English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ J ] / Just a little more

Just a little more translate Turkish

1,988 parallel translation
Just a little more time!
Sadece biraz daha zaman!
Just a little more until our project is complete.
Projemizin tamamlanmasına çok fazla birşey kalmadı.
Just a little more tape right here...
Şuraya biraz daha bant... - İşte.
Just a little more.
Birazcık daha.
Just a little more time, okay?
Biraz daha zaman ver, tamam mı?
Well, you're kinda early, So we need just a little more time.
Şey, biraz erken geldiniz, bu yüzden biraz zamana ihtiyaç var.
Just a little more attitude, back straight... feel... feel the music and everything will be okay.
Sadece biraz daha hareket ekle, belin düz olsun... hisset... müziği hisset ve herşey yolunda olur.
You know, you always think You're gonna have just a little more time.
Hep, birazcık daha zamanımız var diye düşünürüz.
Just need a little more practice.
Sadece biraz daha pratiğe ihtiyacım var.
Just wait a little bit more.
Benim için biraz bekle.
Just give me a little more time.
Bana biraz daha zaman verin.
We just need a little more time to analyze it, that's all.
Onu incelemek için biraz daha zamana ihtiyacımız var.
In other news, it looks like... there will be more than just fireworks in the sky tonight... as an unexpected meteor shower adds a little excitement to our area this holiday weekend.
Diğer haberlere gelince... Bu gece gökyüzünde havai fişeklerden fazlası olacağa benzer, zira beklenmedik bir meteor yağmuru bayrama rastlayan bu hafta sonunda bölgemize heyecan katacak.
I just need a little more time.
Sadece biraz daha zamana ihtiyacım var.
I'm just a little part of your here-and-now. No more than that.
Şimdi burada senin bir parçanım, daha fazlası değil.
It's a little more precise than just holding each other up.
Sadece birbirimizi havaya Kaldırmamızdan daha açık.
- I don't want to be rude or anything, it just seems like maybe her and I should be lab partners'cause I think we have a little more in common and...
Onu bütün gün görmedim. - Ben, kaba olmayı istemem, Sadece onu görebileceğini sordum.
This is it, baby - one last night to hate your life just a little bit fucking more.
İşte bu, dostum. Hayatından nefret etmek için bir gece daha.
Just a little more time.
Birazcık daha zaman.
They just need a little more of care and attention.
Tek ihtiyaçları biraz ilgi ve dikkat.
I don't want to stifle you, but, you know, you might wanna turn them over just a little bit more.
İşine karışmak istemem ama sosisleri biraz daha çevirsen iyi olur.
Well, the dude was high on coke, so he was either bullshitting me, or he just said a little more than he meant to.
Herif kokainin dibine vurmuştu. Ya zırvalıyordu yada söylemek istedikleri maksadını aştı.
We're just asking you for a little more.
Sen sadece biraz zaman istiyorsun...
Hmm Just needs a little something more.
Birkaç şeye daha ihtiyacı var.
I was just hoping you'd be a little more understanding of the situation.
Artık olayları daha net görebilirsin sanmıştım.
Just push him up a little bit more.
Onu biraz bastır.
Sorry I can't be more hospitable. I'm just like in a little
Çok iyi ağırlayamadığım için kusura bakma.
Just add a little more attitude, back straight... feel... feel the music.
Sadece biraz daha hareket ekle, belin düz olsun... hisset... müziği hisset.
Look, I just think that it might be time for me to get a little more serious.
Dinle, bunu biraz daha ciddiye almak için zaman olduğunu düşünüyorum.
Please, just give me a little more time to get up to speed here.
Lütfen, buradaki tempoyu yakalamak için bana biraz daha zaman verin.
Throw your shoulder into it with just a little bit more.
Omuzlarını birazcık daha içeri doğru at.
I just need a little more time.
Sadece daha fazla zamana ihtiyacım var.
I just need to be given a little bit more time, and then I can hand them something glorious.
Bana biraz daha zaman verilmesine ihtiyacım var. Ve sonra muhteşem bir şey verebilirim.
I just need a little bit more time.
Sadece biraz daha zaman ihtiyacım var.
I just need a little more time... We can't risk letting that thing stay on you.
O şeyin üzerinde kalması riskini göze alamayız.
Entice them, you know, make them want just a little bit more.
Biraz daha fazlasını istemelerini sağlamak istersin.
I just wanted to find out a little more about him.
Ben sadece onun hakkında daha fazla şey öğrenmek istiyorum.
I want you to eat just a little bit more, buddy.
Biraz daha yemeni istiyorum, evlat.
Well, I was, uh, I was going for something a little more contained, but I guess people just wanted to explore the physical.
Aslında amacım, kavgadan daha karmaşık bir şeydi ama sanırım insanlar, enerjilerini boşaltmak istediler.
But you probably should've done a little more than... Whatever it is you just did.
Sanırım az önce yaptığından biraz daha fazlasını yapmalısın.
Okay, uh, just try paying a little more attention to him, you know?
- Tamam, her neyse ona daha çok ilgi göster, anladın mı?
I just need to read you a little more, dig a little deeper into your psyche, if you don't mind.
Daha derinlere inebilmem için biraz daha zamana ihtiyacım var, sakıncası yoksa?
Can you, can you just slide it a little more?
Biraz kayabilir misin?
We go, walking Just walk a little more
Gidelim hadi
Dad, it's just more than a little insulting.
Baba, bu çok ayıp oluyor artık.
- Just a little bit more.
- Sadece birazcık daha.
I just wanted a little more...
Biraz daha fazlasını istedim.
Okay, attitudes have been getting a little lax around here, so I just wanted to ask everyone if we could just act more professional.
Burada tavırlar biraz laçkalaşmaya başladı. O yüzden hepinizden biraz daha profesyonel davranmanızı istiyorum.
And you admire your boss just a little bit more.
Patronuna biraz daha az hayran olursun.
I love you just a little bit more than I did an hour ago.
Seni bir saat önce sevdiğimden biraz daha seviyorum şu an.
Excuse me, I believe I ordered sliders and these are just small hamburgers, and my palate demands something a little more adorable.
Pardon ama ben ıslak hamburger sipariş etmiştim, bu hamburgerler sadece küçük. Canım daha güzel bir şey çekiyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]