English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ O ] / One more to go

One more to go translate Turkish

501 parallel translation
One more to go. I'll take the first one.
Bir tane kaldı.ilk ben giderim.
ONE MORE TO GO.
Geriye kaldı bir.
And one more to go.
Ve bir tane daha.
One more to go!
Bir tur daha!
One more to go.
Bir kez daha.
One more to go, Daddy!
1 tane kaldı baba!
One more to go. Ah, yes... What a great smell.
Bir tane daha lazım.
One more to go. Yes.
Evet.
- One more to go.
- Tamamdır.
Just one more to go.
Sadece bir kat daha kaldı.
One more to go, then it's up to you.
Bir tane kaldı, ondan sonrası sana bağlı.
One more transport to go, Alex, and you've pulled it off.
Bir nakil daha bitti Alex, başardın.
I told her if she said one more word, I would go to America, even if I did not want to go
Bir tek kelime daha edersen, Amerika'ya giderim dedim, gitmeyi istemesem bile.
One more, Samarra, one more, and then I'll go to bed.
Bir daha, Samarra, bir daha, daha sonra yatağa gideriz.
We won't go out any more than we have to, but there's one thing we should arrange, whether Mother comes here or the boys go and stay with her.
Gerekmedikçe dışarı çıkmayacağız, ama bir şeyi ayarlamalıyız. Ya annem gelsin, ya da çocuklar ona gitsin.
If I have to stay in this room one more minute, I'm gonna go raving mad.
Eğer bu odada bir dakika daha kalmak zorunda kalırsam, keçileri kaçıracağım.
This country is so dang big a man just gets used to moving around, so one day I got tired of watching the sun go west but I ain't itching'no more.
Bu ülke çok sıkıntılı, artık dönmek istiyorum. Bir günün akşamında Güneş batıya doğru gidiyordu ve ben sadece izledim. Ama artık özledim.
We'll make one more sweep down to the mouth of the river, and then go home. Four bogies at 3 : 00, Cobra Leader.
Nehrin ağzını bir kez daha tarayacağız sonra eve döneceğiz.
Because if you don't and I catch any of you doing any more brawling in my territory I'll beat every one of you and see you go to the can and rot there!
Çünkü bir tanenizi bile burada patırtı yaparken yakalarsam eşek sudan gelinceye kadar döverim ve çöplüğe atar çürümesini izlerim.
More of them in barrack number one need to go.
Diğer barakalara da haber ver, orada ki hastalar da...
So if you'll go along with my masquerade of a reporter from one of our more esoteric crime magazines, I'd be most awfully grateful to you.
Onun için özel cinayet haberleri veren bir derginin muhabiri hüviyetimi bozmazsanız çok müteşekkir olurum.
I've just one more thing to attend to, then I'll stop this gallivanting, and go to bed and wait.
İlgilenmem gereken bir konu kaldı, sonra bu serüveni bitireceğim... -... yatıp bekleyeceğim.
- Six. Just one more trip to go, but I'm afraid it'll be the longest one.
Son bir sefer daha kaldı, ama korkarım bu en uzunu olacak.
Although there's one more World Championship race to go at Monza in Italy the result here at Brands Hatch is very important to both these men.
Şampiyonanın son yarışı İtalya Monza'da yapılacak olmasına rağmen Brands Hatch'te alınacak puanlar bu iki pilot için çok önemli olacak.
I still got one more wish to go, you know.
Hâlâ bir dileğim var biliyorsun.
Unless you'd like to go around one more time.
Eğer bir kere daha dönmek istemiyorsan.
One more lap to go!
Bir tur kaldı!
Made up for one lap... turning this track at almost record speed... to take over the lead with only three more laps to go.
Bitişe üç tur kala... en öne geçmek için... neredeyse rekor bir hıza ulaşarak açığı kapadı.
One more lap to go.
Son tur.
I joined the Austrian Army to go to war. But no one makes war any more.
Savaşmak için, ama artık kimse savaşmıyor.
One more thing we promised to do before we go back and turn into a couple Vandergelders.
Birer Vandergelder olmadan önce yapmaya söz verdiğimiz bir şey var.
