English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sorarım size

Sorarım size Çeviri Portekizce

51 parallel translation
Sorarım size, tüm o askerlerin hayallerini kırması Bayan Winthrop'un, adil mi?
Pergunto : Desiludir todos os pobres soldados foi justo da parte dela? - È crime.
Hiç görülmüş mü, sorarım size. Ben ne zaman bu böyledir dedim de o başka türlü şey çıktı?
Já alguma vez, quisera averiguá-lo, aconteceu que eu tenha dito :
Harika bir maden değilse, niçin o kadar para yatırdın, sorarım size.
Porque o Sr. Flaunce emprestaria tanto dinheiro... se não fosse um bom negócio?
Sorarım size, ne oluyor?
Eu Ihe pergunto.
Sorarım size, neyim ben?
Pergunto-lhe, o que sou eu?
Sorarım size, 5 pound makul bi bedel diil midir?
Acha cinco libras, razoável? Deixo isso ao seu critério.
Sorarım size, hangi Basmabeyincinin mal varlığı üç yılın sonunda... 100 sterlin ve bir altın zincirden ibaret kalmış?
Quando existiu um chanceler cujas posses, após três anos... totalizavam 100 libras e um colar de ouro?
Arabadan indim de trafiği kaç dakika meşgul ettim, sorarım size...
Quanto tempo segurei o trânsito só para sair?
Sayın Savcı, sorarım size, içimizde kim hayatında bir kez olsun öfkelendiğinde birisini öldürmek istememiştir? Bu, bir bekleme sırası ya da park yeri yüzünden olabilir.
Quem entre nós, pelo menos uma vez na vida, não tem querido matar a alguém em um arranque de fúria por dirigir logo que ou tirar-nos um lugar para estacionar?
Ey kayıp ve umutsuz insanlar, sorarım size.
Deixa-me perguntar-vos a todos, desgostosas e desesperadas almas :
Öyleyse sorarım size : Tanrı'yı aramaktan bıktınız mı?
Pergunto-lhes eu, sentem-se fartos de procurar Deus?
Sorarım size, nasıl bir ulusal güvenlik... halkın temel gücünü elinden alıp... Amerika'da bir devlet içinde devletin üstünlüğünü tanır?
Que segurança nacional permite o roubo de poderes fundamentais ao povo e dá o aval a um governo invisível e cada vez mais poderoso?
Ama sorarım size, bir kontrat nedir?
Mas pergunto-lhe, o que é um contrato?
Hep beraberiz, sorarım size, hayatta bundan önemli ne var?
temo-nos uns aos outros, e eu pergunto-vos, que diabo mais importa?
Sorarım size saygıdeğer biri olarak onca deneyiminizle görgünüzle cevap verin acaba bu kadın Dolores Claiborne'dan başkası olsaydı şimdi burada olur muyduk?
Estou a perguntar-lhe, como homem honrado que é, com toda a sua experiência, com tudo o que já viu, se estaríamos aqui hoje, se não se tratasse de Dolores Claiborne?
Hiç görülmüş mü, sorarım size!
Alguma vez, quero saber, afirmei com certeza...
Sorarım size, var mıydı?
Pergunto-vos, tínhamos alternativa?
Sorarım size, orada ne soluyacak?
Diga-me lá, o que está ele a respirar?
Gelecek sefer sorarım size.
- Para a próxima, não me esqueço de pedir.
Sorarım size beyler, ben pislik miyim?
Então eu pergunto-vos, cavalheiros. Serei eu a merda?
Sorarım size... kim girmenize izin verdi?
Quem foi que te deixou entrar?
Sorarım size abartmak değilse, nedir güzel olan bu işte?
Se algo é tão bom, por que não aproveitá-lo ao máximo?
Sorarım size! Babam hizmetçilerin İncil ve evlerinden gelen mektuplarını okumasını tercih eder!
O papá prefere que a criadagem leia a Bíblia e cartas da família.
Sorarım size, o zenci neden bizimle beraber burada çekiç sallamıyor?
Mas pergunto-te isto, porque é que aquele preto burro... não está aqui connosco?
Sorarım size, nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz?
- Em que tipo de mundo vivemos?
Sorarım size... şu lanet binayı ele geçirmek için başka ne sebep gerekir?
Eu pergunto-vos : Do que mais precisam para tomar o raio deste edifício?
Sorarım size.
Pergunto-lhe, senhor.
