Couldn't hurt translate Turkish
601 parallel translation
I couldn't hurt anyone - look at me.
Ben kimsenin canını yakamam - baksanıza bana.
Why, Queenie, I'd rather lose my pipes so I couldn't sing and go lame so I couldn't dance than to hurt Hank.
Hank'i inciteceğime sesimi kaybedip şarkı söylememeyi ve ayrıca topal kalıp dans edememeyi yeğlerim.
I couldn't hurt you either.
Ben de sana zarar veremem.
Couldn't hurt that tyre.
O lastiğe bir şey olmaz.
A little constitutional couldn't possibly hurt.
Biraz yürüyüş yapmanın zararı olmaz.
I couldn't bear to hurt him like that.
Canı yansın istemiyorum.
- That bicho couldn't hurt me.
- O böcek beni incitemez.
You couldn't hurt a fly, Bertram.
Sen bir sineği bile incitemezsin, Bertram.
Even if I wanted to, I couldn't hurt you now.
İstesem bile sana zarar veremem.
He was hurt so badly, he couldn't say anything.
Öyle kötü yaralanmış ki ses bile çıkaramamış.
I couldn't hurt him by not using it.
Kullanmadan edemedim.
You had no reason to kill him. He couldn't hurt you none.
Onu öldürmek zorunda değildin O sana birşey yapmadı.
Nick Benko paid me to make people think you couldn't be hurt.
Nick Benko, yenilmez olduğuna inandırmam için tuttu beni.
Couldn't be I touched you where it hurt, could it, Payte?
Yarana dokunuyor olamam, değil mi Payte?
It wasn * t Andre. I couldn * t have hurt Andre.
O Andre değildi. Andre'ye asla zarar veremezdim.
I couldn't bear to hurt you.
Fakat mecburum.
You couldn't have been hurt like that in bed.
Yatağında olsaydın böyle yaralanmazdın.
I couldn't hurt you.
Seni incitemezdim.
You couldn't hurt me.
Sen üzemezsin beni.
You talk tough but couldn't hurt a fly.
Siz bir karıncayı bile ezemezsiniz ama, gene de kabadayılık taslıyorsunuz.
They couldn't hurt Jules or Gilberte... who belonged to the past and who each played the same role.
Jules acı çekmemeliydi, Gilberte de. Onlar geçmişin değişik meyveleriydiler. Simetri ve denge unsurlarıydılar.
- It couldn't have hurt.
- Acıdı mı? - Çekil yolumdan.
Not really, but I imagine a little opposition in the government couldn't hurt.
Haklısın, ama içeriden biraz muhalefetin hükümete bir zararı olmaz diye düşünüyorum.
I... I want you to know, he couldn't hurt me.
Ben bana zarar veremediğini bilmeni istiyorum.
Couldn't hurt to just fire up the instruments.
- Enstrümanları öğrendik
- It couldn't hurt.
- Canımız yanmaz.
We couldn't hurt it with an axe and when run over, it was unharmed.
Balta ile ona saldırmamıza ve üzerinden arabayla geçmemize rağmen zarar görmedi.
You couldn't hurt me.
Sen beni incitmezsin.
Even I couldn't say why I attacked Diaz. At that moment I'd hurt the one who had done most for me.
Diaz'a neden saldırdığımı söyleyemesem de o sırada bana çok emeği geçmiş birine zarar verebilirdim.
- It couldn't hurt.
- Olabilir.
It couldn't hurt so much, one drink.
Bir içkiden zarar gelmez.
It couldn't hurt us.
Bize zarar veremedi.
He couldn't hurt a fly.
Bir sineğe bile zarar veremez.
You see, Miss Chandler just couldn't think of anybody who might have wanted to hurt Jean Davis.
Görüyorsunuz, Bayan Chandler Jean Davisi incitmek isteyebilecek birini düşünemiyordu.
It couldn't hurt.
Bir zararı olmaz.
You see, Miss Chandler just couldn't think of anybody who might have wanted to hurt Jean Davis.
Miss Chandler Jean Davis'i incitecek birini düşünemiyor.
It couldn't hurt any worse than this does.
Boynumu kırmış olsaydım bile şimdiki kadar acımazdı herhalde!
He couldn't hurt anyone.
Hiç kimseyi incitemez.
MMM, HURT SO BAD SHE HAD TO WHISPER AND SHE COULDN'T TALK.
O kadar acıdı ki, fısıldamak zorunda kaldı, konuşamadı.
Couldn't hurt, sir. ( IN GERMAN )
Sorun olmaz, Efendim.
Couldn't hurt.
- Canını acıtmazlar.
So you couldn't be hurt by any particular one?
Böylece, özel biri tarafından incitilemeyecek miydin?
My back hurt. I couldn't practice.
Sırtım ağrıdığı için yeterince çalışamıyordum.
You couldn't hurt Cy, and now you send us off, knowing that without you, the fuel will last twice as long.
Cy'a zarar veremedin ve şimdi de sen olmadan yakıtın 2 katı uzun yeteceğini bildiğin için bizi gönderiyorsun.
Those yahoos couldn't hurt Lasso Leonard James!
O serseriler Kementçi Leonard James'e bir şey yapamaz!
Couldn't hurt.
Ziyanı olmaz.
You couldn't even hurt a fly.
Karıncayı bile incitemezsin.
Even a gifted director couldn't hurt it.
En iyi yönetmen bile bu oyuna laf etmez.
And then he told me that if I didn't continue to have relations with him... that he was gonna tell you, and I couldn't let anyone hurt you.
Sonra da onunla ilişkiye girmeye devam etmezsem sana diyeceğini söyledi. Kimsenin seni incitmesine izin veremezdim.
I couldn't understand why nothing really hurt... why I never felt really happy.
Neden gerçekten hiçbir şeye üzülemiyor,.. ... neden gerçekten mutlu hissedemiyordum.
And, you know, this piano couldn't be hurt.
Ve biliyor musun, Bu piyanonun zararına olmayacak.
hurt 179
hurts 119
hurting 20
hurt me 62
hurts like hell 20
hurt you 34
hurt them 18
hurt him 32
hurtful 19
hurt her 20
hurts 119
hurting 20
hurt me 62
hurts like hell 20
hurt you 34
hurt them 18
hurt him 32
hurtful 19
hurt her 20
could 243
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
couldn't be better 98
could you do it 21
could be more 16
could i ask you something 32
couldn't 72
couldn't agree more 58
could you give me a hand 26
could you say that again 20
could you repeat that 46
couldn't be better 98
could you do it 21
could be more 16
could i ask you something 32