And that unless some constitutional reformation be brought about we would as well go back to our homes and our farms as pursue this mockery of a government one more day.
Ve bazı anayasal reformlar yapılmayacak olursa bu hükümet maskaralığını bir gün daha sürdürmektense evlerimize ve çiftliklerimize döneriz.
Go over the plans to the mansion one more time.
Malikane planlarının üzerinden bir kez daha geçelim.
As the first hours would go to be dominated by the mines, more than half million, placed for the Germans, the offensive one had the code name "Foot-Light Operation", a joke of bad taste.
Çünkü savaşın ilk saatlerinde Almanlarca döşenen yarım milyona yakın mayın belirleyici olacaktı. Saldırıya Çevik Operasyonu adı verildi. İcra ediliş şekliyle oldukça uyumlu bir isimdi (!
I mean, it's one thing to just go and trade one guy for another one... when you got a guy that's joined up that's gonna keep on sending you more stuff...
Biri karşılığında bir başkasını vermek ayrı suçlular hakkında sürekli bilgi verecek birini bulmak ayrı.
- One more glass to Go with a pike head?
- Turnayla bir kadeh daha uyar mı? - Oh, hayır!
Yeah, I'd like to go home, and I'm going home, cos I'll tell you one more goddamn thing!
Eve gitmek hoşuna gidecektir, gitmek istemez misin? Eve gitmek hoşuma gider. Evet, eve gitmek hoşuma gider ve eve gidiyorum.
This is it. One more to go.
Bir tane daha lazım.
But now that the resources that General Tojo boasts that they would go to gush out of its conquests, they were more close to the deep one of the sea of what of Japan, what it went for Japan not it arrived for the war machine.
Ancak artık, General Tojo'nun böbürlendiği kaynaklar, avuçlarından kaymakta Japonya'ya çok da yakın olmayan okyanusun altında kalmaktaydı. Savaş çarklarını döndürmek için yeterince mal tedarik edilemiyordu.
We had one hour and stocking, a little more, to go in formation in one pretty night on the Pacific with the moon and clouds that seemed pompons.
Önümüzde, güzel bir Pasifik gecesinde mehtaplı ve ponpon şeklindeki, pudra ponponu şeklindeki bulutlarla harekete hazır bir şekilde gidilecek, yaklaşık bir buçuk saatlik yol vardı.
To try to find one man... with nothing more to go on than a page from an old journal...
Elinizde eski bir günlük sayfasıyla bir adamı bulmaya çalışıyorsunuz.
This painting which is called Night makes such demands on one's ability to guess that few people go to the trouble of studying it more closely.
Gece denilen bu resim onu daha yakından inceleme derdine düşen birkaç kişinin ressamın yeteneği hakkında bu tarz sorgulamalarına yol açar.
Listen, why don't you go to one of them other camps? Maybe they're hiring more there.
Diğer kamplardan daha fazla alan olabilir.
We could go to one, but I think working is much more fun.
İsterseniz izlemeye de gidebiliriz ama bence çekmek daha eğlenceli.
UH, ONE MORE THING, FAIRCHILD : I'M CERTAIN THE GOVERNMENT WILL GO TO UNBELIEVABLE LENGTHS
Eminim ki hükümet bunun gizli kalmadı için uğraşacaktır.
We're going to go through it one more time, boys.
Bir kere daha baştan alalım.
Yeah, we got to go up one more.
Evet, bizim biraz daha yukarı çıkmamız lazım.
Well, I guess I'd better get one more just to make sure it's safe to go home.
Eve sağ salim gitmek uygun mu diye bir tane daha alsam iyi olacak.
There's another side that, like, wants to take more, that wants to go that one more round, because by goin'that one more round when you don't think you can,
Başka bir yönü, sanki, daha fazla isteyen, bir raund daha devam etmek isteyen, çünkü yapamayacağını düşündüğün zaman bir raund daha devam etmek,
Listen, I say we go to Bateman one more time.
Bak, bence bir kez daha Bateman'a gidelim.
- Just one more dune to go.
- Sadece bir kumul kaldı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]