Good luck with that translate Turkish

Good luck with that.

Kolay gelsin.

Good luck with that.

Şanslıysak.

Good luck with that.

Size bu konuda iyi şanslar.

- good luck with that.

İyi şanslar.

Well, hey, good luck with that.

İyi şanslar.

Good luck with that, brother.

Allah yardımcın olsun, kardeşim.

- Good luck with that.

- Sana bol şans o zaman.

- Good luck with that.

İyi şanslar.

Well, good luck with that.

Sana iyi şanslar o zaman.

Well, good luck with that You were born in international waters.

Sana iyi şanslar çünkü sen uluslararası sularda doğdun.

- Good luck with that shit.

O işte iyi şanslar.

- Good luck with that.

- Sana iyi şanslar.

Yeah, good luck with that.

Evet, şansın çok olsun.

Well, good luck with that.

İyi şanslar.

- Good luck with that

- Sana bol şans.

No, no... Thank you very much for your time, miss davis, and good luck with that inspection.

Hayır zamanınızı aldık teşekkürler, Miss Davis, ve teftiş için iyi şanslar.

Good luck with that.

Bol şans.

- Well, good luck with that, doc.

- Güzel sana iyi şanslar doktor.

- We can handle this. - Good luck with that.

- Biz halledebiliriz.

Good luck with that deal.

- O anlaşmayı unut.

Good luck with that.

iyi şanslar.

Well, good luck with that.

Şey, sana iyi şanslar.

Well, good luck with that.

İyi şanslar o zaman!

Hey, good luck with that girl.

Şu kızla iyi şanslar.

Well, good luck with that.

İyi şanslar öyleyse.

- I dont really like these family reunions, but good luck with that.

- Böyle aile toplantılarından hoşlanmam ama faydalı.

Good luck with that.

Sana iyi şanslar.

Good luck with that.

Size kolay gelsin.

- Good luck with that, buddy!

- Şansınız açık olsun dostum!

Yeah, good luck with that.

Yeah, onlara iyi şanslar

Good luck with that.

Sana bol şans.

Well, good luck with that.

Pekala, sana iyi şanslar.

Good luck with that one.

Becerebilirsen açıkla.

Well, good luck with that.

Peki, sana iyi şanslar.

But della? Good luck with that one.

Ama Delia sana iyi şanslar

Well, good luck with that.

Şey, iyi şanslar.

Good luck with that one, big dog.

Bunda sana başarılar, büyük köpek.

Good luck with that.

Bunda bol şans.

YEAH, GOOD LUCK WITH THAT.

- Tamam, iyi şanslar.

Good luck with that, Bo.

İyi şanslar, Bo.

Well, good luck with that.

Kolay gelsin sana.

Good luck with that, Dennis.

Lemon'ı mı? Bunun için bol şans Dennis.

So... good luck with that.

Sana iyi şanslar.

- Good luck with that.

- İyi şanslar.

- Good luck with that.

- Onunla bol şans.

So good luck with that and we're gonna be here keeping New York really safe and fun for you when you come back.

Sana iyi şanslar, ayrıca sen geri döndüğünde New York'u güvende ve hoşça bulman için seni burada bekliyor olacağız.

Good luck with that, and I just want to say maybe sometime when you're out of town, and you're lonely in one of your hotel rooms, a certain Italian gentleman will turn up.

Bol şans dilerim. Ayrıca şunu söyleyeyim, belki şehir dışına çıktığın bir zaman, bir otel odasında yalnız başınayken, bir İtalyan beyefendisi kapında belirebilir.

Well, good luck with that.

- Size iyi sanslar.

And, uh... good luck with that elf thing.

Ve... O elf zımbırtısıyla iyi şanslar.

Good luck with that.

İyi şanslar.

Good luck with all that.

Tüm bu konularda iyi şanslar.