It'd be you translate Turkish
7,565 parallel translation
Just once, it'd be nice if you did something we wanted.
Bir kez olsun istediğimiz bir şeyi yapsanız çok iyi olurdu.
I'd really just be more comfortable if you wrote it down.
Eğer yazarsan daha rahhat hissedeceğim.
Having said that, I'm aware that not everyone in there doing a class wants to feel like they're doing it to an audience, so, you know, I just think we'd have to be really mindful
Hazır bunu söylemişken, herkesin tek aynı yerde ders yaparken dışarıdan izleniyormuş gibi hissedeceklerinin farkındayım.
I'm not mad at Adam, but if I was, it'd probably be because he's deceitful and because he didn't tell me he was in love with someone else, if that's even a word you two are using.
Adam'a kızgın değilim ama eğer olsaydım, muhtemelen hilekâr olduğu ve başka birine aşık olduğunu bana söylemediği için olurdum ki o aşamaya geçtiniz mi bilmiyorum.
It's an offer you frankly don't deserve and one you'd be damned foolish to reject.
Açıkçası bu, sizin katiyen hak etmediğiniz ve reddetmek için tam bir aptal olmanızı gerektiren bir teklif.
Okay, well, you'd have to link your Bitcoin account to a bank account, and then there's this infinitesimally small chance... that it could be traced.
Milyonda bir ihtimalle takip edilebilir.
The cops are out there right now, poking into my business, and if they find something on me or my partners, for real, it's gonna be bad for you... really bad.
Polisler dışardalar şuan işime burunlarını sokuyorlar ve eğer benle ya da ortaklarımla ilgili birşeyler bulurlarsa, bu senin için kötü olur, çok kötü.
You think it'd be okay if, um I come by tomorrow morning and well, maybe we can get some breakfast or something?
Sence şey yapsam... Yarın sabah gelsem birlikte kahvaltı falan yapsak olur mu?
I wonder if you'd be willing to come down and sit and talk about it for us.
Buraya gelip, oturup bize bundan bahsetmek ister misin acaba?
You know, when the government gave the networks the airwaves... it was with the stipulation that... they'd be used in some capacity for the public good.
Devlet, yayın ağlarına yayın araçları verdiğinde bir dereceye kadar kamu yararı için kullanılmaları şartıyla vermişti. Bu da haberlerdi.
Do you think there comes a point in life when it stops feeling bad to be left out of things?
Sence gün gelir de dışlanmaya üzülmediğimiz bir zaman gelir mi?
Look, I know you guys are upset, but we've talked about it, and we think it'd be beneficial for you to be part of the project.
Bakın, bozulduğunuzun farkındayım ama bu konuyu aramızda konuştuk ve projenin parçası olmanızın faydalı olacağını düşünüyoruz.
Perhaps you could take it to them. I'd be happy to.
- Belki de onlara götürebilirsiniz.
- Yeah, yeah. I actually brought my blood bucket in case you guys want to run his blood and see if it all checks out. - It'd be good to know.
Aslında onun kanıyla karşılaştırıp test etmek istersiniz diye kan kovamı getirdim.
You'd still be rich without it.
Bu olmasa da zengin olurdun.
I'd still be in prison if it weren't for you, Mike.
Sen olmasaydın ben hala hapiste olurdum Mike.
How long do you think it'd be before they turn up in Lallybroch if we left him alive to blab?
Ötsün diye sağ bırakırsak sence Lallybroch'a varmalarından önce ne kadar zaman geçerdi?
It was amazing. I figured you'd be arguing in front of the Supreme Court someday.
Bu adam bir gün Yüce Divan'ın önünde de savunma yapar demiştim.
You don't want to tell me what you're carrying, so be it.
Ne taşıdığını söylemek istemiyorsan sıkıntı yok.
It'd be the perfect chance for you to meet them.
Onlarla tanışman için harika bir fırsat.
You'd think that a player would be disqualified for having sex on the court for over four hours, but really, there's no rule in the book about it.
Bir oyuncunun kortta dört saat boyunca sevişmesi, onu diskalifiye eder diye düşündün, fakat gerçekten kural kitabında bununla ilgili bir şey yoktu.
It'd be good for you.
Senin için iyi olur.
It's a friend you've known so well, and for so long you just let it be with you and it needs to be okay for it to have a bad day or phone in a day.
TV rahatlatmalı. O kadar iyi bildiğin ve uzun süredir tanıdığın bir dosttur ki beraber olmak istersin. Arada kötü günlerinin veya isteksiz olduğu günlerinin olması sorun olmamalıdır.
Yeah, you'd be surprised how many coeds want it up the butt.
Evet, götten almak isteyen üniversiteli kızların çokluğuna şaşarsın.
I figured it'd be like a toast, you know?
Kutlama gibi bir şey olacak herhalde.
I figured if anyone knew where he was, it'd be you.
Eğer bulan biri olsaydı, o sen olurdun.
It'd be good for you to get out of town.
Şehir dışında gezintiye çıkmak, senin için de iyi olur.
You know, if it wasn't for Wes and I working together, you'd still be on the floor of a gas-station bathroom looking for hair samples.
