English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Dürüm

Dürüm Çeviri Portekizce

233 parallel translation
- Bir de dürüm var.
- E uma ordem de pão.
Bir fincan kahve, dürüm ve yumurta.
Uma taça de café, uma ordem de pão, dois ovos.
- Fernandez dürüm istedi.
- Fernandez queria com croissant.
- Biri de dürüm.
- E um com croissant.
- Hangisi dürüm?
- Qual deles é de croissant?
Sosisli dürüm, krakerler ve zencefilli bisküvi sağlam.
O rolo de salsicha, as batatas e os biscoitos de gengibre saíram ilesos.
- Evet. Lavaşların için koyup dürüm yapalım mı?
Põe-se em tortillas.
Yediği dürüm yüzünden olmalı.
Deve ter sido da carne.
O zaman Richard'ın "dürüm" kuramı kalır.
Depois, temos o burrito do Richard.
Zamanın dürüm gibi olduğunu düşünüyorum... yani, bir parçası katlanır... ve öbür parçasına değer.
Eu acho que o tempo é como um burrito, no sentido em que parte dele se dobra... e toca na outra parte.
Ve garibanın tek istediği sıcak bir dürüm ve tereyağıydı.
E o Pancho só queria um pãozinho quente com manteiga.
Vera Cruz usulü dürüm yaptım.
Fiz estes camarões de Vera Cruz.
Bakar mısınız, şef! Bana dört hamburger, üç egg-burger bir sosisli, bir de pastırma, yumurta ve peynirli dürüm. Çay, bovril ve bir büyük votka.
Ó chefe, dê-me quatro hamburgers, três com ovo, um cachorro com cebola, uma sanduíche de bacon, ovo e queijo, um chá e uma vodka grande.
Herkes benim dükkana Burrito'lar benden. ( Burrito : Dürüm tarzı meksika yemeği )
Todos para a minha loja para uns batidos e uns burritos de micro-ondas.
Yardımcı olabilir miyim? Ben ekstra mayonezli biftekli bir dürüm ve soda istiyorum.
Um sanduiche de bacon com maionese e uma soda.
"Beni dürüm yapıp bir lokmada yutuverdi."
Começou a passar-me por pão ralado, enquanto lambia os beiços.
Paco'yu dürüm yapacağız.
Vamos fazer um taco de Paco.
dürüm etten nefret ederim.
Odeio empadão.
Hey, adamım, sana biftek ve fasülyeli dürüm aldım.
Trago-te um "burrito" de carne e feijão.
Dürüm yiyorsun ha?
Então, um burrito?
Evet, dürüm.
É um burrito.
Dürüm kalmadı.
Estamos sem cilindros.
Mantı dürüm yemekleri matematiği.
Matemática de refeições de burritos.
- Dürüm ısıtıyorum.
Estou a fazer um burrito no micro-ondas.
İki biftekli dürüm... TRUVA PREZERVATİFLERİ... bir tavuklu dürüm ve iki çilekli süt.
Quero dois tacos de carne... um burrito de frango e dois milk-shakes de morango.
Tabi. Bana dürüm olandan getir.
Claro. traz-me um bolo.
Mikrodalgada bir dakika ısıtılmış dürüm gibi.
Como um burrito que esteve um minuto no microondas.
Yabanmersini turtası, ton balığı, üstü kepekli ve Larkin'deki sevdiğin yerden, tavuk dürüm.
Framboesa dinamarquesa, atum no trigo... e um burrito daquele lugar que você gosta em Larkin.
Tamam, sana getirdiğim... Yabanmersini turtası, kepekli ton balığı ve tavuk dürüm mü?
Então eu te trouxe... framboesa dinamarquesa, atum no trigo e um burrito?
- Peynirli dürüm de yapabilirim.
Preferes uma tortilha?
İki Rönesans Dürüm, mayonezsiz... biber soslu...
Muito bem, uma omeleta Renaissance, sem maionese...
Sana dürüm ekmeği vereyim.
- Está bem. Queres uma concha de taco?
- Dürüm ekmek istemiyorum.
- Não, não quero uma concha de taco!
- Bugünkü menümüzde acı soslu dürüm var.
- O prato de hoje é enchilada.
Ahbap, o dürüm benim uzaylı mideme bir şey yaptı.
Meu, aquele burrito teve efeito no meu estômago.
- Burada dürüm olduğunu bilmiyordum.
Não sabia que tínhamos mini-tacos.
Bu yemiş olduğum en iyi dürüm.
Este é o melhor Taco que já alguma vez comi.
Ne düşünüyorsun? Dürüm.
- Que estás a pensar?
Lanet Şişko Al'ın Yiyebildiğin Kadar Ye Dürüm Evi.
Convencional do Al Gordo, "Tudo o que você puder comer", Barraca do Burrito.
Biraz biftek, bezelye ve nakit dürüm.
Um bife, feijão e um burrito de dinheiro.
Büyük dürüm
Burrito Supreme
Üç tane sosis dürüm istiyorum.
Dá-me três cachorros.
- Şimdi ne yapacağız. Ona Meksika usulü acılı dürüm mü ısmarlayacağız?
E que fazemos agora, compramos-lhe uma enchilada?
Merhaba. Götürmek için üç sebzeli dürüm alabilir miyim?
Três rolos de vegetais para levar.
Tek yapmam gereken eve gitmek, bir dürüm yemek ve saldırımı planlamaktı.
Tudo o que tinha a fazer era ir para casa, comer um taco, planear o meu ataque.
Evet. Haydi ona som altından bir dürüm alalım.
- Sim, vamos levar-lhe um crepe.
Bir dürüm ye.
- Aqui.
Dürüm alıyorsun.
Vou comprar um taco.
Tamam, sana da bir dürüm getiririm.
Yeah, eu trago-te um burrito.
- Bil diye diyorum. Dürüm daha çok- -
Estou a dizer, os tacos são historicamente...
Yoksa tezgah açıp dürüm mü satacaksın?
Vais abrir uma piñateria?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]