English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / I will give you

I will give you translate Turkish

3,631 parallel translation
Just give me an hour, and I will give you a whole new life.
Bana bir saat ver karşılığında sana yepyeni bir hayat vereyim.
But what I have I will give you.
Ama sana bende olanı veriyorum.
I will give you what you need to defend him.
Wrath'ı korumak için gereken şeyi vereceğim.
It is at this point that I will give you all closure.
Bu kötü şeye bir son vereceğim.
And I will give you the specs, and I'll put in the gear ".
Özelliklerini vereceğim, .. ekipmanları da koyacağım " dedim.
I will give you a bath in cowberry and the harp of the sky.
Seni yaban mersinine boğacağım gökyüzü melodisini de dinleyeceksin.
If you can do that, if you can help me, I will give you Olivia.
Eğer bunu yapsan, bana yardım etsen, sana Olivia'yı verecem.
If you give me your heart I will give you everything, that's my promise.
Eğer bana kalbini verirsen sana her şeyimi veririm, yemin ederim.
We have no choice but to coexist, so I will give you back your life if you stay away from mine.
Bir arada yaşamaktan başka çaremiz yok,... bu yüzden hayatını sana geri vereceğim. Eğer benimkinden uzak durursan...
So, to create a diversion.. .. Wali and I will give you cover-fire.
Yani oyalama oluşturmak için Wali ve ben ateş edeceğiz.
If you're thirsty, I will give you a drink.
Ağzınız kuruduysa içecek bir şeyler veririm.
I will give you the signal, and you stand with whoever you think won.
Şarkı bitince, işaret edeceğim ve kimin kazandığını düşünüyorsanız, onun yanında duracaksınız.
I will give you 100 bucks if we can go undercover.
Eğer bu işi gizlice yaparsak sana 100 papel veririm.
"I will give you a quarter"
"Sana, ceketini eve getirmeyi hatırladığın"
'I will give you my decision within three days.
Vardığım kararı sana üç gün içerisinde bildireceğim.
Give up catching fish, and I will make you... a fisher of men.
Balık tutmayı bırak, ve seni insan tutan bir balıkçı yapayım.
Abraham, leave your home and go to the land I will give to you and your offspring.
İbrahim, evini ve ülkeni bırak Sana göstereceğim topraklara git
But if you say I should give them a king, then of course I will.
Eğer sende onlara bir kral vermemi istersen tabii ki veririm.
Give up catching fish and I will make you a fisher of men.
Balık yakalamayı bırak, seni insan tutan balıkçı yapacağım.
I give you my personal guarantee that the govt will bring in the ordinance.
Şahsi garantimi size veriyorum ki hükümet yönetmeliği çıkaracak.
I will happily give you your 10 % back.
Yüzde onunu almaktan büyük mutluluk duyuyorum.
I will give you his contact information.
Ona nasıl ulaşacağınızı söyleyeceğim. Peki.
And you can give this back when you can give us your blessing, and I know you will.
Ve bunu bize rızanı verdiğin zaman geri verirsin, o zaman verdiğini öğrenirim.
I understand that you will use everything in your power against me and my children unless... unless I give you Walt.
Size Walt'u vermezsem elinizden geleni ardınıza koymayıp her şeyi benim ve çocuklarımın aleyhine kullanacağınızın farkındayım.
I will if you give me the black man's shoes.
Kara adamın ayakkabılarını bana verirsen, giyerim.
"I cannot and will not give any undertaking at a time when I and you, the people, are not free."
"Ben ve siz yani halk özgür olmadıkça, hiçbir şekilde söz veremem ve vermeyeceğim."
If I can bring a band in here, will you give me 10 %? "
.. kulüplere falan gidiyorum. Eğer buraya bir grup getirirsem, % 10 komisyon verir misiniz? "
Look, Zak, Zachary, anything you can give me, anything, I will take.
Zachary, ne kadar verirsen ver alacağım.
So, now I give you both the opportunity to unburden yourselves, will you do so?
Öyleyse, size bu yükten kurtulmanız için bir fırsat vereceğim, paylaşacak mısınız?
'I go to give them something of what they want from us'in the hope they will let you run.
Bizden istediklerini vermeye gidiyorum. Seni rahat bırakmaları umuduyla.
I'm watching the news, and, well, give me a call tomorrow, will you?
Haberleri seyrediyorum ve, peki, yarın beni ara olur mu?
Look, you've gotta give it back to me or I... I will have to kill myself.
Onu bana geri vermelisin yoksa intihar etmek zorunda kalırım.
And said, when I give this Taj Mahal to you there will be tears in your eyes.
Ve dedi ki... sana bu Taj Mahal'ı verince gözlerin yaşlarla dolacakmış.
If you give me some more time I will find out who they were.
Bana biraz daha zaman verin kim olduklarını öğrenirim.
I will happily give you your ten percent back.
Yüzde onunu almaktan büyük mutluluk duyuyorum.
I will not let you give up this opportunity for me.
Benim için bu fırsattan vazgeçmene izin vermeyeceğim.
You do as I ask, I will give to you a story that, though you connive and bribe your way to the devil himself - it will not be bettered.
Dediklerimi yaparsan, sana öyle bir hediye veririm ki şeytanla ortak da olsan, rüşvet de versen, daha iyisini bulamazsın.
Give me the amulet and I will consider letting you live.
Tılsımı bana ver ve ben de seni öldürmemeyi göz önünde bulundurayım.
You know I'll kill you too and no one will give a shit.
Seni de öldürürüm ve kimsenin umurunda olmaz.
♪ And I will give the world to you ♪
* Dünyayı sererim ayaklarının altına *
♪ And I ♪ ♪ I ♪ ♪ Will give the world to you ♪
* Ve ben... * * Dünyayı sererim ayaklarının altına *
♪ You will see I can give you
* Sana verebileceğimi göreceksin *
Just give me one clue and I promise you, nobody will give you a hard time after that.
Bana sadece bir ipucu ver, söz veriyorum ondan sonra kimse seni rahatsız etmeyecek.
I'll give you a case that will make your head spin!
Sen bir tostsun!
I give you my word as a Green Lantern, you will not be harmed.
Zarar görmeyeceğine bir Yeşil Fener olarak söz veriyorum.
I give you my word on that. But you will tell the truth.
Söz veriyorum ama gerçeği söyleyeceksiniz.
And I fear that..... if you don't give back those stolen weapons soon... .. I will be replaced.
Korkarım ki o çalıntı silahları yakın zamanda geri getirmezsen yerime başkasını geçirecekler.
Honey, I'd gladly give this gift to you, but will you have time to manage it?
Aşkım, sana seve seve hediye ederim ancak burayı yönetmeye vaktin var mı?
Yes, if yöu are free tonight at 9, I will give yöu a tour of both my factories.
Evet, eğer akşam saat 9'da boşsan sana iki fabrikamı da gösteririm.
And I will give it to yöu for free.
Ve, sana bedava olur.
Now I too will give yöu something.
Şimdi ben de sana bir şey vereceğim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]