Çok sıkıldım Çeviri Portekizce
388 parallel translation
Buradan çok sıkıldım "
"Estou tão cansada deste lugar."
Tara'da herşey yolunda sadece çok sıkıldım, şehre gelmek istedim.
Em Tara, estamos todos bem. Mas aborreço-me tanto que resolvi vir à cidade.
Bu surattan çok sıkıldım.
Estou tão aborrecida com esta cara.
Phyllis, oyunu bitirmesek olmaz mı? Çok sıkıldım.
Phylis, quero acabar a partida, me aborrece.
Çok sıkıldım!
- Passa-se que estou farta!
Buradaki her şeyden çok sıkıldım.
Estou farto disso tudo.
Bu plaklardan çok sıkıldım, hayatım.
Querida, estou farto e cansado destes discos.
Her şeyden çok sıkıldım.
Sim, tens razão. Estou aborrecida com tudo.
ve tanrı aşkına ben de... bu trende karşılaşan yabancılar oyunundan çok sıkıldım.
Mas estou a ficar cansado destes encontros rápidos.
Bu insalardan çok sıkıldım.
Estou tão aborrecida com esta gente.
Rahatsız ediliyorum ve çok sıkıldım.
Estou a ser molestado e estou farto!
Burdan çok sıkıldım, Paul.
Este sítio deprime-me mesmo, Paul.
Savaş sırasında orada yaşamak zorundaydım ve çok sıkıldım.
Tive de viver lá durante a guerra e fiquei farta.
Bugün Perşembe, ayın 23'ü ve çok sıkıldım.
Hoje é quinta-feira, dia 23, e estou aborrecidíssima.
Hem de çok sıkıldım.
Chateado como o caraças.
Artık bundan çok sıkıldım.
Estou cansado de olhar para você.
- Çok sıkıldım ve çişim geldi.
- É uma chatice. Tenho de mijar.
- Bu hikayeden çok sıkıldım.
- Estou cansado dessa velha história.
Bu saçmalığı duymaktan çok sıkıldım!
Estou tão farto de ouvir sobre esta treta!
Benimle böyle çocukmuşum gibi konuşmanızdan çok sıkıldım artık.
Sabem, estou mesmo farta de ser tratada como uma criança.
- Evet çok sıkıldım. Bu parti çok boktan.
Esta festa está aborrecida.
Bu dövüşten de çok sıkıldım zaten.
Sentia-me entediado de qualquer maneira.
Artık şu ana muhabbetini bıraksak, çünkü ben analarınızdan çok sıkıldım.
Deixa as mães em paz, porque eu acabo de deixar a tua.
"Benimle ilgilen, benimle ilgilen." Bundan çok sıkıldım artık.
"Toma conta de mim"... Estou farto desta merda!
- Bu işten çok sıkıldım, Ike.
- Estou cheia dessa merda, Ike.
Dürüst olmak gerekirse çok sıkıldım.
Ajudou-Ihe, conselheira? Claro que não.
Bir sabah uyanıp, çok sıkıldım çocuk doğuracağım diyen ilk şaklaban olduğunu mu sanıyorsun sen?
Pensa que é o primeiro... que quer um filho por estar carente?
Goldie, çok sıkıldım.
Oh, Goldie, estou entendido.
Ama, dürüst olmak gerekirse çirkin yüzlerinizi görmekten çok sıkıldım.
Mas, francamente, estou farto de ver as vossas caras feias e as vossas personalidades enfadonhas!
Bak, yandaki odada gerçektende çok sıkıldım, ve düşündüm ki benimle konuşmak istersin.
Olhe, já estava a ficar aborrecido na outra sala, e pensei que talvez gosta-se de conversar.
Kötü benim için iyidir Çok sıkıldım. Temizim ve kimse beni umursamıyor
Ruim é bom para mim Estou farta de ser ignorada
Çünkü itiraf etmeliyim ki çok sıkıldım, basın sürekli peşimde.
Uma coisa lhe garanto isto com a imprensa tem sido uma loucura.
- Hayır, hayır, sıkıldım bundan, hem de çok sıkıldım.
Não, estou cansado disto. - Cansadíssimo desta porra!
Çocuğun biraz cesareti kırıldı anlıyorum ama hatırlatırım burada herkes çok çalışır.
Sei que agora ela se sente meio humilhada... mas eu lhe digo que aqui é preciso estudar muito.
- Burada çok sık misafir olarak onurlandırıldım.
- Já antes fui hóspede de Egerman.
Artık çok sıkıldım!
Estou mesmo farto disto.