Biliyorsun ki, eğer Wes ve ben birlikte çalışmasaydık... sen hala saç örneği aramak için o benzin istasyonundaki... tuvaletin zemininde olurdun.
Now, on the subject of our arrangement. I know it's a few more weeks until the next payment, but I was hoping you'd be white enough to advance me the money today.
Anlaşma demişken ödeme yapmana daha birkaç hafta var, biliyorum ama bir abilik yapıp bugünden bir şeyler verir misin diyecektim.
No, it was more the disappointed look on your face when you were told you'd be working in the lab to start.
Başlangıçta laboratuvarda çalışacağını duyduğunda yüzünde oluşan hayal kırıklığı ifadesi fenaydı.
In 10 years or so, chances are we'll be in the ground and I'd hate to think you spent the last of it slaving over a kitchen sink cleaning out sheep guts for other people's good times.
10 yıl içinde muhtemelen ikimiz de mezarda olacağız ve başkalarının güzel zaman geçirmesi için koyun bağırsağı temizleyip günlerini geçirdiğini düşünmek istemiyorum.
Perhaps there'd be more money if you weren't skimming so much of it to pay for your new apartment.
Belki yeni apartmanın için para ayırmasan daha çok para olurdu.
I just thought it'd be nice, you know?
Kibar olurdu diye, anlarsın ya?
Or I could just kick you out again - and you could get a dog instead. - It'd be cheaper.
Yoksa seni yine kovarım ve sen de yerine köpek alırsın.
I suppose sensing stuff like this all the time, you'd be used to it.
Böyle şeyleri sürekli hissedince sanırım alışıyorsun.
You'd be doing me a favour, keeping it clean and dry.
Temiz tutmakla bana iyilik yapmış olacaksınız.
Well, it all rings very agreeable, but you'd be biting off no end of trouble.
Dedikleriniz çok mantıklı geliyor ama sıkıntıların sonu gelmez.
But when I heard about this place, when I heard about what happened here, I'd be lying if I told you I understood it.
Ama burayı duyduğumda, ve burada ne olduğunu öğrendiğimde, olanları anladığımı söylersem yalan söylemiş olurum.
We're not ready, and it's gonna be more dangerous out there because you fired Greg.
Hazır değiliz. Ayrıca dışarısı daha tehlikeli olacak... çünkü sen Greg'i kovdun.
She'd still be alive if it wasn't for you.
Sen olmasaydın hâlâ hayatta olurdu.
Well, if you're not up to it, I'd be happy to help.
Eğer yapmayacaksan yardım etmekten zevk duyarım.
I know that if it was you that had fainted just before you were to marry me, oh, dear, I'd be absolutely sure that you hated me and that you didn't want anything to do with me.
Evlenmeden önce bayılan sen olsaydın benden nefret ettiğini ve benimle birlikte bir şey yapmak istemeyeceğini düşünürdüm.
it'd be worth the humiliation to see you back in that box where you can't hurt anybody else.
Kimsenin canını acıtamadığın kutuya geri dönmüş olmanı görmek,... rezil olmana değer.
Don't you think it'd be better if, you know, you stayed with them?
Onlar beraber kalan sen olsan, daha iyi olmaz mı?
Some people have trouble talking with Mason, so if it bothers you or you can't take it, I'd be happy to answer any questions that you have.
Bazı insanlar Mason ile konuşmakta zorlanır o yüzden sizi rahatsız ederse veya katlanamazsanız sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarım.
I still think it'd do you good to be part of a real sports team, but... well, you seem happy.
Hâlâ gerçek bir spor takımında olmandan yanayım ama mutlu görünüyorsun.
if you just tried, it'd be great.
Ama gerçekten denersen harika olur.
No, Roderick told me about the bar mitzvah. He said that you'd be performing, and that I wouldn't want to miss it. Mmm.
Hayır, Roderick partiden bahsetmişti.
Hayley, I understand this arrangement is important to your cause, and I will do nothing to dissuade you from it, but I'd be remiss if I didn't tell you at least once...
Hayley, anlaşmanın senin için ne kadar önemli olduğunun farkındayım seni bundan caydırmayacağım da. Fakat sana bunu bir kez olsun söylemezsem kendime ihmalkar derim...
You wanna call things off because it'd look weird for the VP to be dating me.
Kurt adam liderinin benimle ilişki yaşaması garip duracağı için mi ayrılmak istiyorsun?
You said it would remind you of me while you were in battle, that I'd be by your side no matter how far afield you traveled.
Savaştayken kılıcın sana beni hatırlatacağını ne kadar uzakta olursan ol baş ucunda olacağımı söylemiştin.
it'd be my pleasure 19
it'd be 29
it'd be nice 27
it'd be great 37
it'd be fun 39
be yourself 72
be you 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
it'd be 29
it'd be nice 27
it'd be great 37
it'd be fun 39
be yourself 72
be you 23
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
your hat 64
yours 1007
you tell 24
you know that 5741
younger 104
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
your hat 64
yours 1007
you tell 24
you know that 5741
younger 104
youn 21
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24