English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A bit more

A bit more translate Turkish

4,988 parallel translation
A little further down. A bit more.
Daha aşağıya, biraz daha.
You could help me out a bit more, Franco.
Bana biraz daha fazla yardımcı olmalısın Franco.
Maybe I'm just a bit more, uh, open-minded than most.
Belki diğerlerinden daha açık fikirliyimdir.
We got to give her a bit more time, all right?
Ona biraz zaman tanımalıyız.
I was hoping to find something a bit more useful than confectionary.
Tatlıdan daha yararlı bir şeyler bulmayı ümit ediyordum.
Actually, I was a bit more pregnant than you when I got wedded.
Aslına bakarsan ben evlenirken senden daha hamileydim.
It's a bit more quiet than most of ours, actually.
Bizimkilere göre oldukça sessiz sayılır.
'cause they thought it would be a bit more original.
Böyle biraz daha orijinal bir isim olur demişler.
Anyway, I think that if you shared a bit more easily, maybe you wouldn't have beat that girl up, you know?
Her neyse, eğer paylaşmaya daha açık olsaydın belki de o kızı dövmezdin diye düşünüyorum. Bilirsin ya?
I managed to get through a criminal trial... without the truth coming out, but political campaigns tend to be a bit more adept... at extracting skeletons from closets.
Gerçek ortaya çıkmadan bir ceza davası atlattım ama politik kampanyalar saklı şeyleri ortaya çıkarmakta çok daha beceriklidirler.
We're just gonna have a bit more fun.
- Abby, hadi ama. Birazcık daha eğleneceğiz.
Okay, over a bit more to your left.
Tamam, biraz daha sola.
Might be a bit more appreciative.
Daha fazla minnettar olmalısınız
Would you like a bit more?
Biraz daha almak ister misin?
I was thinking Witches of Eastwick for a minute, but then I realised it was a bit more Macbeth.
Önce Eastwick'in Cadıları diye düşündüm ama sonra fark ettim ki daha çok Macbeth'e benziyor.
They were a bit more receptive to me showing up at their doorstep.
Onlar biraz daha açık idi Beni kendi kapılarına kadar gösteren.
I just wish they would've given us a bit more time.
Her şey çok hızlı gelişiyor. Keşke biraz daha zaman tanısalardı.
It's essentially the same, I'm sure, just a bit more focused.
Eminim ki temelde aynı, biraz daha odaklanmak istiyor.
Of course, I'd want one with a bit more ammo and minus the oblongata stains.
Tabii ben biraz daha bol cephaneli ve üstünde oblongata lekeleri olmayan bir şey isterdim.
You need to make it a bit more personal.
Biraz daha kişisel olabilirdi sanki.
I may have lost a little bit more blood than I thought.
Düşündüğümden daha fazla kan kaybetmiş olabilirim.
Which, bien sur means that for a woman, the entire chocolate experience is just that little bit more sensual.
Bir kadın için elbettenin anlamı tüm çikolata deneyimi birazcık daha nefsi olduğudur.
I just need you to give me a little bit more time.
Sadece biraz daha zaman vermen gerek.
Steves, mm, loving you both, you a little bit more, but let's just split up and find Bryce, okay?
Stev'ler, ikinizi de seviyorum. Seni biraz daha fazla. Hadi ayrılıp Brye'ı bulalım, tamam mı?
I just need a little bit of money... and just a little bit more time and I'm gonna be home.
Sadece biraz para lazım ve biraz daha zaman, sonra eve geri döneceğim.
Can you mince your words a little bit more?
- Biraz daha düzgün konuşamaz mısın?
Why don't you drink a little bit more water actually?
Neden biraz da su içmiyorsun?
Each time she received an email or a new subscriber, Hannah felt a little bit more like a celebrity.
Ne zaman e-posta alsa veya yeni bir takipçi kazansa Hannah biraz daha ünlü biriymiş gibi hissediyordu.
Maybe I have a little bit more faith in you to get it right.
Belki senin de doğru yola döneceğine biraz fazla inanmışımdır.
Because, Suzanna, I wanted you to know that I was a different kind of vampire, that I'm a little bit more like you.
Çünkü Suzanna farklı biri olduğumu, biraz da sana benzediğimi bilmeni istemiştim.
A little bit more.
Birazcık daha.
Once he gets treated, we'll take him in... and interview him, find out a little bit more about what happened.
İyileştiğinde onu karakola götürdükten sonra onunla konuşup neler olduğunu öğreneceğiz.
Find out a little bit more about...
Neler olduğuyla ilgili birkaç şey daha öğrenmek için.
It's still worth it. I might be able to squeeze a little bit more out of them.
Belki biraz daha sıkıştırabilirim onları.
Oh, I think he's going to be a little bit more agreeable than that.
Sanırım bundan sonra biraz daha uysal olur.
Probably a week. Possibly a little bit more.
- Muhtemelen bir hafta, belki biraz fazla.
She probably has a bargain bin in her basement with 20 more just like it to hand out when she needs to make someone feel special.
Bodrumunda, birine kendisini özel hissettirmek üzere vermek için hazırda beklettiği, bit pazarından alınmış birebir aynısından yirmi tane daha vardır.
I do wish you were a little bit more open to my culture.
Kültürüme karşı daha açık olmanı çok isterim.
You do, and it's a little bit more of a girly tell than I like in my professional athletes.
Var. Ve sevdiğim profesyonel atletlerdekinden çok kız ifadesi gibi.
What's a little bit more?
Biraz daha nedir?
I could use a little bit more than that.
Belki bundan birazcık kullanabilirim.
It's overwhelming, and Damon will explain more in a bit, but before he does, settle a bet.
Bu büyük bir şey ama Damon birazdan sana detaylı açıklar. Ama ondan önce şu bizim iddiayı bir açıklığa kavuşturalım.
I'm gonna go get you a little bit more Vervain, and them I'm gonna have a drink, and I'm gonna let you think about what a royal pain in the ass you've been lately.
Sonra bir içki içeceğim ve son zamanlarda ne kadar hıyarlık ettiğini düşünmen için fırsat tanıyacağım.
Considering as such, in your next round of leg-based contraband, we had a couple requests that could make our aforementioned silence a little bit more comfortable.
Şöyle bir değerlendirince, bir sonraki sefer bacağının içinde kaçak mal sokacağın zaman, sözü geçen sessizliğimizi biraz olsun daha rahat hâle getirecek birkaç talebimiz var.
In my practice, more than a bit these days.
Doktorluk yaparken süresince evet. Bu aralar hayli az.
I played him for a little bit, then I kissed him off, And told him he'd get more next week.
Biraz oynaştım, sonra öptüm haftaya daha fazlasını alacağını söyledim.
... several years ago and I always wanted to learn a little bit more about that.
Birkaç yıl önce. O konuda hep biraz bir şeyler öğrenmek istedim.
Now put your other leg over just a little bit more over that way.
Öteki bacağını biraz daha o tarafa at.
On a more practical note, a bit of vigorous exercise might get rid of it.
Büyünün kullanışlı olması için biraz daha enerjik hareketler yapmak iyi olur.
Meantime, let's get something behind the bar with a little bit more pop, so next time baby brother has something to defend himself with other than his
Aramaya devam ediyoruz. Bu arada, barın arkasına biraz daha etkili bir şey koyalım. Bir dahaki sefere küçük kardeşin kendini savunmak için mal gibi ortada kalmaz.
Maybe alittle bit more, a little bit less, no one really knows.
Belki biraz daha, biraz daha az, hiç kimse gerçekten bilmiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]