English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ H ] / He'll be here

He'll be here translate Turkish

1,683 parallel translation
Maybe less, but by then, he'll be out of here.
Belki daha az, ama, yine de onu burada tutmalıyız.
He'll be here tomorrow.
Yarın burada olacak.
Next week, he'll be here without fail.
Ama gelecek sefer gelecek.
He'll say, "l just never envisioned... " that dad wouldn't be here. "
Babamın olmayacağını hiç hayal etmedim diyecektir.
He's backstage, he'll be here.
O dönüyor, kuliste, burada olacak HAZİRAN 1968
"I used to be a fan of Andy's, but after his torrent of hate, if he thinks I'll ever his program again..." Here. "... he's having a laugh. "
Ancak onun sel gibi akan nefretinden sonra onun programını izleyeceğimi düşünüyorsa o kesinlikle'şaka yapıyor'olmalı. "
Anand will be free but he'll become.. ... the same person that he was when he came here.
Anand özgür olacak ama yine buraya geldiği günkü gibi olacak.
He'll be here soon.
Eminim birazdan burada olur.
Now, when you do he'll be sitting here.
İçeri girdiğinizde burada oturuyor olur.
That's why we'll make it look like we left so he wouldn't expect me to be here.
Hayır sadece ayrıldığımı bilsin istiyorum. Hala onu bekliyor olacağım.
He'll be here soon.
- Jin Man. - İpucu vermem.
- No. He'll be back here momentarily.
- Biraz sonra gelecek.
This way, if he calls... You'll be here.
Böylece, eğer ararsa burada olursun.
He'll be here in one hour.
Bir saat sonra burada olacak.
Since you're devastating people... tell Gob I'll be telling the cops it was him in the truck... so he'll be joining me here.
İnsanları hüsrana uğrattığından beri... Gob'a söyle, polislere kamyonettekinin o olduğunu söyleyeceğim. Böylece o da yanıma gelecek.
He'll be here any minute.
Birazdan burda olur.
Knowing Kelly, he'll be here.
Kelly'yi tanırım, gelecektir.
It'll be easier for him when he can get out of here.
Buradan çıkarsa daha kolay olacaktır.
He'll be here.
Burada olacak.
And I think once Zach finds out Paul's here, I've got a feeling he'll be back.
Paul'un burada olduğunu öğrenirse geri dönebilir.
- Well, what did he say? - He said he'll be here.
- Geleceğini söyledi.
He'll be here soon.
- Birazdan gelir.
- He'll be dead before they get here.
- Biri gelmeden ölmüş olur.
He'll be here.
Gelecek.
He'll be here, okay?
Gelecek, tamam mı?
He'll be here.
Mutlaka gelecektir.
Don't worry, he'll be here.
Endişelenme gelecektir.
He'll be here any minute. You all right?
Birkaç dakika içinde o burada olacak.İyi misin?
He'll be here. [Sighs]
Gelecek.
- He'll be staying here, too. - L-I don't think so.
- O da burada kalacak, Sanmıyorum.
- He'll be here!
- Burada olacak...
But McHugh's from here, so we think he'll be back.
Ama McHugh buralı ve biz onun buraya döneceğini sanıyoruz.
Here, and actual food will be eaten. And I'll make sure that he behaves himself.
Burada olacak, ve gerçek yemekler yenecek. ve onun nazik olacağından emin olacağım.
Once he's gone, you'll be stuck here for another five years.
O gittikten sonra, beş sene daha burada tıkılı kalacaksın.
He'll be here.
- Buraya gelecek.
Oh, I'm sure he'll be here soon.
Birazdan burada olacağına eminim.
Ok, you made it up here without passing out or vomiting, now just calmly and eleguantly explain that you can't open the door right now, and he'll be on his way.
Pekala. BayıImadan ve kusmadan buraya kadar gelebildin. Şimdi sâkin ve kibar bir şekilde kapıyı neden açamadığını anlat.
Listen here, man, homey here, you know, he's a little outta his mizzle, so I'm just saying, for just a little bizzle, if you let him up in this pizzle, he'll be all chizzle!
Dinle adamım, yanımdaki eleman, biraz kafadan kontak yani diyorum ki, sadece birazcık, yardım edip, buraya alsan, kıyak olacak.
I'm sure he'll be here any second now.
Her an burada olabilir.
Yeah, I'm sure he'll be here.
Eminim buralarda bir yerdedir.
I'm sure he'll be right here.
Birazdan geleceğinden eminim.
This means, he'll be here in the next 15 minutes.
Yani, 25 dakika içinde burada olacak.
Well, as long as you're here, he'll be yours.
Sen burada olduğun sürece, o senin olsun.
Just wait till we need him and he'll be here.
Bekleyin ve görün.
- He'll be here, I promise.
- Burada olacak, söz veriyorum.
- He said he'd be here, so he'll be here.
- Burada olacağını söyledi, olacaktır.
The police is already in his room. He'll be here tomorrow.
Polis odasına girdi çoktan.
- He'll be here in two minutes.
- İki dakikaya kadar burada olacak.
He'll be here when we come back.
Döndüğümüzde burada olacak.
He'll be here in an hour.
Gerçekten iyi olacağım.
He'll be here, you guys.
O gelecek, millet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]