About a week translate Turkish
1,768 parallel translation
The patient confessed to the murder and was brought in about a week ago.
Hasta, bir hafta önce işlenen cinayeti itiraf etti.
About a week later, this frat boy comes up and he says to me :
Bir hafta sonra, o geri zekâlı çocuk gelip bana şöyle dedi :
Took her about a week before she wasted away to nothing, just kicking and screaming.
Bir hafta sürmedi, eriyip gitti. Çığlıklar atarak öldü.
Until about a week ago, he was driving by my house a couple of time.
Bir hafta öncesine kadar, birkaç kez evime arabayla geldi.
Looks like he's been dead about a week.
Görünüşe göre yaklaşık bir haftadır ölü.
I tormented myself for about a week.
Bir hafta kadar kendime eziyet çektirdim.
About a week ago
Bir hafta önce
- About a week.
- Bir hafta kadar.
That would still be true after about a week, several weeks, several months, maybe even a couple of years, everything would still be running normally.
Bu aynen bu şekilde, bir hafta... Birkaç hafta, birkaç ay,... hatta herşey normal çalıştığı sürece belki birkaç yıl devam edebilir.
Hes here, he arrived from Madrid about a week ago.
Burada, Madrid'den geçen hafta dönmüş.
We received an anonymous tip about a week ago that we traced to a pay phone outside the dive shop on the pier.
Bir hafta önce, isimsiz bir ihbar aldık. İhbarın, iskeledeki bir dalış dükkanındaki ankesörlü telefondan geldiğini tespit ettik.
About a week into it I was exhausted from rehearsing morning till night and I was fast asleep...
Yaklaşık bir hafta içinde sabahtan gece yarılarına kadar prova yapmaktan bitkin düştüm ve hemen uyuya kalıyordum...
So I called him up about a week later and, uh, took him to lunch and I showed him a picture of, uh... of a girl that they had killed, you know.
Bir hafta sonra onu tekrar aradım... ve onu yemeğe çıkartıp, şu çetenin öldürdüğü kızın resmini gösterdim.
About a week ago, I heard the angels talking... About you...
Yaklaşık bir hafta önce meleklerin senin hakkında konuştuklarını duydum.
He showed up about a week ago.
Yaklaşık bir hafta önce geldi.
Temp agency sent her over about a week before you got here.
Sen gelmeden bir hafta önce başladı.
- For about a week.
- Bir hafta.
Liza Carpenter signed in two weeks ago, and Dante Gunther, about a week after that.
Liza Carpenter iki hafta önce imza atmış. Dante Gunther'sa ondan yaklaşık bir hafta sonra.
I don't know. About a week ago.
Bir hafta kadar önce.
Billy disappeared, I don't know, about a week ago.
Billy bir hafta falan önce ortadan kayboldu.
And if it's headed the right way, Southern California is almost guaranteed to have a major swell about a week later.
Bir hafta sonra Güney Kaliforniya'da da büyük kabarmalar olacağı kesin gibidir.
I haven't slept... in about a week.
Bir haftadır uyumuyorum.
Apparently, about a week ago.
Sanırım bir hafta önce.
Apparently, about a week ago.
Neredeyse bir hafta oluyor.
The other deposit stayed in her own account about a week, and it got moved to a shell corporation.
Kalanı ise yaklaşık bir hafta kendi hesabında beklemiş. Sonra bir paravan şirkete gitmiş.
There was something about a week ago.
Bir hafta kadar önce bir şey oldu.
About a week ago, the military attached of the Republic ot Gavel's embassy... commissioned him to attack the upcoming secret meeting.
Yaklaşık bir hafta önce, Gavel Cumhuriyeti elçiliğiyle işbirliğindeki ordu, onu gizli toplantıya yapılacak olan saldırı yapması için tutmuş.
I actually lost sight of my feet about a week ago.
Kitty, sorun değil.
But you're fucked as soon as you think about how next week you need a new way to humiliate Talis, and how you really want to go to school and not to work.
Ama çalışmadan gerçekten okula gitmek istiyorsan Talis'i kerizlemek için gelecek hafta yeni bir yol bulman gerekiyor.
You approached Sam at a cooking class which costs more than you earn all week. And then you happen to mention a sad story about Raul?
Sen Sam'la aşçılık sınıfında yakınlaştın çünkü bütün hafta kazandığından daha ucuza işi halledecektin ve sonra üzücü hikayeyi Raul'e anlatacaktın?
I hadn't even thought about it until a week ago.
Bir hafta öncesine kadar aklımın ucunda bile yoktu.
Um, owen and i actually went to a lecture about it last week, an incredibly informative- -
Geçen hafta Owen'la bununla ilgili bir konferansa gittik.
Oh, he takes home about five hundred a week.
Oh, haftada yaklaşık 500 getirir eve.
And then a week later, to talk to me about the papers on my guys in the kitchen.
