English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I love it here

I love it here translate Turkish

599 parallel translation
But I love it here.
- Ama burayı seviyorum.
I love it here, don't you?
Burayı seviyorum, sen sevmiyor musun?
Jeez, I love it here in Hollywood.
Hollywood'a bayılıyorum.
I just... I love it here.
Burayı çok sevdim.
I love it here.
Burayı seviyorum.
- I love it here, darling.
- Burayı çok seviyorum hayatım.
Man, I love it here.
Burayı seviyorum.
I love it here too.
Ben de seviyorum burayı.
The truth is, I love it here.
Gerçek şu ki, burayı seviyorum.
I love it here.
Burayı çok seviyorum.
I love it here.
Buradsa olmak çok güzel.
- I love it here.
- Buraya bayılıyorum.
I LOVE IT HERE.
Burayı seviyorum.
But I love it here.
Ama burayı seviyorum.
- I love it here except for the fuckin'ants.
- Siktiğimin karıncaları hariç sevdim burayı. - Karıncalar?
I love it here.
Bu apartmana hayranım.
- Great club. I love it here.
- Buraya hayranım.
Well, you know that I love living here, Jean, but it's a job offer and it's an amazing opportunity and I have to take it.
Bilirsin, burada oturmayı çok seviyorum, Jean, ama bu bir iş teklifi ve harika bir fırsat ve kabul etmek zorundayım.
Here's the thing, I-I'd love to be a bridesmaid, but I don't think it would be fair for me to be a bridesmaid and for Valencia not to be.
Durum şu ki, bir nedime olmayı çok isterim ancak benim olmam ve Valencia'nın olmamasın adil olduğunu düşünmüyorum.
Since you're here I almost love it.
Sen geldiğinden beri sevmeye başladım.
In the 6 years that I've lived here, I've grown to love it.
Burada yaşadığım 6 yılda burayı, sevmeyi öğrendim.
With all the persecution, I still love it here.
Tüm çektiğim eziyete rağmen bu ülkeyi hala seviyorum.
Always seek the true love and never found because I had to come here to get it.
Her zaman gerçek sevgiyi aradım ama asla bulamadım. Buraya gelmek benim kaderimmiş. Seni buldum.
Oh, it is nice being here, and I do love you.
Burada olmak çok güzel ve ben seni seviyorum.
I'm beginning to see now why you love it here.
Neden buraya bayıldığını görmeye başlıyorum.
Here am I, having reached the age of 40- - And I have never known what it is to love or be loved.
İşte, kırk yaşına gelmişim ama sevmek ve sevilmek nedir, bilmiyorum.
I love it when I come here.
Buraya gelmeyi seviyorum.
Here, I had a bird once, a big fat thing it was, got crossed in love or something.
Şişko bir kız tanırdım, sevgilisi bırakmıştı.
I'm sure he'll love it here.
Emin çok sevecektir.
I have here two quarts of ripple fudge ice cream in this bag and I'd love to accommodate you girls before it melts.
Çantamda yarım kilo karışık dondurma var siz kızların yerinde olsam erimeden gelirdim.
But I love it up here.
Ama burayı sevdim.
BUT NOW IF A VOICE SAYS, "C-COME HERE, I LOVE YOU" AND THEN A HAND REACHES OUT AND PINCHES YOU LIKE THAT, HARD, THEN--THEN LOVE IS SPOILED BY THAT HAND, ISN'T IT?
Ama eğer bir ses sana "Buraya gel, seni seviyorum." derse ve bir el uzanıp seni sert bir şekilde çimdiklerse, sevgi o el tarafından bozulmuştur, değil mi?
- I know. I love it out here.
- Buraya bayılıyorum.
I love it out here in the woods.
Ormana bayılıyorum.
I really love it here.
Burayı gerçekten seviyorum.
Plus, I must be honest here I love driving it It is so choice
Artı, itiraf etmeliyim ki... o arabayı kullanmak çok hoşuma gidiyor.
And here it is, years later, and I'm married to you, and completely in love with you.
Ve işte yıllar sonra, yine buradayım. Seninle evliyim ve sana deli gibi aşığım.
I love Carols. It's nice to have everyone here.
Herkesin burada olması çok güzel.
The air here's so wonderful. I just love it.
Hava öyle harika ki, bayılıyorum.
Oh, Sam, I just love it out here.
Sam, buradaki hayata bayılıyorum.
Look, johnny, i'd love to keep talking, But you know what it's like here in the big chair.
Bak, Johnny, konuşmaya devam etmek isterdim ama buradaki büyük koltuk ne demek bilirsin.
I can tell how much you love it here.
Burayı ne kadar sevdiğin belli oluyor.
So if Tess falls in love with Doc, I'd appreciate it if you'd just leap me outta here as soon as possible.
Tess, Doc'a tutulursa en kısa sürede beni buradan çıkarırsan memnun olurum.
I love it here.
Bunu sevdim.
It's my third trip here, and I love it.
Buraya üçüncü gelişim ve çok seviyorum.
Oh, it's great, I love it out here.
Oh, hava harika, buradaki havayı seviyorum.
I think I inherited my father's love for speechmaking. Here it goes.
Sanırım, babamın konuşma yapma sevgisi bana da geçmiş.
I would love it, if he would come here, but it's, you know, difficult.
Buraya gelebilmesini isterdim fakat, bilirsin, zor...
I love it here.
17.
I'm very happy for her, but it makes me feel like shit that you're finding her the love of her life and I'm here like, what?
Onun adına çok mutluyum, ama sen ortaya çıkıp Jane'e hayatının adamını buluyorsun, bir de bana bak. Kendimi bok gibi hissediyorum.
I love it down here. Don't you?
Burayı seviyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]