Just you translate Turkish
395,210 parallel translation
This might be a bad time, but can you watch Emma for just two sec... okay.
Yardım, güzel eşim. Yardım etsene kız.
I would sit at her feet, taking in her wisdom, like how when you forget the lyrics, you just say... ♪ Mm, a-well-a-well-a-well ♪
Dizinin dibine oturup bilgeliğini özümserdim. Mesela sözleri unuttuğunda dersin ki...
No, it's just, how do you compete with a memory?
Hayır, sadece... Bir hatırayla nasıl başa çıkabilirim?
Well, I just don't want to be in the middle of it and you're thinking, "Well, my dead wife would've choked me harder."
Sadece tam iş üstündeyken "Ölü karım bile boğazımı daha iyi sıkardı." diye düşünmeni istemem.
We'll just tell them you're our Emotional Support Human.
Duygusal destek insanımız, deriz.
Oh, I'm sorry, Bon, but can you speed up a little? We're gonna be late for our massages. Hang on just a minute.
Üzgünüm Bon ama biraz hızlanabilir misin?
Can't they just stay home and lick themselves till you get back?
Sen eve dönene kadar evde kalıp kendilerini yalayamazlar mı?
Well, you just have to be patient.
Sabırlı olmalısın.
- And she just gave it to you.
- Ve sana öylece verdi.
I don't care how you got there, I'm just glad you're happy.
Oraya nasıl geldiğin umurumda değil, sadece, mutlu olduğuna sevindim.
You and I didn't speak for years and it just made things worse.
Sen ve ben yıllarca konuşmadık ve bu işleri daha kötü hale getirdi.
'Cause just the other day you wanted to ditch her in the desert.
Çünkü geçen gün onu çöle terk etmek istiyordun.
You just have no idea what it's like to have a child that you worry about every second of every day.
Bilmedikleri, günün her saniyesi endişelenmen gereken bir çocuğun olmasının nasıl bir şey olduğu.
You think? 'Cause I was just gonna throw knives at it.
Çünkü ben bıçak fırlatacaktım.
Not living, just, you know, surviving.
Yaşayarak değil, biliyorsun, hayatta kalmaya çalışarak.
Uh, not sure. I just sent you a photo.
Sana bir fotoğraf yolladım.
I figured for what you need, you could just use this settling drum.
İhtiyacınız olan şeyi anladım, bu tahliye fıçısını kullanabilirsiniz.
Okay, you just stand here. As soon as they start sanding, Paige and I will get you out.
Zımparalamaya başlar başlamaz Paige ve ben seni çıkartacağız.
Ada, I know you can't answer me, I just wanted to, uh... wanted to tell you how proud I am of you.
Ada, bana cevap veremediğini biliyorum sadece seninle ne kadar gurur duyduğumu söylemek istedim.
Right now, I just want you to focus on the Knucklehead, run through each part of it through your mind.
Şimdi, senden tek istediğim Knucklehead'a odaklanman her bir parçasını aklından geçir.
I'm just tickled you thought of me.
Hakkımdaki düşüncen beni eğlendirdi.
Let me just show you on the computer?
- Sana bilgisayarda göstereyim mi?
Just figure something out before that thing gets too far away, because if you don't, the Marari virus is gonna spread, and people are gonna die.
Bu şey çok uzağa gitmeden bir çözüm yolu bulun, bulmazsanız Marari virüsü yayılacak... -... ve insanlar ölecek.
Why did you just scream?
- Neden bağırdın?
We just want to perform some scientific tests on you.
Tek istediğimiz üstünde bazı bilimsel deneyler yapmak.
No, no. You know what, a cheek swab'll work just as well and it won't hurt him.
Bakın ne diyeceğim yanaktan örnek almak yetecektir hem ona da zarar vermez.
You just found us our mortar tube, Cabe.
Az önce bize havan namlumuzu buldun Cabe.
Her elegant lessons on tolerance just take my breath away, you know?
Hoşgörüyle ilgili ince dersleri nefesimi kesiyor.
Or maybe I just won't do it, since you're protecting me.
Belki de yapmam, ne de olsa beni koruyorsun.
I don't pretend to know what you're going through, uh... But my oldest daughter just turned 16.
Ne yaşadığınızı biliyormuş gibi yapamam, ama büyük kızım da yeni 16 oldu.
She just wanted to spend some time with me without having to worry about what you'd think.
Tek istediği senin ne diyeceğini düşünmeden benimle vakit geçirmekti. 3 tren.
So you just found him like that.
Demek onu o halde buldun. - Ne olmuş?
We were just, you know, figuring it out.
Sadece çözmeye çalışıyorduk.
Apart from being incredibly stupid, you are just so predictable.
Aşırı aptal olmanızın dışında çok da tahmin edilebilirsiniz.
You just left for the church.
Daha az önce kiliseye gitmiştiniz.
I just need to get to the library so I can, you know, locate Christ's blood.
İyiyiz. Benim İsa'nın kanının yerini bulmak için kütüphaneye gitmem gerek.
If you could just follow me this way.
Benimle gelin.
Just imagining what you'd look like without teeth.
Dişlerin olmadan nasıl görünürdün diye düşünüyorum.
Uh... you saw what just happened.
Az önce olanları gördün.
You depowered the Spear. Well, I guess we'll just have to do this the old fashioned way.
O zaman sanırım bu işi eski usül halledeceğiz.
You're just gonna walk out of here and not say good-bye?
- Ne yani? Veda bile etmeden yürüyerek çekip gidecek misin?
It seems the disruption you created in 1916 was just the start.
Görünüşe göre 1916'da yarattığınız bozulma sadece başlangıçmış.
But when times are tough, you just got to trust that God has a plan.
Ama işler kötü gittiğinde, Tanrı'nın bir planı olduğuna inanman lazım.
You just lead him to the front door, and he'll take care of the rest.
Siz sadece ona yolu göstereceksiniz gerisini o halledecek. - Hanım efendi.
Okay, so, you just want us to play wingman to the Terminator over there?
Yani şuradaki Terminatör'ün yancısı olmamızı mı istiyorsunuz? Peki sen?
You're just gonna stand there and let this happen?
Orada durup bunların olmasına izin mi vereceksin?
Just so you know, you could get a little queasy on reentry.
Atmosfere geri girdiğimizde biraz miden bulanabilir.
What makes you think I could just waltz in there - and see him now?
Oraya kolayca girip onu görebileceğimi nereden biliyorsunuz?
- You know what I just realized?
- Az önce ne fark ettim biliyor musunuz?
Jimmy, tell me you didn't come here just to ask me about this guy Flynn.
Jimmy, bana sırf bu Flynn denen adamı sormak için geldiğini söyleme.
You know what? I'm just going to take the stairs.
Ben merdivenlerden inerim.
just you and me 427
just yours 18
just you wait 152
just you wait and see 22
just you watch 20
just you and i 39
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
just yours 18
just you wait 152
just you wait and see 22
just you watch 20
just you and i 39
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you got this 563
you will be 199
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you suck 398
you can do it 1412
your 1839
you bitch 789
you're cute 195
you okay 9168
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
your honor 7894
yourself 387
your hat 64
your own 34
yours 1007
youn 21
you know that 5741
you tell 24
younger 104
you are 6060
you got a pen 63
you're welcome 5601
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24
you got a pen 63
you're welcome 5601
your full name 16
you all right 5423
youth 73
you don't want to talk to me 24