Ve bir hafta sonra, mutfakta çalışanların evraklarıyla ilgili konuşmaya geldiler.
Your cash sales will be about 2,000 a week.
Kazancın haftada 2000 civarında olur.
Before you passed out last week, you said something about models, something about a photo shoot not beginning on time.
Geçen hafta gitmeden önce modeller hakkinda bir sey söyledin. Zamaninda çekilmemis bir fotografla ilgili birsey.
I don't know if Paul told you, but I, I run a shelter for battered women, and... it's also a center for youths at risk, and Rosie volunteers there about four times a week.
Paul sana söyledi mi bilmiyorum ama, şiddete maruz kalan kadınlar için bir sığınak kurdum. Burası aynı zamanda zor durumdaki gençler için bir merkez. Ve Rosie haftanın 4 günü orada gönüllü olarak çalışıyor.
You know, last week, uh... when you were here, you had a legitimate concern about Rosie when she disappeared for a day.
Geçen hafta buradayken Rosie bir gündür ortalarda olmadığı için haklı endişeleriniz vardı.
I tell you about my week, you find a way to make me feel miserable, to make my childhood seem like a nightmare, to make my marriage look like a sham, so sorry, forgive me, but I'm actually through talking about my week.
Çocukluğumu kabus gibi gösteriyorsun, evliliğimi yapmacık gibi görüyorsun, yani üzgünüm, bağışla ama bunun hakkında konuşmayı istemiyorum.
Actually, next week I would like to make inquiries about being placed to a new family.
Aslında, gelecek hafta yeni bir ailenin yanına geçmek için araştırma yapacaktım.
I overheard a couple of the guards talking about a break-in at the on-site pharmacy here last week.
Bir kaç korumanın buradaki eczaneye geçen hafta zorla girildiğinden bahsettiğini duymuştum.
My street troops have been getting signals in the past week that someone is about to make a very big move, as early as friday evening.
Sokaktaki adamlarım son haftalarda birisinin çok büyük bir harekete geçeceği hakkında sinyaller alıyorlardı, cuma akşamına doğru.
- A banker was complaining about some electrical problems at his pad for like a week.
Evet, bankacı haftalardır evindeki elektrik probleminden şikayet ediyormuş.
You think I give a rat's ass about what happened to you last week?
! Fare'nin kıçı kadar önem veriyor muyum sanıyorsun?
It's a by-week, so they're just trying to find something to talk about.
Hafta içi konuşacak bir şeyler bulmaya çalışıyorlar.
Somebody told me about an agency where I could work five to 10 hours a week, nights and, uh, make 10 to 15,000 dollars.
Biri bana bir ajanstan söz etti. Haftada beş ila on saat geceleri çalışıp 10-15 bin dolar kazanabileceğimi söyledi.
I've worked out a budget. I think £ 70 a week is about right.
Şimdi, bir bütçe çıkardım ve sanırım haftada 70 pound yeterli.
I've been thinking a lot about last week and about how Pratt wouldn't let me get on that ambulance.
Geçen haftayı çok düşündüm. Pratt'in o ambulansa binmeme nasıl izin vermediğini.
Over the week, I had gotten used to doing cheerleading around a bunch of other cheerleaders, but, when I thought about getting up in front of a real audience, my stomach was the one doing back flips.
Hafta boyunca, bir grup amigoyla bu tip şeyleri yapmaya oldukça alışmıştım, ama, gerçek seyircilerin önüne çıkacağımı düşünmeye başladıkça, midem tuhaflaşmaya başlamıştı.
Now, what I'm curious about is how you were able to go an entire week without knowing a member of your staff was there.
Şimdi benim anlamadığım bir hafta boyunca bir çalışanının orada olduğunu nasıl fark edemedin?
You know, just last week I was talking to zelenka about trying to reverse-engineer a daedalus beaming system for the jumpers.
Geçen hafta Zelenka'yla Deadalus'un ışın sistemini Jumper'lara uyarlamak hakkında konuşuyorduk.
about a week ago 65
about an hour ago 126
about a year ago 138
about an hour 78
about a month ago 113
about a 36
about a year 76
about anything 85
about all of it 20
about a month 35
about an hour ago 126
about a year ago 138
about an hour 78
about a month ago 113
about a 36
about a year 76
about anything 85
about all of it 20
about a month 35
a week later 116
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
a week 696
a week or two 16
a week ago 218
week 129
weekly 26
weeks 936
weekend 28
weekends 49
weeks pregnant 49
weeks later 21
weeks ago 149
week anniversary 20
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
weeks ago 149
week anniversary 20
about 2987
about last night 149
about yesterday 53
about this morning 24
about me 284
about damn time 21
about it 81
about you 267
about you and me 17
about what 2516
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about your dad 25
about your 17
about you and me 17
about what 2516
about time 287
about yourself 16
about that 749
about your mother 24
about the wedding 20
about your dad 25
about your 17