I gotta tell you translate Turkish
1,937 parallel translation
Lyla, I gotta tell you.
Lyla, şunu söylemeliyim ki.
Ow! I gotta tell you, I'm quite impressed.
Oldukça etkilendiğimi söylemeliyim.
How many times I gotta tell you to get your team out of here, Bonasera?
Ekibini buradan götürmen için sana kaç kez tekrarlamalıyım, Bonasera?
I know, I gotta tell you about that.
Biliyorum, sana bundan bahetmeliydim.
You're really boring, I gotta tell you.
Seni mi? Cidden sıkıcısın, bunu bilmen gerek.
- I gotta tell you something.
- Sana bir söylemeliyim.
I GOTTA TELL YOU - I'M PRETTY CLOSE TO CRYING.
Söylemem lazım, ağlamak üzereyim.
And I gotta tell you, you got the right stuff. I got a little proposal for you.
Pazartesi günü başladın... ve söylemem lazım, işini iyi yapıyorsun.
AND I GOTTA TELL YOU, BILLY HAS SHOT UP THESE LAST 6 MONTHS.
Ve söylemem lazım, Billy son altı ayda inanılmaz büyüdü.
I GOTTA TELL YOU, WE'RE NOT REALLY CLOSE.
Söylemem lazım, pek yakın değilizdir.
HEY, I GOTTA TELL YOU, I LOVE THE WAY YOUR GARDEN'S BEEN LOOKIN'.
Söylemem lazım, bahçenizin görüntüsüne bayılıyorum.
mom, i gotta tell you something.
Anne, sana bir şey söylemem gerek.
But i gotta tell you, i do feel much better seeing you.
Seni görünce kendimi çok daha iyi hissettim.
I was looking in the mirror, and I gotta tell you, looks pretty good in here.
Aynaya bakıyordum ve sana söylemem gerek, aynada çok iyi görünüyor.
I gotta tell you something.
Sana bir şey anlatayım.
I don't want to go into all the details now, but I gotta tell you, it's pretty great.
Detaylara girmek istemiyorum ama, oldukça büyük bir proje.
- Turk! - I gotta tell you,
Tek boynuzlu atların gerçek olmadıklarını bilmen gerek.
I gotta tell you, in all my years in this business, we've never failed to find the dirt.
Sana söylemem lazım, bu işteki uzun yıllarım sonunda, Hiç bir zaman pislik bulamadığımız olmadı.
Okay, Ellie, I gotta tell you, right now I'm getting really excited.
Ellie, heyecanlanmaya başladığımı itiraf etmeliyim.
How many times I gotta tell you that?
Bunu size daha kaç kere söyleyeceğim?
But I gotta tell you, this looks nothing like the old carnival, man.
Ama sana itiraf etmeliyim ki, hiç bir şey eski karnaval gibi değil dostum.
Hey, and this book- - I gotta tell you, this book is great.
- Hilkat garibelerini sevdin mi?
I gotta tell you, this is awesome.
Bu kitap şahane.
Listen, joey, I gotta tell you something.
Dinle, Joey, sana bir şey söylemeliyim.
Oh. I gotta tell you something.
Ben de sana bir şey söyleyeyim.
I gotta tell you, man. These fingerprints are suspiciously perfect.
Sana söylüyorum dostum, bu parmak izleri kuşku verici düzeyde mükemmel
Look, uncle Burton, I gotta tell you something, and I know you're gonna be disappointed.
Bak, Burton amca sana bir şey söylemem gerek ve hayal kırıklığına uğrayacaksın.
But I gotta tell you, buddy.
- Ama sana söylemem lazım dostum.
You know, I gotta tell you, I don't know what happened. That fuming tent was fine when I checked it.
Ne oldu bilmiyorum, duman çadırına bakmıştım, sorun yoktu.
I gotta tell you, your opponents have a statistical tendency to pitch you high and outside.
Size söylemem lazım. Rakipleriniz istatistiksel olarak yüksek ve dışarıdan top atıyor.