İnanır mısınız bilmem ama, o far, daha bu sabah garajdan çıkarken kırıldı. - Evet. Çok kolay kırılıyorlar, değil mi?
Sabe, pode ou não acreditar, mas parti o farol da frente hoje de manhã ao sair do celeiro.
Kısaca, şunu demek istiyorum çocuklarımın resimlere girmesini ve atlı karıncayla yarışlara katılmasını, duymaktan sıkıldım. Bunu çok fazla önemsemiyorum.
Resumindo, nao gosto de ouvir meus filhos falando de pularem em um desenho na calçada, conversando com joqueis, caçando raposas... lsso nao me importo tanto.
Çok özür dilerim ama hiç kaçık bir kadın tarafından köşeye sıkıştırıldın mı?
As minhas mais abjectas desculpas, mas já foi assediado por uma louca?
O zamandan beri... çok kez silah sıkıldı bana ama asla vurulmadım.
E desde então... Eu nunca fui atingido por uma bala. Atiraram muitas vezes sobre mim...
Hatta hepsi paraya çok ihtiyacımız olduğunu duymaktan sıkıldılar, değil mi?
Todos eles estão fartos e cansados de ouvir como precisamos de dinheiro, eh?
Sevgili Pyotr Nikolayevich iki yıldır İtalya'dayım çok önemli olanlar hem mesleğim hem de günlük yaşantım için dün gece bir rüya gördüm efendim kontun tiyatrosunda bir opera sahnelemem gerekiyordu ilk perde heykellerle dolu bir parkta geçecekti ama aslında onlar kıpırdamadan durmaya zorlanan çıplak adamlardı ben de bir heykeldim kıpırdarsam şiddetle cezalandırılacağımı biliyordum çünkü efendimiz ve sahibimiz bizi seyrediyordu havaya kalkmış koluma, sonbahar yaprakları düşerken mermer kaidemden yükselen soğuğu hissedebiliyordum yine de kıpırdamıyordum.
Querido Piotar Nicolaievic, há dois anos que me encontro em Itália, extremamente importantes em todos os sentidos, quer para a minha profissão de músico, quer pela vida de todos os dias. Esta noite tive um sonho angustiante, parecia ir preparar uma grande obra a representar no teatro do meu conde. O primeiro acto era representado num grande parque cheio de estátuas.
Çok canım sıkıldı.
Isto é deprimente.
Bu hafta canım çok sıkıldı.
Tem sido uma semana aborrecida.
Çok üşüdüm ve de sıkıldım.
O vento no rosto e a primeira neve no ar.
"İleriye doğru uzanan araba tekerleği izleri şüpheye yer bırakmadı... "... ve canım çok sıkıldı, bunların sadece beyaz avcılar olabileceklerini anlamıştım.
Os rodados deixavam poucas dúvidas e fiquei destroçado quando me apercebi de que só podiam ser caçadores brancos.
Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama bu, bir yıldır yaşadığım iniş ve çıkışlarla kıyaslanınca çok kolaymış gibi geliyor.
Nunca pensei dizer isto, mas foi fácil, comparado com a excitação deste ano passado.
Hava çok sıcak, canım da sıkıldı zaten.
Vou-me embora. Está calor e estou chateado.
Sanırım biraz sıkıldım. İddiaya girerim ki çok heyecanlıydı.
Acho... que apenas estava aborrecida.
Çok sıkıldım.
Estou tão taitizado.
Çok yazık size. Olağan şartlarda, orijinal ATH programı kısa süreli kullanımı için tasarlanmıştır. Ama şimdi Yıldız Filosu bir tam zamanlı doktor olarak çalışmak üzere tasarlanmış bir program istedi.
Em todo o caso, o programa EHM foi feito para uso em curto espaço de tempo, mas a Frota Estelar pediu que o programa possa ser usado a tempo inteiro.
sıkıldım 86
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok şık 66
çok sık 16
çok seviyorum 43
çok seksisin 23
çok şükür 211
çok sağol 164
çok sevindim 231
çok seksi 64
çok şıksın 21
çok sağ ol 161
çok sıcak 332
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sıkıcı 86
çok severim 65
çok sıcak 332
çok şekersin 24
çok şirin 126
çok sevimlisin 28
çok sevimli 135
çok şeker 64
çok sert 55
çok sıkıcı 86
çok severim 65
çok sevinirim 68
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64
çok sakin 32
çok sağolun 79
çok şanslısın 138
çok sıkıcısın 19
çok şirinsin 33
çok şanslıyım 39
çok soğuk 224
çok şaşırdım 153
çok susadım 64