Love you translate Turkish
138,016 parallel translation
- I love you, too.
- Ben de sizi seviyorum.
I love you.
Seni seviyorum.
I love you.
Ben de seni.
I love you, Meg.
Seni seviyorum Meg.
Mwah. - I love you.
- Seni seviyorum.
- I love you, I love you, I love you.
- Seni seviyorum, seni seviyorum.
I think I love you!
Sanırım seni seviyorum.
I love you, too.
Ben de seni.
- I love you, but not that much.
- Seni seviyorum ama bu kadar değil.
I love Eduard as I love you.
Eduard'ı seviyorum, seni sevdiğim gibi.
Love you.
Seni seviyorum.
I love you more than anything.
Seni her şeyden çok seviyorum.
You know I love you.
Seni sevdiğimi biliyorsun.
Of course I love you.
Tabii ki seni seviyorum.
I love you, you can trust me.
Seni seviyorum, bana güvenebilirsin.
- Seriously, we love you guys.
- Cidden, sizi seviyoruz.
Love you too.
Ben de seni seviyorum.
I-I love you.
Seni seviyorum.
I love you so much.
Seni çok seviyorum.
Did I ever tell you that I love you, but I hate your driving?
Seni severim ama araba kullanmandan nefret ediyorum.
Baby, I love you.
Bebeğim, seni seviyorum. - Alo.
- I said, "I love you!"
Seni seviyorum, dedim!
Man, I just wanna tell you, man, I love your music.
Sadece şunu söylemek istedim : Müziğine bayılıyorum.
I love you... so much.
Seni seviyorum hem de çok.
Obviously, I love you very much.
Biliyorsun, seni çok seviyorum.
- In your ears, I whisper, "I love you."
- Kulaklarına "seni seviyorum" diyorum.
You know I love you more than anything, right?
Biliyorsun, seni her şeyden çok seviyorum.
Megan, I really do love you.
Megan, seni gerçekten seviyorum.
- I love you, baby.
- Seni seviyorum bebeğim.
- I love you, too.
- Ben de seni.
I love you, baby.
Seni seviyorum bebeğim!
Still, I love you!
Seni hâlâ seviyorum.
We'd love for you to come, if you can.
Sizin de gelmenizi çok isteriz, gelebilirseniz tabii.
I love how you know all this shit.
Bunca şey bilmen çok hoşuma gidiyor.
You love to hate me.
Benden nefret etmeyi seviyorsunuz.
But you were in love and you were desperate.
Âşıktın ve çaresizdin.
Do you love me?
Beni seviyor musun?
We love you.
Sizi seviyoruz.
- But I'm in love with you.
- Ama sana âşığım.
You don't get to fall in love.
Sen âşık olamazsın.
I'm in love with my job, which is to get little bitch babies like you to act like grown-ass men when the world needs them to do their job.
Ben işime âşığım. O da senin gibi huysuz piç kurularının işlerini yapmaları gerektiğinde erkek gibi davranmalarını sağlamak.
First, you tell Peyton that you're in love with her, leaving her confused and speechless, and then you take home your old boss for a drunken hate-bonk.
Önce Peyton'a ona aşık olduğunu söylüyorsun onu şaşkın bir şekilde konuşmadan ortada bırakıyorsun. Sonra eski patronunla sarhoş sarhoş nefret seksi yapıyorsun.
- Then you're gonna love this.
O zaman buna bayılacaksın. Sözüm ona...
We love this town, love our way of life, want to see it go on... and I can help you with that.
Bu kasabayı seviyoruz. Hayat tarzımızı seviyoruz ve bunu devam ettirmek istiyoruz. Bu konuda sana yardımcı olabilirim.
I can deal with the bald head and some love handles, but you're gonna have to work to make me smile.
Kel kafa ve göbeğini idare ederim ama beni güldürmek için uğraşacaksın.
You love to go where life takes you, and I am so grateful that life brought you to me, because I know that no matter what our future brings, we will have each other.
Hayatın seni götürdüğü yere gitmeyi seviyorsun ve hayat seni bana getirdiği için çok minnettarım çünkü biliyorum ki gelecek bize ne getirirse getirsin birbirimize sahip olacağız.
Megan, will you have this man to be your husband, to love and to comfort, to honor and to keep in sickness and in health for as long as you both shall live?
Megan, bu adamı bir ömür boyu sevip saymayı, hastalıkta ve sağlıkta, ölüm sizi ayırana kadar eşi olmayı kabul ediyor musun?
He's your son, and even if you can't love him... you have to take care of him.
O senin oğlun ve onu sevemesen bile onunla ilgilenmelisin.
I bet you love coming here and fucking with mortals'cause back home in god-land, you barely rank.
Eminim buraya gelmeyi seviyorsun Ve ölümlüler ile lanet Çünkü evde geri döneceğim Tanrı topraklarında, hemen hemen sıralamalısın.
You don't care for people, but you do love her, don't you?
İnsanlarla ilgilenmiyorsun, Ama onu seviyorsun, değil mi?
You love impractical electives.
O derse bayılırsın.
love you too 190
love you guys 28
love you more 28
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
love you guys 28
love you more 28
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
your own 34
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
yours 1007
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63