Zehir mi Çeviri Fransızca
207 parallel translation
- Zehir mi?
- Du poison?
Ne olduğunu sanıyorsun, zehir mi?
Tu crois que c'est du poison?
Peki dolmakaleminde ne kullanıyorsun, sıradan bir zehir mi yoksa özel bir tarif mi?
Et dans quoi trempez-vous votre plume? Un poison simple ou d'une autre sorte?
Dün gece 40 sığırımı kaybettim. Nehire döktüğün şey onları zehirlemiş. Zehir mi?
Ce que vous jetez dans l'eau a empoisonné 40 de mes bêtes.
Zehir mi yoksa silah mı daha itici?
Détestez-vous plus le revolver ou le poison?
Zehir mi?
Du poison?
Hey, kendine koldan zehir mi veriyorsun?
Pourquoi t'injectes-tu ce poison dans le bras?
- Ne satıyorsun, Meathead, zehir mi?
Toujours ton vieux jus de serpent? Non.
- Zehir mi?
- De poison?
Bu zehir mi?
C'est pourquoi ils attendent toujours.
- Zehir mi? - Alkaloid bazlı. Ölümcül.
Cette propriété expliquerait les pertes d'énergie sur nos vaisseaux.
Neyim ben, zehir mi?
Je suis pas repoussant.
Yani yanarak ortaya çıkan bir zehir mi?
Un poison qui oeuvre par combustion.
Kadehte ve çırpıcıda zehir mi vardı?
Du poison dans le verre et le mixeur?
- zehir mi? ama çok lezzetli!
- C'est si doux!
- Beze zehir mi dökmüşler?
- Ils ont empoisonné le chiffon?
Kanepelere zehir mi koymuş?
Il pourrait empoisonner les canapés?
Makyaj malzemelerime zehir mi koydun yoksa elbiseme pire mi?
T'as empoisonné mon maquillage ou mis des puces dans ma robe?
Aynı zehir mi?
Même poison?
Dur biraz. Ona ne istediğini söylemek yerine... kahrolası bir çeşit zehir mi alıyorsun?
Au lieu de lui dire ce que tu veux, tu t'empoisonnes?
Zehir mi?
- si ses pouvoirs sont encore verts.
Zehir mi?
Le poison?
Zehir mi?
- C'est du poison?
- Bu yaralar çok ciddi mikrop kapmış. Bir tür zehir mi bu?
Ces blessures sont gravement infectées.
O zehir mi? Evet!
- Celui-ci?
Bana anlatmana gerek yok. O zehir adamın aklına bir kere girdi mi...
Je sais bien, mais une fois que ce poison a atteint votre esprit...
Zehir gibi, değil mi?
Ça va être super, hein?
Kalıntı bırakmayan bir zehir var, değil mi?
Ce poison existe?
Şu zehir hakkında, değil mi?
II s'agit de ce poison?
Baldıran içkisiyle bir fincan zehir iyi gider mi dersin?
Une mesure de poison avec un verre de ciguë?
Ben de dedim ki "Siyah, bildim mi?" Çünkü dedim "kıskançlık zehir gibidir".
J'ai dit : "Noire, car c'est un poison."
Zehir Hafiye mi sandın beni?
Je suis pas un détective.
Ona zehir verdin mi?
- Vous lui avez donné du poison? - Mais non!
Bir şey mi kaybettiniz, sayın Zehir Hafiye?
- "Superflic" cherche quelque chose?
Bahsettiğin zehir mi?
Un poison, vous dites?
Hayatım, rüzgarlı bir günde gelişi güzel zehir sıkmak iyi bir fikir mi sence?
Chéri, est-il sage de vaporiser du poison un jour de vent?
Komiser, orada zehir bulacağınıza gerçekten inanmıyorsunuz, değil mi?
Vous ne croyez pas que c'est empoisonné!
Hızlı kimyasal reaksiyonun nedeni zehir değil bir kalp hastalığı olabilir mi?
N'est-il pas possible que ce soit une affection et non un poison... qui ait accéléré le phénomène d'acidose?
Zehir mi?
Un couteau dans le ventre?
- Senin işine yarayacak bir şey buldum. Zehir gibi mi?
J'aimerais te donner un truc qui te sera utile, comme de la ciguë.
Sabah oluyor ama zehir yine de bir yerlerden sızıyor, değil mi? Kara geceler.
Quand arrive le matin, le poison s'ecoule dans Ies nuits sombres.
Şimdi bu kanaldan ona Süper Asker serumumu veriyorum serumun kod adı "Zehir" steroid ve toksinlerden oluşan kişisel formülümü de ekledim mi tamam.
J'ajoute maintenant... mon sérum super-soldat... nom de code... "Venin"... enrichi de ma recette... de stéroïdes... et de toxines.
Zehir bu, değil mi?
C'est du poison, hein?
Reese'in araplar için kullandığı garip zehir değil mi bu?
Ce poison, c'est pas celui de Reese?
Zehir onu öldüremez mi?
Le poison peut le tuer?
- Zehir onu öldüremez mi? - Evet, öldürebilir.
- Le poison peut le tuer?
- Zehir gitmiş mi?
- Le poison est parti?
- Tamam, zehir sende mi?
- Tu as la pilule empoisonnée?
Zehir iksiri hala sende mi?
Tu as le poison?
Kahveye zehir koymadın, değil mi? Alıştığım gibi yapmıyorum artık.
- Vous n'avez pas empoisonné le café?
- Zehir yutmuş olabilir mi?
- Il n'aurait pas absorbé du poison?