English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hiç de değil

Hiç de değil Çeviri Portekizce

6,596 parallel translation
Hiç de değil.
Nem por isso.
Hiç de değil.
Nada que se pareça.
- Hiç de değil.
- De modo algum.
- Hayır, hiç de değil.
- Não, não é isso.
Hayır, hiç de değil.
De maneira nenhuma!
- Yoo, hiç de değil.
- Não, não é.
Bu hiç de sanıldığı kadar kolay bir şey değil.
Não é tão fácil como parece.
Hiç önemli değil.
De maneira alguma.
Bakın hanımefendi, senin küçük hikâyelerin hiç de sikimde değil.
Olhe, minha senhora, estou-me a foder para as suas historiazecas e essas merdas...
Hayır, hiç benim olayım değil ama mücevherleri severim.
Não. Não era a minha principal atividade, mas gosto de brilhantes.
Hayır, hiç de öyle değil.
Não é nada disso.
Çamaşır çantasıyla depoya gitmek hiç mantıklı değil.
Não faz sentido ir ao armazém com um saco de roupa.
Bu hiç de ürkütücü değil.
Nada assustador.
Hiç de öyle değil.
– Não qualquer um.
Aslına bakarsanız, hiç de adil değil.
Nada justo, a meu ver.
J.M.'in hayatını adadığı bu işi artık gereksiz olarak mı gördüğünü düşünenler hiç de haksız değil.
É de esperar que nos questionemos se J.M viu o trabalho de uma vida cair na insignificância.
Hayır hiç te değil.
- De maneira nenhuma.
Hiç te değil Neden böyle düşü...
Não de verdade. Porque achas...
Bu konuda hiç birşey söylemedim, bu doğru değil, beni mesajlaşmadan alıkoyamasın.
- Vais tweetar isto? Eu não menti, e não podes impedir-me de tweetar.
Canlı! Dewey Crowe, zamanlaman hiç iyi olmamıştı... -... ve bu gün de bir istisna değil.
Dewey Crowe, a tua sincronia nunca foi impecável e hoje não é excepção.
- Gevezelerin yerini sezmek hiç de zor değil. Siz... kaplumbağalar!
Suas... tartarugas!
İnan bana onların geçmişi de hiç öyle tertemiz değil.
Acredita, o passado deles está longe de não ser assim.
Söylediğinin aksine evliliğimiz hiç de sıkıcı değil.
Bem, apesar do que ela diz, o nosso casamento não é chato.
Shelley'i arayacağım diye bu civarda yeteri kadar vakit geçirdim ve emin ol Marie'nin içinde olduğu durum hiç de hayır değil.
Já dei muita volta a este sítio à procura da Shelley para saber que a situação da Marie não é benigna.
Bu hiç mantıklı değil.
- É de loucos!
Hiç de temiz değil.
Não é limpa.
Hiç kimseden değil o.
Ele não é de ninguém.
- Hiç de doğru değil.
- Isso não é verdade.
... bu süre zarfında öğrendik ki eğer hiç arkadaşın yoksa burası yaşamını sürdürebilmek adına hiç de uygun bir yer değil.
E, descobrimos que é muito difícil viver aqui, se não tivermos amigos nenhuns.
Dünyanın herhangi bir yerindeki keşif görevine katılabilirim yine de akşam yemeği için evimde olurum. Hiç de fena bir iş değil.
Podia executar uma tarefa de reconhecimento em qualquer lugar do mundo e ir para casa a horas de jantar.
Yumuşak oynamak hiç senin tarzın değil.
Não costumas brincar com luvas de criança.
Tamam, ikimizin de telefonunun çalması hiç iyi bir şey değil.
Bem, tocam os dois, não é coisa boa.
Tabii genelde ergen kızlar değil, eşcinsel erkeklerin kavgalarını biliyoruz. Bu yüzden farklı bir yaklaşım göstermemize hiç gerek olmayacak.
É claro que normalmente são homens gays e não raparigas adolescentes, portanto teremos de reajustar a abordagem... em nada.
Bu kararı senin değil de benim vereceğim hiç aklına gelmedi mi?
Não paraste para pensar que a decisão era minha e não tua?
Kimin suçlandığı hiç umrumda değil.
Não quero saber de quem é a culpa.
Açıkçası Lena, hiç de öyle bir şey değil.
Honestamente, Lena, não é nada disso.
Hiç yorulmaksınız çalışıyorsun ama bol para ve minnettarlık için değil.
Você trabalha incansavelmente em troca de pouco dinheiro e pouca gratidão.
Hiç de öyle değil.
Não é nada disso.
Bu ölmek için hiç de güzel bir yöntem değil.
Não é uma forma digna de morrer.
Ve senin kimliğini gizleyen IP adresin şimdi Sırp bir sunucu üzerinden kullanılıyor. Ama sen hiç e-posta göndermezsin, değil mi?
A sua morada de IP anónimo está num servidor sérvio, mas não envia nenhum e-mail, só lê os da sua irmã Emma.
- Bir iki dakikaya parmak izlerin hazır. Hiç fena değil Lionel.
Vou ter um bom conjunto de digitais num segundo.
Hiç de makul değil.
Não é nada razoável.
- Hiç de normal değil.
- Isso é normal. - Nada disto é normal.
Şimdi de Taylor'ı paniğe sokmak için hiç de iyi bir zaman değil.
- E, não é a melhor altura para fazer a Taylor ter um ataque de pânico.
Fiziksel olarak tipim bile değil. Sarışın ve aptal pembe yanakları var ve hiç de dominant birine benzemiyor.
Ela nem faz o meu tipo, é loira com umas mechas rosa e não parece ser dominante.
Sana şaka yapıyor ama hiç de komik değil.
Ele quis ter piada, mas não teve graça.
Ve buradaki hiç kimse de değil, bugün.
E nem qualquer homem aqui, hoje.
- Hiç de tuhaf değil.
- Não é nada estranho.
Şunu anlamalısınız, bu hiç bir şekilde olmadı, bu Ofisime gelmeniz için davetiye değil.
Compreenda que este não é, de modo nenhum, um convite para visitar o nosso escritório novamente.
Kaçamak için hiç seksi değil.
Nada de beijos. Numa aventura sexual não dá tesão.
- Hayır hem de hiç kötü değil.
- Não está mau.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]