English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I love him

I love him translate Turkish

6,243 parallel translation
- l don ´ t know if I love him!
- Onu seviyor muyum bilmiyorum ki!
- I love him.
- Onu seviyorum.
I love him so much.
Onu çok seviyorum.
Tell him I love him.
Onu sevdiğimi söyle.
I love him.
Onu seviyorum.
I love him. We have a great marriage.
O beni seviyor, ben de onu seviyorum.
Oh my God, I love him.
Onu sevdim.
I love him too, Nora, and he saved me more times than I can count.
Onu ben de seviyorum Nora. Beni sayamayacağım kadar çok kurtardı.
Tell Jack I love him very much.
Jack'e onu çok sevdiğimi söyle.
Tell justin I love him and I'll see him tomorrow.
Justin'e onu sevdiğimi ve yarın onu görmeye geleceğimi söyle.
Tell Matty I love him.
Matty'e onu sevdiğimi söyle.
I love him, too.
Ben de seviyorum.
I keep secrets from him because I love him.
- Onu sevdiğim için saklıyorum.
I love him to pieces, but he's driving me nuts.
Onu seviyorum, ama beni delirtiyor.
I love him like family.
Ailemden biriymiş gibi seviyorum
I thought I wanted justice, but a-all I wanted was an apology, really, an apology and a good cry with a man that I have no business forgiving aside from the fact that I love him.
Ben adalet istediğimi düşünüyordum fakat tüm istediğim içten bir özürmüş. Benden tüm içtenliği ile özür dileyen bir adam karşısında yaptıklarını tasvip etmesemde herşey bir yana ben onu aslında seviyorum.
But I love him.
Fakat onu seviyorum.
I said, "Wait a minute, I fuck him, so he is my love."
Ben, "Bir dakika bekleyin, ben onu becerdim, çünkü o benim sevgilim." dedim.
If you ever pay him a visit, I'm sure that Doyle would also love to see you.
O genci ziyaret edecek olursan, Doyle da seni görmeyi çok ister.
- I would still love him with all my heart.
- Yine de onu tüm kalbimle severdim.
I fear him, but I have no love for him.
Ondan korkarim ama onu hiç sevmem.
- I know Levon, he presents a great many challenges, but I do believe in time I can learn to love him as if he were my own.
- Biliyorum Levon, bi sürü sorun çıkaracak, ama inanıyorum ki onu da zamanla kendi oğlum gibi sevmeyi öğreneceğim
I probably will, to some extent, but I don't love him, Charlie.
Muhtemelen gidecektir, ama bi yere kadar, ama onu değil, Charlie. seni seviyorum.
And when I win my father over, I'm gonna take you all down to meet him, And I know he'll love each and every one of you
Babamın sevgisini kazandığımda,... hepinizi onunla tanıştırmak için aşağı götüreceğim,... ve biliyorum ki hepinizi ayrı ayrı sevecek..
And I fell in love with him.
Ve ona âşık oldum.
And so despite the fact that I was writing about him and he should be my subject, I broke the first rule of journalism and fell in love with my subject.
Onun hakkında yazmama ve yazımın konusu olmasına rağmen gazeteciliğin ilk kuralını kırmış ve hakkında yazdığım kişiye aşık olmuştum.
I think you wanted Will to love you for who you are, so you showed him the worst you have to offer.
Bana göre, Will'in seni olduğun gibi sevmesini istedin. Bu yüzden de ona en kötü tarafını gösterdin.
The love I bear him... made me to fan you thus.
ona duyduğum sevgi beni size hayran bıraktı.
I'll love him as a brother.
onu bir kardeş gibi sevicem.
I wanted to love him more and more.
Çünkü onu daha fazla sevmek istedim
but I loved him like any daughter would love her father.
Her kızın babasını sevdiği gibi.
I used to love gettin'him stoned, just to hear the crazy shit - he'd say.
Saçma sapan laflar etsin diye onu sarhoş etmeye bayılırdım.
I used to love fighting'for him.
Onun için dövüşmeye bayılırdım.
I don't know if I was in love with him but he was alreadyvey much in love with himself.
Ona aşık mıydım bilmiyordum ama o kendisine aşıktı zaten.
After I fell in love with him "
Ben ona aşık olduktan sonra
That's why I've been able to love him through the most trying of times.
İşte bu yüzden en zorlu zamanlarda bile. onu sevebildim.
He's hard to get to know, but once you do get to know him, you can't imagine your life without him, and so I just know I need to do something that's gonna make him remember why we love each other.
Anlaması çok zor ama O'nu bir kez anlayınca onsuz bir hayat düşünemiyorsun ve neden birbirimizi sevdiğimizi hatırlatmak için bir şeyler yapmam lazım.
- Oh no, I think I really do love him.
- Sanırım onu gerçekten sevdim. - Kes şunu.
I love Adam's work, so I asked him to take this portrait.
Adam'ın işine bayılıyorum, ben de ondan bu resmi çekmesini istedim.
After Jacob died, I blamed myself... because I taught him to love the river.
Jacob öldükten sonra kendimi suçladım.
Well, I think he's arrogant... and I would love to give him a karate chop.
Bence çok küstah, onu karate hareketleriyle dövmek isterdim.
I would love to meet him.
Onunla tanışmayı çok isterim.
We were supposed to share him, then you had to go fall in love with him. No, I didn't.
- Hayır, olmadım.
I pushed him for this school that we all love.
Hepimizin çok sevdiği bu okul için zorladım.
I'd love to meet him.
- Tanışmak isterim.
I fear him, but I have no love for him.
Ondan korkarım ama onu hiç sevmem.
I know you love him, Sal. I know you love him, right?
Onu sevdiğini biliyorum Sal, tamam mı?
Because I'm in love with him, and he's in love with me.
Çünkü ben ona o da bana âşık.
I'll tell him I love you.
Ona seni seviyorum derim.
But I did not love him.
Ama onu sevmiyordum.
Oh, it's his face, and I'm in love with him.
Suratına bak, aşık oldum ben.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]