
Eh bien ça pourrait fonctionner.
Utica Kaya Gazı'na ya da uyarılmış hidrolik yayılım yöntemini hiç duymuş muydunuz?
Vous connaissez Utica Shale ou le procédé de fracturation?
Siz şaşırtırsınız, ben yargıcı mahkemeden çekip çıkartırım,... sizi sorumsuz olmaktan dolayı sert bir şekilde uyarır,... ve bütün yaptığınız günün yarısını boş yere harcamak olur.
vous obstruez, J'ai éloigné le juge du tribunal. il t'a tapé sur les doigts pour n'avoir pas répondu, et tout ce que vous avez fait, c'est gaspiller une demi journée.
Açıkçası adamlarım bu geçen 2 gün boyunca sınırları konusunda uyarılmalıydı.
Franchement mes hommes devraient être félicités pour leur modération ces 2 derniers jours.
Seni uyarıyorum, eğer oturmazsan, seni bu otobüsten atmak zorunda kalacağım.
Je vous avertis, si vous ne vous asseyez pas, vous serez exclus de ce bus.
Brock ve Ava'yı Vatanseverlik Yasası uyarınca gözaltına almış durumdayım.
J'ai déjà mis Brock et Ava en garde à vue grace au plan Vivipirate
Patronlarımıza eve dönmeleri konusunda bir uyarıydı.
Et l'aumônier?
Transkraniyal manyetik uyarım.
Simulation transcranienne magnétique.
- Sen derin beyin uyarımı yaptım...
- Tu as fait la stimulation cérébrale...
Bana uyar, ama şunu bil ki o oranı ben hesapladım bilgileri alman yaklaşık 7 saat daha sürecek.
Mais j'ai calculé qu'à cette vitesse, ça va prendre au moins 7 heures de plus pour avoir l'info. C'est juste pour dire.
Katya'ya olan aşkımı çok kıskandığını ve birinci sınıf bir ajanı işe almayacağını mı? Ve ayrıca, spoiler uyarısı, bunu yapabilen bir ajanı?
Qu'elle est si jalouse de Katya qu'elle n'embauchera pas une espionne qui, surprise gâchée, peut aussi faire ceci?
Sonra alarm uyarısını aldım.
Et ensuite, j'ai donné l'alerte.
Ortağını konu alan uyarıyı incelediğimde bana senin o olayla ilgili bir bilgin olmadığını mı söyleyecek, dedektif?
Et quand j'examine cet avertissement que votre coéquipier a été mis en cause, ça dira que vous ne saviez rien de cet incident, non plus, inspecteur?
Son zamanlarda reçeteli ilaç aldın mı, uyarıcı etkisi olan?
Est-ce qu'on vous a récemment prescrit des médicaments, quelque chose avec un effet stimulant?
Eğer o restoranın pizza yapmadığını bilseydim sizi daha önceden uyarırdım ama o restoranın pizza yapmadığını bilmiyordum.
La pizza aurait été le signal d'alarme si j'avais su que le Diner ne servait pas de pizza. Mais je ne savais pas que le Diner ne servait pas de pizza.
Ben kural koymam, koyulana uyarım.
Je ne décide pas des règles, mais je les respecte.
Zekânla dilediği gibi dalga geçebilir, bana uyar.
Elle peut te rendre fou ou ce qu'elle veut, ça m'est égal.
Bilmiyorum. Bir çeşit küçük deniz aracı uyarısı * koy, tamam mı?
Je ne sais pas, mets en place un genre d'alerte pour les petites embarcations, ok?
Ve bir uyarım var.
Je viens juste d'avoir une prémonition.
Hatası mısırı çıkarıp uyarı ateşi yapmaya çalışmasıydı.
Son erreur a été de vouloir tirer un coup d'avertissement.
İkinci bir uyarı yapmayacağım.
Il n'y aura pas de second avertissement.
Arkadaş, iş arkadaşı, akraba gibi ve ben de buna uyarım.
Amie, collègue, parent et je jouerai le jeu.
Uyarı filan olmadan mı?
Sans prévenir?
Uyarılmak için ona ihtiyacım var.
J'en ai besoin pour être excitée.
Uyarılmanız lazım.
Je dois vous prévenir...
Eğer bunun kötü bir fikir olduğunu söylüyorsa, ben onun fikrine uyarım.
Si elle pense que c'est une mauvaise idée alors je vais suivre son opinion.
Takımınla kedi fare oynamak istiyorsan bana uyar ama kızın Juliette...
Vous voulez jouer au chat et à la souris avec votre équipe, c'est ok pour moi, mais votre fille, Juliette...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]