English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I love my life

I love my life translate Turkish

1,374 parallel translation
I love my life.
Hayatımdan memnunum.
I love my life. I love my job, I love my cat, I love my friends.
İşimi kedimi, arkadaşlarımı seviyorum.
My God, Who are all good and deserving of all my love. I firmly intend to confess my sins, to do penance, and to amend my life.
Ey Tanrım, suçlarımızı bağışla ve tövbemizi kabul eyle.
I'd like to introduce you to the love of my life.
Size Hayatımın aşkı ve kocam olan.
I think there's nothing certain in life, except my love for you.
Bence hayatta hiçbir şey kesin değildir, sana olan sevgim hariç tabii.
You're jealous because I've had love in my life.
Hayatımda aşk olduğu için beni kıskanıyorsun, Berta. Öyle mi?
The woman I love is back in my life.
Sevdiğim kâdın hayatıma döndü.
And now with those I love across the seas risking their lives for my life,
Şu an tüm sevdiklerim, denizlerin ardında benim hayatım için kendi hayatlarını riske atarken..
I will handle my own floundering love life by myself, okay? No.
Yerlerde sürünen aşk hayatımla ben ilgilenirim tamam mı?
Your love spell has worked so well that it has taken control over my body and making me do things I would never do in my life.
Aşk büyün o kadar kuvetli ki, bütün vücudumun kontrolünü ele geçirdi ve bana... daha önce hayatımda hiç yapmadığım şeyleri yapmaya zorluyor.
But for the first time in my life... I found somebody that I really love.
Ama hayatımda ilk defa gerçekten sevdiğim birini buldum.
I love you more than I love my own life.
Seni kendi hayatımdan daha fazla seviyorum.
My life is about working long hours... planning trips I never take... and settling for love found on the pages of romance novels.
Benim hayatım uzun çalışma saatleri... hiç çıkmadığım geziler planlamak... ve aşk romanlarının sayfalarındaki aşkları yaşamaktan ibaret.
I've had the love of my life.
Hayatımın aşkını bulmuştum.
When I was a young research assistant, I made the mistake of asking for a vacation so I could marry the love of my life...
Genç bir araştırma yardımcısıydım. Tatil istemek gibi bir hata yaptım. Hayatımın aşkı Camilla ile evlenecektim.
Ever since I fell in love with you my life's become hell.
Sana aşık olduğumdan beri, hayatım cehenneme döndü.
Ever since I fell in love with you my life's become hell.
Sana aşık olduğumdan beri hayatım cehenneme döndü.
But I still believed that Anna was the true love of my life.
Fakat, hala Anna'nın hayatımın gerçek aşkı olduğuna inanıyorudum.
I promise I'll love and look after her for the rest of my life.
Ve sana söz veriyorum seni hep seveceğim.
I mean, I love music. You know, music is my life.
Demek istediğim, müziği seviyorum.
Then come... take my hand, love... I'll give you the ride of your life
Ve gel elimi tut aşkım... Sana hayatının gezintisini yaptıracağım... ve elimi tut aşkım..
Then take my hand, love... I'll give you the ride of your life
Ve gel elimi tut aşkım... Sana hayatının gezintisini yaptıracağım...
I will love her all my life.
Onu hayatım boyunca seveceğim.
I want to spend the rest of my life with you... oh my love
Ben hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Ah sevgilim.
I'm going to love you for the rest of my life.
Ve ben seni hayatım boyunca seveceğim.
I was even pleased to think I could still see, the real love of my life, a married doctor with kids, with whom I'd had an affair the past few years,
Hatta, son bir kaç yıldır ilişkim olan hayatımın gerçek aşkı evli ve çocuklu olan doktoru görebileceğim için seviniyordum bile.
I need'em,'cause I'm tracking down the love of my life, and the plane I was on didn't stop at Sky Mall.
Bunlara ihtiyacım var, çünkü hayatımın aşkını takip ediyorum ve... uçağım gökyüzündeki alışveriş merkezinde durmadı.
Life is absolute perfection my love. I must admit, Manuel, I'm nervous. Life is absolute perfection my love.
Karayip Denizinin o korsanlar tarafından rahatsız edildigi?
