Another way translate Turkish
6,964 parallel translation
However, if the player's blocked, you gotta give them another way out.
Ama oyuncu engellenirse ona yeni bir çıkış yolu gösterilmesi gerekiyor.
I mean, there has to be another way, right?
Başka bir yolu olmalı yâni, değil mi?
♪ It's another way of sayin'how much I love you ♪
# Bu seni ne kadar çok sevdiğimi söylemenin başka bir yolu #
I know you want him back, but there has to be another way.
Onu geri istediğini biliyorum ama başka bir yolu olmalı.
Well, that's another way to go.
Peki, o zaman başka yoldan gideyim.
Or to put it another way... bye!
Ya da başka bir deyişle... Güle güle!
Okay, um... Okay, okay, we're gonna... We're gonna try opening her airway another way.
Tamam, solunum yolunu açmak için başka bir şey deneyeceğiz.
Who knows? Five minutes down thataway, we could find another way down.
Belki de buranın 5 dakika ilerisinde aşağı inmek için bir yol bulabiliriz.
Well, if they think we're listening, they might be communicating another way.
Dinlediğimizi düşünüyorlarsa başka bir yol ile iletişim kuruyorlardır.
But I found another way.
Ama diğer yolu buldum.
There is another way Billy could have found me at Smithfield last night.
Dün gece Billy'nin Smithfield'te beni bulabilmesinin başka yolu yok.
We can't just hop the fence, which means we got to find another way in.
Çitlerden atlayamayız, yani başka bir giriş yolu bulmalıyız.
Is there another way to dangle someone out of a window?
Birini camdan sallandırmanın başka bir yolu var mı?
But there's another way to it.
Ama yapmanın başka bir yolu var.
No. That would just make me lose face in another way.
Bu da beni bir diğer açıdan kötü gösterir.
We'll just have to find another way to fix the Mark.
Mührü yok etmek için başka bir yol bulacağız.
- We'll figure out another way.
- Başka şekilde çözeceğiz.
We will find another way, Sam.
Başka bir yol bulacağız Sam.
There's another way to save her.
Onu kurtarmanın başka bir yolu var.
- We'll find another way out.
- Başka bir çözüm arayacağız.
Come! I know another way in.
Gel, başka bir yol biliyorum.
- There's another way.
- Başka bir yol var.
Because it seems like he thought of another way to kill you. At another place.
Görünüşe göre, seni başka şekilde ve başka bir yerde öldürmek istiyor.
Let's find another way in.
İçeri girmek için başka bir yol bulalım.
Okay, and if this was all Just another way to extend your stay here, You're out of luck, and you're out of time.
Tamam, burada kalışını uzatmanın başka yolunun tümü buysa, şansın ve zamanın doldu.
You find another way to shut this down.
Bunu kapatmak için farklı bir yol bulacağız.
Let me put it another way, David.
Başka bir yolu yok David.
Let me put it another way.
Başka bir şekilde söyleyeyim.
We decided it was best for them to go another way.
Onlar için başka bir yönden gitmenin daha iyi olacağına karar verdik.
There's another way into the Void.
Boşluğa girmenin başka bir yolu var.
Tell Charlotte to find another way.
Charlotte'a başka bir yol bulmasını söyle.
Surely there's another way to rescue my friends.
Eminim dostlarımı kurtarmanın başka bir yolu vardır.
I wish there was another way.
Keşke bunun başka bir yolu olsaydı.
Charlie, like I said before, if you don't feel safe, we'll pull you out right now, and find another way...
Charlie, dediğim gibi, güvende hissetmiyorsan seni hemen şu an çıkartıp, bir yolunu buluruz.
I mean, otherwise freedom's just another way of being alone.
Aslında, farklı bir şekilde, özgürlük yalnız kalabilmenin başka bir yoluydu.
We regroup, and we find another way to stop Black Dagger.
Tekrar gruplaşıp Black Dagger'ı durdurmanın başka bir yolunu bulacağız.
There must be another way.
- Başka bir yolu olmalı.
You'll have to find another way.
Başka bir yol bulmalısınız.
We're gonna need another way off.
Başka bir araca ihtiyacımız olacak.
Somewhere there's another way out.
Demek ki bir yerde başka bir çıkış var.
I know someday I'm gonna lose you to another woman, and I'll find a way to be okay with it.
Bir gün seni, başka bir kadına kaptıracağımı biliyorum. Bununla baş etmek için bir yol bulacağım o zaman.
One way or another.
- Öyle ya da böyle, bir şekilde bitirecekti.
There is another way.
Başka bir yol var.
Because everyone, in one way or another, has left you or hurt you.
Çünkü hepsi er ya da geç ya seni terk ediyor ya da incitiyordu.
Well, one way or another, you just figure it out.
Şey, öyle ya da böyle bir çaresine bakıyorsun.
There's no way for there to be another child.
Etrafta başka bir çocuk olması mümkün değil.
You survive the diner chili, and it's the waitress that kills you! But I can tip another way.
Ama bahşişi başka şekilde verebilirim.
I'm on my way to some fundraiser. Another five dollar piece of chicken for 50,000 a plate.
Bir sosyal etkinliğe gidiyorum da 50 bin dolarlık tabakta 5 dolarlık tavuk yiyeceğim yine.
One way or another.
Öyle ya da böyle.
And, uh... there's another hundred for you if you find your way back to my room.
Ve, uh... eğer odamı bulabilirsen Senin için birkaç yüzlüğüm var.
Look, I have another kid on the way.
Bakın, bir tane daha çocuğum olacak.
wayne 745
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
ways 66
wayland 30
waylon 24
way to go 1028
way off 17
way ahead of you 120
way too much 31
way ticket 45
way up 26
way better 36
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21
way i see it 33
way too long 22
way down 31
way trip 38
way mirror 27
way back 82
wayward pines 19
way tie 16
way out 21
way i see it 33
way street 165
another 624
another one bites the dust 21
another one 540
another round 104
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another life 37
another 624
another one bites the dust 21
another one 540
another round 104
another day 137
another time 384
another guy 19
another beer 33
another life 37