That's a tough decision, I gotta tell you.
Sana söylemeyim ki, çok zor bir karar bu.
Homer, I gotta tell you I'm not very good.
Homer, sana söylemeliyim ki bu işte çok da iyi değilim.
I used to be very intimidated by that warrior princess, I gotta tell you.
- Savaşçı Prensesten çok korkardım.
You know, I gotta tell you. To be honest with you, you don't really strike me as the chaplain type.
Dürüst olmam gerekirse seni vaiz olarak görmüyorum.
I gotta tell you, I have never met a judge before.
Bilmelisin ki daha önce hiç bir yargıçla tanışmadım.
I gotta tell you, I really like your whole attitude about, uh-
Kabul etmeliyim ki tüm bunlar konusundaki tavrın hoşuma...
I gotta tell you, man, that Stella, she's just... she's smart.
Şunu söylemeliyim ki Mac Stella gerçekten çok zeki biri.
I gotta tell you before you hire me, I don't work cheap.
Beni tutmadan önce bilmeni isterim ki karın tokluğuna çalışmam.
Not exactly what I imagined after reading some of your more ethereal musings on cake-cutting theory, I gotta tell you.
Kek paylama teorisi üzerine bazı derin düşüncelerini okuduktan sonra bunu pek hayal etmemiştim.
Because I gotta tell you the truth, folks, I gotta tell you the truth.
" Çünkü size gerçeği söylemeliyim, dostlarım size gerçeği söylemeliyim.
I know you probably don't understand a word I'm saying... but I gotta tell you... you're the most beautiful woman I ever seen in my life.
Büyük ihtimalle söylediklerimin tek kelimesini bile anlamıyorsun ama şu kadarını söyleyeyim hayatımda gördüğüm en güzel kadınsın.
How many times I gotta tell you, don't bring people down here?
Sana kaç kere buraya milleti getirme dedim?
I gotta tell you, I got nothing on your boy. Diddlysquat.
Sana söylemem gereken seyler var, adamla ilgili hiçbirsey yok.
I gotta tell you.
Eğer bilseydin bu yükün altına hiç girmezdin.
I'll tell you what we gotta do, though, is I gotta... I gotta maybe sell the house, and then I get a membership over at Buddy's country club.
Yapmamız gerekeni söyleyeyim ama belki de evi satmalı ve sonra Buddy'nin golf kulübünde üyelik almalıyım.
Tell the committee I gotta have that stuff on my desk. - Congressman, you got a minute?
Kongre üyesi, bir dakikanız var mı?
- I tell him, "You better mind your mouth." - I gotta find Bones.
Caroline, Bones'u bulup öldürülmesini engellemeliyim.
Hey, listen, as a friend, I gotta tell ya... you're losing it, man.
Bir arkadaş olarak sana şunu söylemeliyim, kendini kaybediyorsun dostum.
So would you please call Dana and tell her that I gotta be at the track at 4 : 15 so she better hustle on down here or I will be gone!
Dana'yı arayıp ona dört çeyrekte çekimde olmam gerektiğini acele edip buraya gelmesini ya da gideceğimi söyler misin!
I... You gotta promise not to tell anyone.
Hiç kimseye söylemeyeceğine söz ver.
listen, i know we're only here to screw over my client, who quite frankly deserves it... but i gotta be able to tell the guys upstairs i gave you the spiel, okay?
Dinle, sadece müşterilerimi sömürmek için burada olduğumuzu biliyorum, ki bazıları gerçekten de hakediyorlar... Ama yukarıdaki adamlara sana söz verdiğimi söyleyeceğim, tamam mı?
i gotta tell you something 87
i gotta go 3018
i gotta 283
i gotta pee 85
i gotta go pee 16
i gotta admit 71
i gotta go home 47
i gotta run 199
i gotta hand it to you 53
i gotta work 43
i gotta go 3018
i gotta 283
i gotta pee 85
i gotta go pee 16
i gotta admit 71
i gotta go home 47
i gotta run 199
i gotta hand it to you 53
i gotta work 43