- Şimdi sorarım size...
- Agora, eu pergunto-lhe...
Sorarım size, bu genç yaşımızda reva mı...
É justo que nós, tão jovens...
Sorarım size Yüce Tanrı sefalet içindeki insanlar için yolu kâfirlerden temizlesin diye milyonlarca budalayı yollarken Zion yolundaki azizlerinin kafa derilerinin yüzülmesini ve kirletilmelerini ister mi?
Deixe-me perguntar-lhe, quereria o Pai-Todo-Poderoso, que enviou um milhão de gaivotas para eliminar os gafanhotos e evitar que o povo morresse à fome, quereria Ele que os seus Santos fossem escalpados e profanados a caminho de Zion?
Bayanlar ve baylar, sorarım size, karşınızdaki bir erkek mi yoksa zıp zıp mı?
Senhoras e senhores, pergunto-vos : ele é um homem ou um saltarico?
Yani sorarım size, savaşçı ve kral olarak arkadaşınızı benden daha ne kadar koruyabilirsiniz?
Então eu pergunto-lhe, tanto como guerreiro como rei, Por quanto tempo acha que pode manter o seu amigo a salvo de mim?
Sorarım size, ben sokaklarda elinde kasık kılı sopasıyla dolaşacak birine benziyor muyum?
Agora, pergunto-lhe eu. Tenho cara de quem anda pelas ruas com um tarugo para medir pelos púbicos?
Dostum, size bir şey soracağım, ve ben hep bir kez sorarım :
Meu amigo eu vou-lhe perguntar uma vez, apenas uma :
Geçkalırsam size sorarım ben!
Jä te ensino!
Sorarım size.
Diga-me.
Tamam. İşler söyle yürür, ben size bir soru sorarım ve siz yanıtlarsınız.
Então, eu faço-lhe uma pergunta e você comenta.
Bir elde meşru bir çubuk ve diğerinde ölü bir Senatör... Size sorarım Kaptan nasıl bir sonuca varırdınız?
Com uma aparente vareta de dados legítima e um senador morto pergunto-lhe, capitão, que conclusões tiraria disto?
Ama size sorarım bu sevmeden yapılacak bir şey mi?
"É algo que fariam se não gostassem?"
Size sorarım, gerçek olsa bunu yapabilir misiniz?
- Pergunto-lhe : era possível fazer isto...
Size sorarım, Bay Gies Hollanda ordusu, ani bir Alman saldırısı karşısında ne yapabilir?
Para que serve o exército holandês face a uma guerra relâmpago?
Fikrinizi öğrenmek istediğimde, Bayan Page, size sorarım.
Quando eu quiser a sua opinião, Senhora Page, eu peço-lha.
- Belki ben size soru sorarım bu şekilde başlayabiliriz.
Talvez deva perguntar-vos algumas questões e começar nesse sentido.
Fikrinizi duymak istersem size sorarım.
Quando eu quiser a tua opinião, vou perguntar ao teu rabo.
İki kat para ödeyip size gizlice hangisine baktığımı sorar.
Ele vai voltar aqui e vai perguntar-lhe discretamente o que eu estava a ver.
Size bunu sorarım beyler Çünkü onun hızlı ölmesini istemiyorum
Peço que você faça Eu não quero morrer tão rápido
Richard Dawkins der ki, bana evreni Tanrının yarattığını söylerseniz o zaman ben de size sorarım Tanrıyı kim yarattı diye.
Mas, no seu livro, "A Ilusão de Deus", Richard Dawkins diz que ; "Se disserem que Deus criou o universo, eu posso perguntar quem criou Deus".
Aynısını ben de size sorarım.
Podia perguntar-te o mesmo.
Peki size sorarım, yabancılar hakkında espri yapmak niye?
Mas qual é o objectivo de fazer piadas sobre imigrantes?
Size sorarım, Sayın Başkan hepinize sorarım bu yasa kimi koruyor?
Pergunto-lhe, Senhora Presidente. Pergunto-vos a todos... Quem é que esta lei protege?
Evet ya da hayır diye cevaplayın sadece. Herhangi bir açıklamaya ihtiyaç duyulursa, size ben sorarım. Aksi takdirde, açıklamalarınızı avukatınızın sizi tekrar sorgulayacağı zamana bırakabilirsiniz.
Basta responder sim ou não, se precisar que explique, peço-lhe, pode guardar explicações para quando o seu advogado o interrogar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]