All my life I was searching for love
Hayatım boyunca aşkı aradım
I made this sixty years ago... for the love of my life.
Altmış sene önce yapmıştım bu kolyeyi hayatımın aşkı için.
My secret will be out, and my life- - this life, that I love- - will be ruined.
Sırrım açığa çıkacak, ve hayatım- - sevdiğim bu hayatım- - berbat olacak.
I have been heartbroken so many times by love, that I'm beginning to think that I'm supposed to live my life without it.
Ben onsuz hayatımı yaşamak gerekiyor ki düşünmeye başlıyorum o sevgi ile birçok kez, bu yüzden ben dertli olmuştur.
And if you come with me... I'll love you my whole life.
Benimle birlikte gelirsen ömrüm boyunca seni seveceğim!
I still love him but I think maybe now I'm ready to start having my own life, you know?
Onu hala seviyorum ama bence artık kendi hayatımı yaşamaya hazırım sanırım.
There are two things in my life that I love.
İzlemeden yapamıyorum. Kimseye söylemeyin.
My name is Mary Alice Young, and before I died, my life was filled with love, laughter, friendship, and sadly, secrets.
Benim adım Mary Alice Young, ve ben ölmeden önce... hayatım aşk, kahkaha, arkadaşlık ve maalesef sırlarla doluydu
I know you love my mom, but how she decides to live her life, it's just - - it's entirely up to her.
Annemi sevdiğini biliyorum, ama kendi hayatını yaşamaya kadar verdi, bu onun seçimi.
Dana Gordon, the second love of my life, - what can I do for you?
Dana Gordon, hayatımın ikinci aşkı, senin için ne yapabilirim?
You make my life so beautiful. [Speaking quietly] I hope you find love again.
Hayıtımı öyle güzel yaptın ki Umarım aşkı tekrar bulursun Seni asla unutmayacağım, Estella
There was a time when I thought you were the love of my life.
Seni hayatımın aşkı olarak gördüm.
I've been with the love of my life for 60 years, and now I'm dying.
60 yıldır hayatımın aşkıyla birlikteydim ama şimdi ölüyorum.
I swear to love and cherish you every moment of every day of my life?
Hayatımın her gününün her anı seni sevip kollamaya yemin ederim mi?
Look, I know that odds are, the love of my life isn't gonna magically walk through that door in a pumpkin costume at 2 : 43 in the morning, but this seems as nice a spot as any to just, you know, sit and wait.
Bak, acayip bir şey olduğunu biliyorum, hayatımın aşkı sabahın 2.43'ünde balkabağı kostümü giyerek öylece sihirli bir şekilde kapıdan geçip gelmeyecek ama bu bir tutam umut işte, bilirsin otur ve bekle.
Much as I'd love to tell you, it's more than my life is worth, dear boy.
Sana söylemek isterdim ama hayatım söz konusu, evladım.
Knowing that I'm needed by people who love me, that gives my life meaning.
Beni seven insanların yardımıma ihtiyaçları olduğunu bilmem hayatıma anlam katıyor.
This morning, and I told her that you were the love of my life and that I didn't know what I was doing and that I must've gone temporarily insane.
Bu sabah, ve ona senin hayatımın aşkı olduğunu söyledim ve ne yaptığımı bilmediğimi geçici olarak delirmiş olabileceğimi.
I love you, and I want to spend the rest of my life with you.
Seni seviyorum ve hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum.
Okay, so I'm entrusting my love life to a burned-out hermit who lives behind a ball cage. That doesn't make me a desperate loser. I'm doing it anyway.
Aşk hayatımı top kafesinde yaşayan bitap bir münzeviye emanet etmekle zavallı olacak değilim ya.
I've got all my life to live I've got all my love to give
Yaşayacak uzun bir ömrüm Aşkla dolu bir kalbim var
If there is one thing I have learnt in all my life as a travelling musician, it is that love is never free.
Hayatım boyunca yaptığım müzikal seyahatlerden öğrendiğim bir şey varsa o da aşkın asla özgür olmaması gerektiğidir..
Why do I get the feeling you're talking about my love life?
Neden benim aşk hayatımdan bahsediyormuşsun gibime geliyor?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]