English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Forgetting

Forgetting translate Turkish

3,194 parallel translation
Forgetting?
Unutmak?
Seeing you for the first time, I'm forgetting who I am. [chuckles] yeah.
Seninle ilk kez karşı karşıya gelip seni ilk kez gördüğüm için kim olduğumu bile unutmuş durumdayım.
I'm forgetting something.
Unuttuğum bir şey var.
Josh, aren't you forgetting something?
Josh, bir şey unutmuyor musun?
But I keep forgetting her face.
Ama yüzünü hala unutamıyorum.
Dude, we're forgetting something important.
Kanka, çok önemli bir şeyi unutuyoruz.
Aren't we forgetting the most serious issue here?
Burada asıl önemli olan şeyi unutmuyor muyuz?
- Aren't you forgetting something? - Oh.
Bir şeyi unutmuyor musun?
The knife that waits years without forgetting then slips quietly between the bones.
Unutmadan yıllarca bekleyen ve kemiklerin arasına sessizce giren bir bıçak.
And not forgetting, never forgetting Polly.
Unutmam, nasıl unuturum Polly.
I think you're forgetting who's in charge here, boy.
Burada kimin yetkili olduğunu unutuyorsun evlat.
And so, I do this forgetting thing.
Ve böylece, bu unutma şeyini yapıyorum.
I keep forgetting about that.
Bunu yok saymaya devam ediyorum.
In the end, I did end up forgetting Theresa... and Doris and Allison and Sheila and Adrienne... and... and all of them.
Sonunda, Theresa'yı unutmayı başardım... ve Doris'i ve Allison'ı ve Sheila ve Adrienne'i... ve... ve hepsini.
Forgetting Beth would not be easy at all.
Beth'i unutmak hiç kolay olmayacaktı.
Is this helping you with your forgetting thing?
Bu unutmana yardımcı oluyor mu?
Of forgetting Beth, forgetting Adrienne... and especially forgetting Jamie.
Beth'i unutmanın, Adrienne'i unutmanın... ve özellikle Jamie'yi unutmanın.
I think you may be forgetting to report an American citizen.
Amerikan vatandaşlarının burada olduğunu unutuyorsun.
We as a culture- - we're forgetting that we are actually natural organisms and that we have this very, very deep connection and contact with, and contact with nature.
Medeniyet olarak aslında doğal canlılar olduğumuzu ve doğayla çok derin ilişkilerimizle bağlantılarımız olduğunu unutuyoruz.
Seems like you're forgetting who's holding the gun.
Silahın kimde olduğunu unutmuşa benziyorsun.
Forgetting something?
Bir şey unutmadın mı?
- We will probably end up forgetting.
- Eninde sonunda da unutacağız.
Yeah, but you guys are forgetting the most important part.
Evet, ama en önemli konuyu unutuyorsunuz.
I'm forgetting what it's like to actually be in a band.
Bir grup olmanın nasıI olduğunu iyice unuttum.
- Sensitive, indeed. - But what Riley seems to be forgetting is she doesn't have a fucking say in our family!
Ama belli ki Riley'nin unuttuğu şey ailemizde konuşma hakkının olmadığı!
Don't worry, I'm always forgetting mine.
Üzülme, ben de sürekli unutuyorum.
- Mother, I think I'm forgetting something.
- Anne, sanırım bir şey unuttum.
I think I'm forgetting something.
Bir şey unuttuğumu düşünüyorum.
You forgetting something?
Bir şey unutmadın mı?
I worry about forgetting.
Unutmaktan korkuyorum.
I'll be off, unless there's anything else I'm forgetting?
Ben gideyim. Unuttuğum başka bir şey var mı?
How about you're forgetting 25 percent more genius?
Yüzde 25'lik akıI küpünü unutma.
Am I forgetting anything?
Unuttuğum bir şey var mı?
You know, I understand forgetting your phone or your keys or forgetting to turn off the curling iron, but your own baby?
Biliyor musun, Anlıyorum... Telefonunu ya da anahtarlarını unutursun ya da saç maşasını kapatmayı unutursun, ama kendi bebeğini?
Forgetting you were an Army man yourself.
Sizin de askeriyeden olduğunuzu unutuyorum.
You're forgetting the Official Secrets Act.
Devlet sırlarını unutuyorsunuz.
What part of "no killing" do you keep forgetting?
Kan dökülmeyecek lafının neresini anlamadın?
- Er, aren't you forgetting something? - Eh?
Bir şey unutmadın mı?
Oh! Silly me. I am always forgetting things.
Ne kadar şapşalım, hep bir şeyleri unutuyorum.
Are you forgetting who you are, Jesse, okay?
Kim olduğunu unutuyorsun, Jessie.
Yeah, am I forgetting something?
Bir şey unuttum mu?
Oi, mate, forgetting something?
Dostum, bir şey unutmadın mı?
I was forgetting the date!
Az kalsın tarihi unutuyordum!
It's just his memory seems to be... Forgetting conversations.
Görünüşe göre hafızası konuşulanları unutuyor.
Aren't you forgetting something? Oh, right.
- Bir şey unutmuyor musun?
I was his family, and I'm forgetting him.
Ben ailesi, ve ben onu unutmadan.
JANFamed fashion icon Yves Saint Laurent once said that elegance is forgetting what one is wearing.
Jan Famed moda ikonu Yves Saint Laurent bir keresinde, zarafetin, kişinin ne giydiğini unutmak anlamına geldiğini söylemişti.
Are you forgetting you said it would kill our business?
O mektubun işimizi mahvedeceğini söylediğini unuttun mu?
I'm trying to think of what we're forgetting to bring.
Yanımızda ne götürmeyi unuttuğumuzu bulmaya çalışıyorum.
♪ But he keeps on forgetting ♪ ♪ What he wrote down ♪
Ama yazdıklarını unutmaya devam ediyor
- You keep forgetting to buy a boat.
- Bizi tekne almayı unuttuğundan olmasın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]