English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I'm losing you

I'm losing you translate Turkish

845 parallel translation
You mean that you've been making money while I was losing it?
Yani ben para kaybederken sen para mı kazanıyordun?
I guess we fought a lot, but losing a job at a time like this is something you don't wish...
Sanırım çok kavga ettik, ama böyle bir zamanda işi kaybetmek... -... istenmedik bir şey.
You don't know how much money I'm losing. McKAY :
Para kaybediyorum.
Hey, Ma, do you think I'm losing my grip?
Aslına bakarsan, kendimden sıkıldım.
Now that it's too late for you to do anything about it I might as well tell you, this is one case I've enjoyed losing.
Artık bir şey yapman için geç olduğuna göre sana söylesem de olur, kaybetmekten zevk aldığım tek dava bu.
I asked you on board'cause I was sorry for you, on account of you losing your brother and all.
Sizi tekneye davet ettim çünkü size acımıştım, kardeşinizi kaybetmiştiniz.
- I'm losing and you want to eat.
Ben kaybediyorum burada, sen ise boğazını düşünüyorsun!
I suppose we'll be losing you to Hollywood now, Professor Bartlow.
- Sanırım artık sizi Hollywood'a kaybediyoruz, Profesör Bartlow
I'm losing my patience with you.
Sabrımı taşırıyorsun.
No. I'm losing my patience with you.
Sabrımı tüketiyorsun.
You see, I've never fought with a losing side.
Kaybedenlerle birlikte asla savaşmadım.
That only makes me realize I'm losing you.
Anladığım kadarıyla seni kaybediyorum.
You mean, you think I'm losing my mind?
Yani, sanıyorsun ki, aklımı kaybediyorum?
I think I'm losing you.
Sanırım seni kaybediyorum.
I must be losing my mind, talking to you like this.
Seninle öyle konuştuğum için çok pişmanım.
Leslie, I'm afraid you're fighting a losing battle.
Leslie, bence boşa kürek çekiyorsun.
If you treat me like a murderer just because I'm Japanese, you'll be losing the only friend you have.
Sırf Japon olduğum için bana katil muamelesi yaparsanız buradaki tek dostunuzu kaybedersiniz.
I'm not taking any risks, or losing any privileges'cause one of you bleeders kicks up a stink and gives the house a bad name.
İçinizden bir kahrolasının olay çıkarıp,.. ... böylece evin adını çıkararak imtiyaz kaybetme riskine giremem.
I guess losing Sara is what you might call a hazard of our profession.
Sanırım Sara'yı kaybetmenin bizim mesleğin bir tehlikesi olduğunu düşünüyorsundur.
You may say I'm losing it, but I have the bills here...
Kaybettiğimi söyleyebilirsin ama hesaplar burada...
If I lose to you, I'm losing to a master and I don't mind.
Eğer sana yenilirsem, bir ustaya yenilmiş olacağım. ve hiç umursamam.
- You think I'm losing my touch?
- Teması kaybettiğimi düşünüyorsun?
I was given the secret of eternal life and used it out of fear of losing you, Kallikrates.
Sonsuz yaşamın sırrını verdim.. ve seni kaybetmekten korkarak yaşadım, Kallikrates.
Now I understand, you're leaving... and knowing I'm losing you makes me aware of my difference
Şimdi gidişinle de, başka şeylerin farkına varıyorum. Seni kaybederek, yeniden farklılığımın ıstırabına gömülüyorum.
Now the pain of losing you... will cause a relapse more dangerous than the sickness I had... before this brief cure that your presence brought
Seni kaybetmenin acısıyla yaşamım, sana sahip olmadan önce içinde bulunduğum ve varlığınla bir nebze unuttuğum, eski halinden bile çok daha korkunç bir cehennem haline gelecek.
Somehow I always knew that you'd find out about it. I must have been mad to risk losing you for...
Seni kaybetme tehlikesine girdiğim için çıldırmış olmalıyım.
So you're getting married, and I'm losing my best friend.
Evleniyorsun, ben de en yakın dostumu kaybediyorum.
- I'm not afraid of losing you, I'm worried about you.
Seni kaybetmekten korkmuyorum, senin için endişeleniyorum.
I don't think I like the idea of losing you.
Seni kaybetme fikrinden hoşlanmadım.
No, I just think you don't like the idea of losing, that's all.
Hayır, ben yanlız kaybetme fikrinden hoşlanmazsın sanmıştım.
Do you think I'm losing my hair?
Saçım mı dökülüyor dersin?
How can I promise not to help if you are losing?
Eğer yeniliyorsan yardım etmeyeceğime nasıl söz verebilirim?
I'm finding myself and you're losing me
Ben kendimi buluyorum ve sen beni kaybediyorsun
If what I have just written failed to pass my lips in your presence. When I had repeated it a thousand times in my heart it was for fear of losing you forever.
Eğer şimdi yazdıklarımı yanında bir türlü söyleyemiyorsam,... yüreğimde bin kere tekrarlamama rağmen,... bu seni sonsuza dek kaybetme korkumdandır.
I think you may be losing cranial fluid.
Sanırım akan beyin sıvınız.
Ivan Loginovich, I'm losing my faith in you.
Ivan Loginovich, sana olan inancımı yitiriyorum.
- I'm losing you.
- Seni kaybediyorum.
I'm losing you!
- Ne demek istiyorsun?
It is not so much the pain of losing you, my dearest daughter... in the flower of your youth, that makes your loss more... than a father can bear... as the torment I suffer... at not knowing what monster was the cause of your death.
Seni kaybetmenin acısı, sevgili kızım, benim gençliğinin baharında kızım, o kadar önemli değil. Ölümünden sorumlu olan bu canavarı bilemenin bana verdiği azabı çekmek ; işte bu, senin acını, bir babanın katlanabileceğinden çok fazla yapıyor.
You know, just when you're not around, I'm afraid of losing you, that's all.
Biliyorsun, sen buralarda değilken seni kaybetmekten korkuyorum.
Am I losing anyone, going too fast for you?
Hızlı mı gidiyorum?
I'm always losing you, Marie. It won't do.
Seni hep kaybediyorum, Marie.
I'm afraid of losing you.
Seni kaybetmekten korkuyorum.
I just felt like I've been losing you, and I don't know what to do about it.
Seni kaybettiğimi hissettim ve bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum.
But when I fire him, you'll be responsible for him losing all his self-respect.
Norm'u alacağım ama onu kovduğum zaman kendinde kalan saygısını kaybetmesinden siz sorumlu olacaksınız.
I'm trying to stay cool, you know, but I'm losing it.
Sakin kalmaya çalışıyorum, biliyorsun, ama çıldırıyorum.
I know I won't. If I do, you'll never practice in the free world again. I certainly hope you plan on losing that case.
Biliyorum olmayacağım, Eğer olursam, bu dünyada özgür olmayı bir daha tecrübe edemezsin.
The only thing I plan on losing is you! Nice talking to you, Rog'.
Planladığım tek şey seni kaybetmek! Güzel bir konuşmaydı, Roger.
I'm surmising, but a fear of losing drove you to drink and ruined your career.
Tahminime göre kaybetmek korkusu içmeye ve kariyerini mahvetmeye yöneltmiş seni.
I am losing patience with you.
Sana olan sabrım tükeniyor.
Look, I feel like I'm losing my mind... and I don't want you to watch me fall apart.
Bak, sanırım aklımı yitiriyorum... ve ben çökerken senin bunu izlemeni istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]